Allah Afüvvdür.(Görüntülü ve Sesli - Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Afüvv Afüvv


Allah Afüvvdür.

Ayeti kerimede:

"İşte onları umulur ki Allah affeