Allah Hadidir.(Görüntülü ve Sesli - Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye

Hâdî
Allah Hadidir.

Ayeti kerimede:

Biz böylece onun peygambere suçlulardan bir düşman verdik. Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter! ( Furkan: 31).

Bir büyük evliya şöyle açıklamıştır:

Hâdî: Hidayeti yaratan, dilediği kullarını hidayete erdiren.

Allah-u Teâlâ kendi zâtını bilmek ve doğru yolu bulmak için lütuf ve keremi ile kullarında muvaffakiyet halkeder. O kime hidayeti nasip ederse, doğru yolu bulmuş olur. Kimi de sapıklığı ile başbaşa vidalısa, doğru yolu bulamaz.

"Allah kime hidayet ederse, o kimse hak yoldadır. Kimi de sapıklaşabilirsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bir mürşid bulamazsın." (Kehf: 17).

"Şüphesiz ki Allah iman edenleri mutlaka dosdoğru bir yola iletir." (Hacc: 54).

Azim nispetinde kullarını, hidayetlerini geliştirmek, sermayelerini çoğaltır, yollarını açar ve önlerine ışık tutar.

Hidayet Allah-u Teâlâ'nın, kendi zâtını bilmek için lütuf ve keremi ile kullarında halkettiği muvaffakiyettir. İman nûrunu ihsan ettiği, kalbine akıttığı kulunu, mârifetullah nûru ile kudsî ruh ile ahlaksız.

"

Satın alınmıştır.

İmam Gazali hazretleri esmaül hüsna şerhinde bu ismi şerif şöyle anlatılmıştır.

EL'HADÎ



O, öyle bir yeritır ki, kullarından havas olanlarına, zalim tanımaya hidayet, zatının bilinmesine delil getirmişlerdir. Kullarından avam tabakasına, koymalarını de onlarca, ıspata koyulmuşlardır.

Hülasa onun yaratığı, neye ihtiyacı varsa, ne yapması lazımsa hidayet üzerine.

İşte çocuğa doğar doğmaz , meme emme ilhamını , civcive yumurtadan çıkar çıkmaz yerdeki taneleri toplama ilhamını veren o olmuştur .

Ya arı? Ona altı köşe şeklinde petek yapmayı kim göstermiştir? Bunların hepsini ayrı ayrı açıklayacak olursak konu uzayıp gider . İki ayetle anlatmaya çalışalım:

1- "Bizim Rabbimiz her şeye hilkatini veren , sonra da doğru yolunu gösterendir"

2 - "Takdir eden (ona göre de) yol gösterendir .

İnsanlardan hidayet edenler , peygamberler ve halkı doğru yola irşat eden âlimlerdir . Aslında insanları onların vasıtasıyla hidayet eden Allah'tır . Çünkü peygamberler olsun , âlimler olsun , O'nun emirlerini yerine getirmeye yine O'nun tarafından vazifelendirilmişlerdir .



Buyurmuştur .

Doğru yolun özü , diğer tüm sapık yolları ayırt ettirecek ayeti kerime şudur .

Ayeti kerimede:

"Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar doğru yoldadırlar. " (Yasin: 21).

Doğru yolu bulmak kuran ve sünnet ile mümkün olup hadisi şu şekilde satın alınmıştır.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Ümmetim benden sonra yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna, diğerleri hep ateştedir.

- Onlar kimlerdir Yâ Resulellah?

Benim ve Ashâb'ımın yolunda olanlardır. " (Ebu Dâvud).​







Müslüman görünen münafıkların halini Allahu Teala şöyle anlatmıştır.



Ayeti kerimede:

Allah da kendileriyle alay eder, onlara azgınlıklarında mühlet verir, bu yüzden onlar bir müddet başı-boş dolaşırlar. İşte onlar hidayet tanıtılmış sapıklığı satın almışlardır. Bu alış-verişleri kâr sağlamamıştır, doğru yolu da bulamamışlardır. Öd (münafıkların) hali, karanlık bir gecede ateş yakan kimsenin nasıl benzer. Ki, ateş tam onların ledini aydınlatmışken, Allah onların nurlarını giderir ve onları karanlıklar içinde onaylı. Onlar artık hiçbir şeyi göremez olurlar. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. Yahut onların hali, gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve yıldırım bulunan yağmura tutulmuş kimselerin durumu aşağıda verilmiştir. Yıldırımdan ölme korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah o kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. O esnada şimşek sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar. Etraflarını aydınlatınca bir kaç adım yürürler. Fakat üzerlerinde karanlık çökünce olduğu yerde kalırlar. Allah dileseydi elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Şüphesiz ki Allah onun şeye kâdirdir. Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ki korunasınız. (Bakara: 15'den 21'e).



Kulübede yapılacak. Allah Celle ve Celalühü emir ve yasaklarına harfiyen uyup, gönülden teslim olacak.

Bir kudsi hadiste:



Ebu İdris el-Havlani, Ebu Zerr radıyallahu anh'dan anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu shipam, aziz ve celil alan Rabbinden naklen anlattığına göre, Rabb Teala şöyle satın aldı:

"Ey kullarım! Ben zulmü kendime haram kıldım; onu sizin aranızda da haram kıldım; öyleyse birbirinize zulüm yapmayın.

Ey kullarım! Benim hidayete ulaştırdıklarım hariç, hepiniz sapıklık içinde kalırsınız, öyleyse benden sizi hidayete ulaştırmamı isteyin ki, boyut hidayet nasip edeyim.



Ey kullarım! Benim doyurduklanm hariç, hepiniz açsınız; öyleyse benden sizi doyurmamı isteyin ki, 'size yiyecek vereyim.

Ey kullarım! Benim giydirdiklerim hariç , hepiniz çıplaksınız; öyleyse benden sizi giydirmemi isteyin ki , size giyecek vereyim .

Ey kullarım! Sizler gece-gündüz hata edip günah işliyorsunuz . Ben ise bütün günahları affediyorum . Öyleyse siz de benden günahlarınızın affını isteyin ki , sizleri affedeyim .

Ey kullarım! Sizin bana bir zarar vermeye gücünüz yetmez ki , zarar veresiniz . Aynı şekilde , bana bir fayda vermeye de gücünüz yetmez ki , fayda veresiniz .

Ey kullarım! Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz , insanlarınız ve cinleriniz en muttaki bir insan gibi olsanız ve o sıfat içinde bana kulluk etseniz , bu benim mülkümde hiçbir şey artırmaz , yüceliğime bir şey katmaz .



Ey kullarım! Sizin ilk insandan oğlum. insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en günahkâr bir insan gibi olsanız ve o halde bana isyan etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez, yüceliğime hiçbir zarar vermez.

Sizin ilk insandan oğlum insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz bir tepede toplansanız, onun biriniz benden bir şey istese ve hepinize istediğinizi versem, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez.

Ey kullarım! Siz amel etmektesiniz, ben ise sizin için tesbit edip yazıyorum; sonra onların karşılığını size tam olarak vereceğim.

Kim amel defterinde bir hayır bulursa, (onu kılavuz nasip eden) yüce Allah'a hamdetsin. Kim de amel defterinde kötü işler bulursa, başkasını değil, sadece kendi nefsini kınasın. "Âlemlerin haham yüce Allah'a hamdolsun.
(Kaynak: İmam Gazâlî eserinde kırkıncı kudsi hadis. Kütübi sittede 5327. Hadis.).





Hidayet hakkında hadisi şerifler:

"Ebu Mûsa Abdullah İbnu Kays el-Eş'ari (radıyallahu anh) anlatıyor:" Hz. Peygamber (aleyhissalatu Vesselam) şöyle buyurdular: "Allah'ın benimle gönderdiği ilim ve hidayetin misali, bir araziye düşen yağmur gibidir. (Bilindiği üzere), bazı araziler var, tabiatı güzeldir, suyu kabul eder, bol bitki ve yetiştirir. var, münbit değildir, ot bitirmez, ama suyu tutar Onun tuttuğu su ile Cenab-ı Hakk kullanıcıları yararlandırır: Bu sudan kendileri içerler, hayvanlarını sularlar ve ziraat yaparlar Diğer bir araziye daha isabet eder ki, bu ne su tutar ne ot bitirir.

Bu temsilin biri Allah'ın dininde ilim sahibi kılınana delalet eder , böylesini Allah benimle göndermiş olduğu hidayetten yararlandırır; yani hem öğrenir , hem öğretir . Temsilden biri de , buna iltifat etmeyen Allah'ın benimle gönderdiği hidayeti hiç kabul etmeyen kimseye delalet eder" . "
(Buhari , Kaynak kütübi sitte:56) .



"Ebu Hüreyre ( radıyallahu anh ) , " ( Ey Muhammed ) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin , ama Allah dilediğine hidayet verir" ( Kasas 56 ) ayeti hakkında şunu söylemiştir: "Bu ayet Resûlullah ( aleyhissalatu vesselam ) 'ın , amcası Ebu Talib'in İslam'a girmesini ısrarla istemesi üzerine nazil oldu . " ( Müslim , Kaynak kütübi sitte:728) .



"Resûlullah ( aleyhissalatu vesselam ) iki secde arasında: "Allahım bana mağfiret et , merhamet et , beni zengin kıl , bana hidayet ver , bana rızık ver ) derdi" . "( Ebu Davud , Kaynak kütübi sitte:1781) .



Hz . Peygamber ( aleyhissalatu vesselam ) geceleyin uyanınca şu duayı okurdu: "Allahım! Seni hamdinle tenzih ederim , Senden başka ilah yoktur . Günahım için affını dilerim , rahmetini taleb ederim . Allahım ilmimi artır , bana hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma . Katından bana rahmet lutfet . Sen lutfedenlerin en cömerdisin" . " (Ebu Davud , Kaynak kütübi sitte:1798) .



"Sehl İbnu sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Vallahi , senin hidayetinle bir tek kişiye hidayet verilmesi , senin için kıymetli develerden müteşekkil sürülerden daha hayırlıdır . " (Ebu Davud , Kaynak kütübi sitte:4089) .



"Yezid İbnu Hayyan , Zeyd İbnu Erkam radıyallahu anh'tan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:







"Haberiniz olsun! Ben size iki ağırlık bırakıyorum . Bunlardan biri Allah Teala'nın Kitabı'dır . O , Allah'ın ( sema-arz arasına uzanmış ) ipi olup , kim ona tutunursa hidayet üzere olur , kim de onu terkederse dalalete düşer . İkincisi itretim , Ehl-iBeytim'dir . " Biz , Zeyd İbnu Erkam'a sorduk:







"Kadınları da Ehl-i Beyt'inden midir?"







"Hayır! dedi , Allah'a yemin olsun , kadın bir müddet erkekle beraber olur . Sonra ( kocası ) onu boşar , o da babasına ve kavmine döner . "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ehl-i Beyt'i aslı ve kendinden sonra sadaka haram olan asabesi'dir . "
(Müslim , Kaynak kütübi sitte:4463) .





"Yine Hz . Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:







"Kim bir hidayete davette bulunursa , buna uyanların sevaplarının bir misli ona gelir ve bu durum , onların ücretlerinden hiçbir şey eksiltmez . Kim bir dalalete çağrıda bulunursa , buna uyanların günahlarından bir misli de ona gelir ve bu onların günahlarından hiçbir eksiltme yapmaz . " (Müslim , Kaynak kütübi sitte:4646) .



"İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:







"Allah ( cin ve ins dahil ) mahlukatını bir karanlık içinde yarattı . Sonra üzerlerine kendi nurundan serpti . Bu nur , kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular , kimlere de isabet etmediyse sapıttılar . Bu sebeple diyorum ki: "Kalem , Allah Teala'nın ilmi hususunda kurumuştur . " ( Tirmizi , 4805) .



Hz . Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Ben müşrike annemi İslam'a davet ediyordum , fakat hep imtina ediyordu . Bir gün yine davette bulunmuştum , bana Resûlullah aleyhissalatu vesselam hakkında hoşuma gitmeyen sözler işittirdi . Ağlayarak Aleyhissalatu vesselam'a gittim .







"Niye ağlıyorsun?" diye sordu .







"Ey Allah'ın davet dedim, annemi İslam'a davet ediyordum, hep bana imtina etti. Bugün de aynı davette bulundum, bu sefer hakkınızda hoşuma gitmeyen sözler sarfetti. Ebu Hureyre'nin annesine hidayet vermesi için Allah'a dua ediverin!" dedim.







Bu talebim üzerine Aleyhissalatu Vesselam:







"Allahım! Ebu Hureyre'nin annesine hidayet et" buyurdular. Ben, Aleyhissalatu shipam'ın duasına sevinerek huzurlarından ayrıldım. Anneme geldiğim zaman, kapıya yöneldim. Kapı kapalıydı. Annem ayak seslerimi işitti.







"Ebu Hureyre! Yerinde dur (içeri girme)!" diye seslendi. Ben su şırıltılarını işittim, yıkanıyordu. Yıkandı, entarisini giydi, alelacele başörtüsünü koydu ve kapıyı açtı.







"Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir!" diyordu. Ben hemen Resûlullah aleyhissalatu damaram'a döndüm. Sevinçten ağlıyordum.







"Ey Allah'ın Resulü! Müjde dedim. Allah senin duanı kabul buyurdu. Ebu Hureyre'nin annesine hidayet nasib etti!"







Aleyhissalatu Vesselam Allah'a hamdetti ve hayırlı sözler dedi. "
(Müslim, Kaynak kütübi sitte: 5564).





"Hz. Ömer radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın mescidine gitmiştir . Orada Hz . Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh'ı Aleyhissalatu vesselam'ın kabrinin dibinde oturmuş ağlar bulmuş ve: "Niçin ağlıyorsun?" diye sormuştur . Hz . Mu'az: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işitmiş olduğum bir hadis sebebiyle" demiş ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hadisini okumuştur: "Şurası muhakkak ki riyanın azı dahi şirktir . Kim Allah'ın velisine düşmanlık yaparsa şüphesiz Allah ile savaşmaya çıkmış olur . Allah itaatkar , takva sahibi ve halktan uzak duran öyle ( kendi halinde ) kullarını gerçekten sever ki , onlar görünmedikleri zaman aranmazlar ( ehemmiyet verilmedikleri için , yoklukları kimsenin dikkatini çekmez ) , hazır bulundukları zaman ( da meclislere , ciddi meşguliyetlere ) çağırılmazlar , tanınmazlar . Kalpleri pırıl pırıl hidayet kandilleridir . ( Onları hiçbir şey şekke şüpheye atamaz . ) Her müşkil meselenin , ağır belanın altından kalkarlar . " (Kaynak kütübi sitte:7158) .



Ahir zamanda birçoğu Kendi nefsleri için , bir takım dünya menfaatleri için ilahi hükümleri , ayetleri görmezden gelirler . Sapıklığı tercih ederler . Kendileri şaşırdıkları gibi halkıda şaşırtırlar çok dikkat edilmelidir .

Bir büyük evliya yine şöyle demiştir .



Cenâb-ı Hakk’ın bir insanda dalâlet yaratması , o insanın kendi arzusu ile sapıklık yolunu seçmiş olmasındandır . Yoksa kul iradesini dalâlete yöneltmedikçe , Hazret-i Allah onu zorla sapıklığa düşürmez . Çünkü insanda hidayet ve iman fıtrîdir , yaratılışında vardır . Dalâlet ve küfür insanın cüz’i iradesini kötüye kullanmasından dolayı sonradan ârız olmuştur .



Buyurmuştur .

Ayeti kerimede:

“İnsanları hidayete erdirmek senin üzerine borç değildir. (Sana düşen hidayete davettir.) Şu kadar var ki, Allah dilediği kimseye hidayet eder. ”(Bakara: 272)

“Dileseydik herkese hidayet verirdik. ” (Secde: 13)

Dünya imtihan olup Alemlerin Rabbine sığınmalı, hidayet istemeli, ona yönelmeli, kalpten emir ve yasaklarına uymalıyız. Allah Celle ve Celalühü dilediğini kurtaracaktır.



Kuranı kerimde hidayet kelimesi geçen tüm ayeti kerimeler:



016. Bakara İşte onlar hidayet bile sapıklığı satın almışlardır. Bu alış-verişleri kâr sağlamamıştır, doğru yolu da bulamamışlardır.

026. Bakara Şüphesiz ki Allah sivrisinek veya ondan daha küçüğüyle misal getirmekten çekinmez. İman edenler misallerin Rablerinden gelen bir hak olduğunu bilirler. Kâfirler ise: "Allah bu misalle ne demek istedi?" derler. Allah bu misalle bir çoğunu saptırır, bir çoğunu da hidayete erdirir. Verdiği misallerle Allah ancak fâsıkları saptırır.

038. Bakara Onlara: “Hepiniz oradan inin! Size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. "Dedik.

053. Bakara Doğru yolu bulup hidayete erişesiniz diye Musa'ya Kitap ve furkan (hak ile bâtılı birbirinden ayıran ölçü) vermiştik.

070. Bakara “Rabbine bizim için duâ et, onun mahiyetini bize gönder bildirsin. Çünkü bizce birçok sığırlar birbirine benziyor. Allah dilerse elbette buluruz ve hidayete ereriz. ”Dediler.

097. Bakara De ki: “Kim Cebrâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki bu Kur'an'ı Allah'ın izniyle senin kalbine o indirmiştir. O Kur'an ki, önceki kitapları anlattık, müminler için hidayet kaynağı ve müjdedir.

0120. Bakara. Sen onların dinlerine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar aslâ senden hoşnut olmazlar. De ki: “Allah'ın hidayeti asıl hidayetin tâ kendisidir. ”Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı olmaz.

0143. Bakara. İşte sizi böylece, bütün insanlara karşı şâhitler olmanız için tam ortada vasat bir ümmet kıldık. Peygamber de size şâhit olsun. Biz senin arzulayıp da üstünde durduğun Kâbe'yi; Peygamber'e uyanı, ökçesi üzerinde geriye dönenden ayıralım diye kıble yaptık. Doğrusu bu, Allah'ın hidayet edip yol gösterdiği kimselerden elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı aslâ zâyi edecek değildir. Şüphesiz ki Allah insanlara şefkatlidir ve merhamet edendir.

0159. Bakara. İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti biz Kitap'ta yukarıda belirttikten sonra gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet ediciler lânet eder.

0175. Bakara. Onlar hidayeti verip sapıklığı, mağfireti bırakıp azabı satın almış kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar!

0185. Bakara. Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, hidayeti açıklayan, hakkı ve bâtılı ayırt eden Kur'an o ayda indirildi. Şu haldeyken ona kim o aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, güçlük istemez. Bu dili dilemesi, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu gösterdiğinden ötürü Allah'ı yüceltmeniz içindir. Umulur ki şükredersiniz!

0198. Bakara. Rabbinizin lütuf ve ihsanını yürütmede size hiçbir vebal ve günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın dörtte Meş'ar-i haram'ın yanında Allah'ı zikredin. O size nasıl hidayet ettiyse, siz de O'nu öylece zikredin. Bundan evvel siz sapıklardan idiniz.

0258 . Bakara . Allah kendisine hükümranlık verdi diye , Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut’u) görmedin mi? İşte o zaman İbrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür . ” demişti . O da: “Ben de diriltir ve öldürürüm . ” dedi . İbrahim: “Şüphesiz ki Allah güneşi doğudan getiriyor , sen de onu batıdan getir!” deyince inkâr eden adam şaşırıp kaldı . Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez .

0264 . Bakara . Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp , insanlara gösteriş için malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın . O gösteriş yapanın durumu , üzerinde biraz toprak bulunan kayaya benzer . Şiddetli bir sağanak isabet eder de onu sert bir kaya halinde bırakıverir (Toprağı gider , kaya kalır) . Kazandıklarından hiçbir şey elde edemez . Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez .

0272 . Bakara . İnsanları hidayete erdirmek senin üzerine borç değildir . Şu kadar var ki , Allah dilediği kimseye hidayet eder . Hayır olarak harcadığınız her şey kendiniz içindir . Zaten siz yalnız Allah rızâsını kazanmak için infak edersiniz . Verdiğiniz her hayır , tam olarak size noksansız ödenir ve siz aslâ haksızlığa uğratılmış olmazsınız .

04 . Ali İmran Daha önce insanlara hidayet yolunu gösterici olarak Furkan’ı indirdi . Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır . Allah Azîz’dir , intikam sahibidir .

08 . Ali İmran (Onlar şöyle yalvarırlar): “Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola hidayet ettikten sonra kalplerimizi saptırıp döndürme . Bize kendi nezdinden bir rahmet ver . Şüphesiz ki bağışı en bol olan sensin . ”

073 . Ali İmran “Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın . ” De ki: “Gerçek hidayet Allah’ın hidayetidir . ” (Onlar kendi aralarında şöyle dediler): “Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğine , veya Rabbinizin katında size karşı onların delil getireceklerine de inanmayın . ” De ki: “Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir , onu dilediğine verir . Allah’ın lütfu geniştir , O her şeyi bilir . ”

086 . Ali İmran İman ettikten , peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra inkâr eden bir topluluğu Allah nasıl hidayete eriştirir? Allah zâlimler topluluğunu hidayete eriştirmez .

096 . Ali İmran Şüphesiz ki insanlar için ilk kurulan Beyt , Mekke’deki mubarek ve âlemlere hidayet kaynağı olan Kâbe’dir .

0138 . Ali İmran . Bu (Kur’an) , insanlar için bir açıklama , takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür .

07 . Rad Kâfirler: “Ona Rabbinden bir âyet (mucize) indirilmeli değil miydi?” dediler . Sen ancak bir yol göstericisin ve her toplumun hidayet rehberi bir yol göstericisi vardır .

027 . Rad Kâfirler: “Ona Rabbinden bir âyet (mucize) indirilmeli değil miydi?” dediler . De ki: “Şüphesiz ki Allah dilediğini dalâlete düşürür ve Hakk’a inabe edene de hidayet eder . ”

031 . Rad Eğer Kur’an ile dağlar yürütülseydi veya onunla yer parçalansaydı , yahut onunla ölüler konuşturulmuş olsaydı (kâfirler yine de inanmazlardı) . Hayır! Bütün işler Allah’a âittir . İman edenler hâlâ bilmediler mi ki , Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi . Allah’ın vaadi gelinceye kadar inkâr edenlere , yaptıklarından dolayı ya ansızın büyük bir belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yakınına inecektir . Şüphesiz ki Allah vaadinden aslâ dönmez .

04 . İbrahim Biz her peygamberi mutlaka kendi kavminin dili ile gönderdik ki , onlara apaçık anlatsın . Allah dilediğini dalâlette bırakır , dilediğini de hidayete erdirir . O Azîz’dir , hükmünde hikmet sahibidir .

0115 . Nisa . hidayet kendisine apaçık belli olduktan sonra , peygambere muhalefet edip inananların yolundan başkasına uyan kimseyi döndüğü yolda bırakırız . Ahirette de kendisini cehenneme sokarız . Ne kötü bir dönüş yeridir orası!

051 . Maide Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin . Onlar birbirlerinin dostudurlar . Sizden kim onları dost edinirse , o onlardandır . Şüphesiz ki Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez .

067 . Maide Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et . Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun . Allah seni insanlardan koruyacaktır . Doğrusu Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez .

0108 . Maide . Bu , şâhitliği gereği gibi yapmalarına veya yeminden sonra yeminlerin reddedilmemesinden korkmalarına daha yakındır . Allah’tan korkun ve dinleyin! Allah fâsıklar gürûhunu hidayete erdirmez .

035 . Enam Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa , o zaman gücün yetiyorsa yerde bir delik aç veya göğe merdiven kur da , onlara bir âyet getir . Allah dilemiş olsaydı elbette onları hidayet üzerinde toplardı . O halde sakın câhillerden olma!

056 . Enam De ki: “Allah’ı bırakıp da taptığınız başka şeylere ibadet etmek bana yasak edildi . ” De ki: “Sizin hevâ ve heveslerinize aslâ uymam! Aksi takdirde sapıklığa düşmüş ve hidayete erenlerden olmamış olurum . ”

071 . Enam De ki: “Allah’ı bırakıp da bize bir fayda ve zarar veremeyen şeylere mi tapalım? Allah bize hidayet ettikten sonra topuklarımızın üzerinde geriye mi döndürülelim? O kimse gibi ki , şeytanlar saptırarak şaşkın bir halde onu çölde bırakmışlar , arkadaşları ise: “Bize gel!” diyerek doğru yola çağırıyorlar . De ki: “Şüphesiz ki asıl hidayet ancak Allah’ın hidayetidir ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk . ”

084 . Enam Biz ona İshak’ı ve Yakub’u bağışladık , her birini doğru yola eriştirdik . Daha önce de Nuh’u ve onun neslinden Davut’u ve Süleyman’ı , Eyyub’u , Yusuf’u , Musa’yı ve Harun’u hidayete kavuşturmuştuk . İşte biz muhsinleri böyle mükâfatlandırırız .

086 . Enam İsmail’i , Elyesâ’yı , Yunus’u ve Lût’u da hidayete erdirdik . Her birine âlemlerin üstünde meziyetler verdik .

088. Enam İşte bu yol Allah'ın hidayet yoludur. Allah kullarından dilediğini bu yola eriştirir. (Kime dilerse ona nasip eder). Eger onlar da şirk koşsalardı, elbette yapagel yaptıkları şeyler boşa çıkardı.

090. Enam Ey peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların gittiği doğru yolu tutup onlara uy, o yol yürü. De ki: “Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. ”Bu, âlemler için ancak bir öğüttür.

091. Enam Onlar Allah'ı lâyıkıyle bilip takdir edemediler. Çünkü Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi. ”Dediler. De ki: “Musa'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği Tevrat'ı kim indirdi? Siz onu parça parça kağıtlar haline getirip, işinize geleni açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler (Kur'an'da) boyutu öğretilmiştir. ”Resul'üm! Sen "Allah!" de, sonra bırak onları, daldıkları bataklıkta oynaya dursunlar.

0117. Enam. Senin Rabbin kendi yolundan sapanı en iyi bilendir. hidayete ermiş olanları da en iyi bilen O'dur.

0125. Enam. Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe yükseliyormuş gibi iyice daraltır. Allah inanmayanların üzerine işte böyle murdarlık indirir.

0140. Enam. Cehaletleri yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'a iftira ederek, O'nun oluşturulmuş rızkı haram kılanlar, muhakkak ki hüsrana uğramışlardır. Onlar doğru yoldan sapmışlardır. hidayete erecek de değillerdir.

0144. Enam. Deveden de iki, sığırdan da iki. De ki: “O, iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi iki dişinin rahimlerinde bulunanları mı haram kıldı? Yoksa Allah Bunları size emrederken orada hazır mıydınız? ” İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim vardır? Şüphesiz ki Allah zâlimler eşi hidayete erdirmez.

0149. Enam. De ki: “Kesin delil Allah'ın delilidir. O dileseydi elbette hepinizi hidayete kavuştururdu. "

0154. Enam. Sonra iyilik edenlere nimetimizin tamamlanması ve her şeyi geniş bir şekilde açıklanması için, hidayet ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına iman ederler.

0157. Enam. Veya: “Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha doğru yolda olurduk. ”Dememeniz için. İşte size Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet gelmiştir. Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve onlardan yüz çevirenden daha zâlim kim olabilir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirdiklerinden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız.

030. Araf O, bir topluluğu hidayete erdirdi, bir havuza da sapıklık hak oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları dost edindiler. Böyle iken onlar kendilerinin doğru yolda bulunduklarını, hidayete erdirilmiş bilgili zannederler.

043. Araf Biz onların gönüllerindeki kinleri çıkarır atarız. Altlarından ırmaklar akmaktadır. Ve onlar derler ki: “Lütfedip hidayeti ile bizi buna kavuşturan Allah'a hamdolsun. Allah bizi doğru yola iletmeseydi, biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Andolsun ki Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. ”Onlara:“ İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık olarak o boyut miras verildi. ”Diye seslenilir.

052. Araf Andolsun ki biz onlara ilim ile açıkladığımız, inanan bir topluluk için hidayet ve rahmet olarak bir kitap getirdik.

0154. Araf. Musa'nın öfkesi geçtikten sonra levhaları aldı. Öğren bir nüshasında: “Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet vardır. ”Yazılmıştı.

0155 . Araf . Musa , tayin ettiğimiz vakit için kavminden yetmiş kişiyi seçti . Onları bir sarsıntı tutunca , dedi ki: “Rabbim! Dileseydin bunları da beni de daha önce helâk ederdin . Aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helâk eder misin? Bu senin imtihanından başka bir şey değildir . Sen bu imtihanınla dilediğini dalâlete düşürür saptırırsın , dilediğini de hidayete götürür doğru yola iletirsin . Bizim dostumuz sensin . Bizi bağışla , bize merhamet et . Sen bağışlayanların en hayırlısısın . ”

0178 . Araf . Allah’ın hidayet edip doğru yola sevk ettiği kimse doğru yolu bulmuştur . Kimi de saptırırsa , işte onlar mahvolanlardır .

0198 . Araf . Onları hidayete çağırsanız işitmezler . Onların sana baktıklarını görürsün . Oysa onlar görmezler .

0203 . Araf . Onlara bir âyet getirmediğin zaman: “Sen kendin bir tane derleyip getirseydin ya!” derler . De ki: “Ben ancak Rabbimden bana vahyedilene uyarım . Bu , Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır) . İman eden bir topluluk için hidayet ve rahmettir . ”

018 . Tevbe Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan , namazı dosdoğru kılan , zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar imar eder . İşte hidayet üzere bulunanlardan olmaları umulanlar bunlardır .

019 . Tevbe Siz hacılara su dağıtma işi ile Mescid-i haram’ı onarma işini; Allah’a ve ahiret gününe inananla , Allah yolunda cihad edenle bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değildirler . Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez .

024. Tevbe Resulüm! De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz alış-verişler, hoşunuza gitmekte olan meskenler, boyut Allah ve O'nun Peygamber'inden, Allah ve O'nun Peygamber'inden, Allah cihaddan daha sevgili iseler, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar gürûhunu hidayete erdirip doğru yola iletmez. "

033. Tevbe Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber'ini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. İsterse müşrikler hoşlanmasınlar.

037. Tevbe Haram ayları geciktirmek, küfrü artırmaktan başka bir şey değildir. Çünkü kâfir olanlar saptırılır. Bunu bir yıl helâl, bir yıl da haram sayarlar ki, Allah'ın haram kıldığına sayıca uysunlar da Allah'ın haram ü helâl kılmış olsunlar. Kötü işler yapılabilir güzel gösterildi. Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez.

080. Tevbe Resulüm! Onlar için ister mağfiret dile, ister dileme. Onlar için yetmiş defa af dilesen de Allah onları aslâ bağışlamayacaktır. Bu, onların Allah'ı ve Peygamber'ini inkâr etmelerinden ötürüdür. Çünkü Allah, fâsıklar gürûhunu hidayete erdirmez.

0109. Tevbe. Binasını Allah korkusu ve rızâsı üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasını çökecek bir yarısına kurup birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanıp giden kimse mi hayır? Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez.

0115. Tevbe. Allah bir topluluğu hidayete erdir sonra, sakınmaları aşağıda açıklamadıkça onları dalâlete düşürecek değildir. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir.

035. Yunus De ki: “Sizin ortak koştuklarınızdan Hakk'a iletecek olan var mıdır?” De ki: “Allah'tır Hakk'a ileten. O halde Hakk'a ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğruyu bulamayan mı daha lâyıktır? Ne oluyor boyutu? Nasıl hüküm veriyorsunuz? ”

057 . Yunus Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt , hastalanmış gönüllere bir şifâ ve müminler için hidayet rehberi ve rahmet gelmiştir .

0108 . Yunus . De ki: “Ey insanlar! Size Rabbinizden hak gelmiştir . Artık kim hidayeti kabul ederse , o ancak kendi iyiliği için hidayete ermiş olur . Kim de saparsa , o da ancak kendi zararına sapmış olur . Ben sizin üzerinize vekil değilim . ”

0111 . Yusuf . Andolsun ki peygamberlerin kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır . Bu (Kur’an) uydurulabilecek bir söz değildir . Ancak kendinden önce gelen kitapları tasdik eden , inanan bir kavme her şeyi açıklayan , doğru yolu gösteren bir hidayet ve bir rahmettir .

09 . Nahl Yolun doğrusunu göstermek Allah’a âittir . Yolun eğri olanı da vardır . Allah dileseydi hepinizi hidayete erdirirdi .

036. Nahl Andolsun ki biz onun ümmetesi: "Allah'a ibadet edin, Tâğut'tan sakının!" diye bir peygamber gönderdik. İçlerinden kimine Allah hidayet etti, kimine de sapıklık hak oldu. Yeryüzünde gezin de, yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün!

037. Nahl Sen onların hidayete ermelerini ne kadar istesen de şüphesiz ki Allah, saptırdığı kimseleri hidayete erdirmez ve onların yardımcıları da yoktur.

064. Nahl Resulüm! Biz bu Kitab'ı sana, sırf anlaşmazlığa düştükleri onlara anlatan ve iman eden bir gövdea da hidayet ve rahmet olması için indirdik.

089. Nahl O gün onun ümmeti kendilerinden bir şâhit gönderiz ve seni de sorgulama üzerine şâhit olarak getiririz. Biz bu Kitab'ı sana her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı, müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.

093. Nahl Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, sapıklıkta, dilediğine de hidayet verir. İşlediklerinizden andolsun ki sorumlu tutulacaksınız.

0102. Nahl. De ki: “Onu Ruh'ül-kudüs (Cebrâil), Rabbinden sana hak olarak indirdi ki, iman edenlere sebat versin, müslümanlar için bir hidayet ve müjde olsun. "

0104. Nahl. Allah'ın âyetlerine inanmayanlara gelince, şüphesiz ki Allah onları hidayete erdirmez ve onlar için acıklı bir azap vardır.

0107. Nahl. Bu da onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın da inkâr eden topluluğu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.

0125. Nahl. Rabbinin yoluna hikmetle, güzel söz ve nasihatla dâvet et. Onlarla en güzel bir şekilde mücadele et. Çünkü Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir. O, hidayete erenleri de en iyi bilendir.

02. İsrâ Biz Musa'ya Kitap verdik ve: “Benden başka hiçbir vekil tutmayın. ”Diye o Kitab'ı İsrailoğulları için bir hidayet rehberi kıldık.

094. İsrâ Kendilerine hidayet rehberi geldiği zaman, insanların iman etmekten alıkoyan şey, sadece: "Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi?" demeleri oldu.

097. İsrâ Allah kimi hidayete erdirirse, işte asıl hidayeti bulan O'dur. Kimi de dalâlete düşürürse, onlar için O'ndan başka dostlar bulamazsın. Biz onları kıyamet günü yüzükoyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Kalacağı yer cehennemdir. Ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini dersin.

013. Kehf Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Onlar Rablerine inanmış gençlerdi, biz de onların hidayetlerini artırdık.

017 . Kehf Güneşi görürsün ki , doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder , batınca da onların sol tarafını kesip geçer . Onlar mağaranın genişçe bir yerinde idiler . Bu , Allah’ın âyetlerindendir . Allah kime hidayet ederse , o kimse hak yoldadır . Kimi de sapıklığında bırakırsa , artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bir mürşid bulamazsın .

055 . Kehf Kendilerine hidayet geldiğinde , insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan şey; daha öncekilerin sünnetini (onların başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini) , yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir .

057. Kehf Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verilip de ondan yüz çevirenden ve kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zâlim kim olabilir? Biz onu (Kur'an'ı) anlamasınlar diye, onların kalplerinin üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da onlar aslâ hidayete gelmezler.

076. Meryem Allah hidayette bulunanların hidayetini bilgileri. Bâki kalacak sâlih ameller, Rabbinin katında hem sevap olarak daha iyidir, hem de netice olarak daha hayırlıdır.

046. Tâ-Hâ Buyurdu ki: “Korkmayın, ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm. ”47. Hemen ona gidin ve deyin ki: “Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını gönder ve onlara azap etme. Hem biz Rabbinden sana bir âyet (mukize) ile geldik. Selâm hidayete tâbi olanlara olsun! "

047. Tâ-Hâ Hemen ona gidin ve deyin ki: “Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını gönder ve onlara azap etme. Hem biz Rabbinden sana bir âyet (mukize) ile geldik. Selâm hidayete tâbi olanlara olsun! "

0123. Tâ-Hâ. Buyurdu ki: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin! Boyut benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa o (dünyada) sapmaz, (ahirette de) bedbaht olmaz.

016. Hac İşte biz böylece açık açık âyetler hâlinde indirdik. Şüphesiz ki Allah hidayet eder Allah dilediğine.

024. Hac Onlar sözün en güzeline hidayet edilmişler, kullanım kılavuzu çok hamdedilen Allah'ın doğru yoluna eriştirilmişlerdir.

037. Hac Boğazlanan kurbanlık hayvanların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan sizin takvânızdır. Sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı tekbir edesiniz diye, O Bunların boyutu musahhar kıldı. İhsan edenleri müjdele!

067. Hac Biz onu ümmete bir ibadet yolu tayin ettik, onlar ona göre ibadet etmektedirler. Öyleyse bu hususta seninle çekişmesinler. Sen Rabbine dâvet et, şüphesiz ki sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.

049. Mü'minûn Andolsun ki biz Musa'ya, belki hidayet bulurlar diye kitap verdik.

054. Nûr De ki: “Allah'a itaat edin ve Peygamber'e itaat edin. Eger yüz çevirirseniz, bilin ki o peygamber sitesi yükletilenden, siz de kendinize yükletilenden sorumlusunuz. Ona itaat ederseniz, hidayete erer doğru yolu bulursunuz. Peygamber'e düşen sadece apaçık tebliğdir. "

031 . Furkan Biz böylece her peygambere suçlulardan bir düşman verdik . hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter!

02 . Neml Müminler için hidayet rehberi ve müjdedir .

024 . Neml “Onun ve kavminin , Allah’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm . Şeytan kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş . Bunun için doğru yola gelip hidayete giremiyorlar . ”

077 . Neml Ve o , müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve bir rahmettir .

092 . Neml “Ve ben Kur’an okumakla emrolundum . O halde kim hidayete ererse , ancak kendisi için ermiş olur . Kim de saparsa , de ki: “Ben sadece uyarıcılardanım . ”

037 . Kasas Musa dedi ki: “Benim Rabbim kendi katından kimin hidayetle geldiğini ve (dünyânın) güzel âkibetinin kimin olacağını en iyi bilendir . Muhakkak ki zâlimler aslâ felâh bulmazlar . ”

043 . Kasas Andolsun ki biz Musa’ya önceki nesilleri helâk ettikten sonra , iyice düşünüp öğüt alsınlar diye; insanları basiret (kalp gözü) sahibi yapan ve onlar için bir hidayet ve rahmet olan o Kitab’ı verdik .

050 . Kasas Şayet sana cevap veremezlerse bil ki , onlar sırf kendi heveslerine uymaktadırlar . Halbuki Allah’tan bir hidayet olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim vardır? Muhakkak ki Allah , zâlimler gürûhunu elbette hidayete erdirmez .

056 . Kasas Resulüm! Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin , fakat Allah dilediğine hidayet eder ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir .

064 . Kasas Onlara: “Ortak koştuğunuz ortaklarınızı çağırın!” denir . Onlar da çağırırlar , fakat kendilerine cevap veremezler . Azabı karşılarında görürler . Ne olurdu , hidayeti kabul etmiş olsalardı!

085. Kasas Resulüm! Kur'an'ı sana farz kılan Allah, elbette seni yine döneceğin yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni de ve apaçık sapıklıkta bulunanı da en iyi bilendir. "

03. Lokman O Kitap ki, muhsinler için hidayet rehberi ve rahmettir.

013. Secde Dileseydik herkese hidayet verirdik. Fakat: "Andolsun ki cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım!" diye benden kesin söz çıkmıştır.

023. Secde Andolsun ki biz Musa'ya Kitap verdik. Resulüm! Sakın sen de ona (Musa'ya) kavuşmaktan şüphe etme! " Ve biz onu İsrâiloğulları için bir hidayet rehberi yaptık. (Not: Bu Âyet-i kerime'de Resulullah Aleyhisselâm'ın Musa Aleyhisselâm ile karşılaşacağına işaret vardır. Nitekim Miraç Gecesi'nde karşılaşmışlardır.)

032. Sebe Büyüklük taslayanlar zayıf sayılanlara (örnek tâbi olanlara): "Size hidayet geldi de, size ondan biz mi çevirdik? Hayır, suçlu idiniz." Derler.

050. Sebe De ki: "Eğer ben saparsam kendi aleyhime sapmış olurum. Şayet hidayete erdiysem, bu da bana Rabbimin vahyetinden ötürüdür. Şüphesiz ki O işitendir, yakındır."

08. Fâtır Kötülükleri saha güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Şüphesiz ki Allah dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirir. O halde nefsin onlar hakkında bir takım üzüntülere dalarak yıpranmasın. Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilendir.

018. Zümer O kullarım ki, sözü işitip de onun en güzeline uyarlar. İşte Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. İşte bunlar öz akıl sahiplerinin tâ kendileridir.

023. Zümer Allah sözün en güzeli olan Kur'an'ı; âyetleri birbirine benzer, uyumlu, ahenkli ve yer tekrar eden bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların (bu Kitab'ın etkisinden) derileri ürperir. Sonra hem derileri hem de kalpleri Allah'ın zikrine (yönelerek) yumuşar. Bu kitap, Allah'ın hidayet rehberidir. Dilediğini yola doğru iletir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.

036. Zümer Allah kuluna kâfi değil mi? Seni O'ndan başkaları ile korkutuyorlar. Allah kimi dalâlette onaylanmazsa ona hidayet olmayacak.

037. Zümer Allah'ın hidayete erdirdiğini de dalâlete düşürüp saptıracak yoktur. Allah Azîz ve intikam alıcı değil mi?

057. Zümer Veya: "Allah bana hidayet etseydi, elbette takvâ sahiplerinden olurdum." Demesin.

053. Mü'min Andolsun ki biz Musa'ya hidayet verdik ve İsrâiloğullarına da o Kitab'ı miras bıraktık.

044. Fussilet Biz onu yabancı bir dil ile okunan bir kitap yapsaydık, onlar mutlaka: "Âyetleri tafsilatlı bir genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil öyle mi?" derlerdi. De ki: "Bu, iman edenlere bir hidayet ve bir şifâdır." İman etmeyenlerin ise kulaklarında ağırlık vardır ve Kur'an'a göre körlüktür. Sanki onlara uzak bir yerden sesleniliyor da duymuyorlar.

013. Şûrâ "Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin." Diye Nuh'a tavsiye edelim, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah'ın boyu kıldı. Fakat dâvet ettiğin şey müşriklere pek ağır geldi. Allah dilediği kulunu zâtına seçer ve yönlendirme yönelen kimseyi de hidayete iletir.

023. Şûrâ Allah'ın iman eden ve sâlih ameller yapan kullarına müjdelediği işte budur. Resulüm! (İlâhî ahkâmı tebliğ ettiğin kimselere) de ki: "Ben sizi hidayete dâvet ettiğim için hiçbir ücret istemiyorum. Ancak yakınlarıma (Ehl-i beyt'ime) muhabbet paylaşmak isterim." Kim bir iyilik yaparsa, onun iyiliğini yapmakızız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, şükrün karşılığını verendir.

037. Zuhruf Hiç şüphesiz ki şeytanlar o yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda bulunduklarını, hidayete erdirilmiş olan zannederler.

040. Zuhruf O sağırlara sen mi işittireceksin? Yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları sen mi hidayete erdireceksin?

011. Câsiye İşte bu Kur'an bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere gelince, onlara tiksindiren, elem verici bir azap vardır.

020. Câsiye Bu (Kur'an) insanların kalp gözlerini açacak bir nur, kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir.

010. Ahkaf De ki: Hiç düşündünüz mü? Eğer bu (Kur'an) Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz; İsrâiloğullarından bir şâhit de bunun benzerini (Tevrat'ta) görüp iman ederken, siz yine de büyüklük taslamışsanız (zâlim olmaz mısınız)? Şüphesiz ki Allah zâlimler gürûhuna hidayet edip, doğru yola iletmez.

011. Ahkaf İnkâr edenler iman edenler için: "Eğer bu (din) bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." Dediler. Fakat onlar bununla hidayete ermek arzusunda olmadıkları için: "Bu eski bir uydurmadır." Diyeceklerdir.

030. Ahkaf Dediler ki: "Ey kavmimiz! Biz Musa'dan sonra indirilen ve öncekileri doğrulayan, hakka ve doğru yola hidayet eden bir kitap dinledik."

05. Muhammed Onları hidayete eriştirecek ve hallerini düzeltecektir.

017. Muhammed hidayeti kabul edenlere gelince, Allah onların hidayetini onlara ilham vereceklerini artırmış ve onlara onların yollarını artırmış.

025. Muhammed hidayet ulaştırma apaçık belli olduktan sonra arkalarını dönenlere, yaptıklarını şeytan hoş göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.

032. Muhammed Şüphesiz ki inkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve hayata geçirilmiş hidayet belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını hep boşa çıkaracaktır.

028. Fetih Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber'ini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şâhit olarak Allah yeter.

030. Necm işlemi ilimden erebildikleri gaye işte budur. Şüphesiz ki Rabbin, evet O, yolundan sapanları en iyi bilendir. O, hidayet bulanı da en iyi bilir.

05. Saf Bir zamanlar Musa kavmine: "Ey kavmim! Beni niçin incitiyor musunuz? Halbuki benim, Allah'ın boyut gönderdiği bir peygamberi olduğumu biliyorsunuz!" demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da onların kalplerini saptırmıştı. Allah fâsıklar gürûhunu doğru yola iletip hidayete erdirmez.

07. Saf İslâm'a dâvet edilirken Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez.

09. Saf Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber'ini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. İsterse müşrikler hoş görmesinler.

05Cuma Kendilerine Tevrat yükletildiği halde, onu taşıyanın (amel etmeyenlerin) durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez.

011Tegabun Allah'ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez. Kim de Allah'a inanırsa ona hidayet eder, gönlünü doğruya yöneltir. Allah her şeyi bilendir.

07. Kalem Doğrusu senin Rabbin, yolundan sapanları çok iyi bilir. hidayete erip doğru yolda olanları da O çok iyi bilir.

013. Cin "Biz hidayet rehberi olan Kur'an'ı dinlediğimizde ona iman ettik.Kim Rabbine iman edersek; o artık ne mükâfatın azalacağından, ne de haksızlığına uğrayacağından korkmaz.

014. Cin "İçimizde kendini Allah'a vermiş müslümanlar da var, hak yolundan sapan zâlimler de var. Kendini Allah'a veren müslümanlar; işte onlar hidayet yolunu arayanlardır."

03. İnsan Biz ona hidayet yolunu gösterdik. İster şükredici olsun, isterse nankör olsun.

Sonsuz hidayet edici alemlerin Rabbinin şanı ne yücedir.
 
Üst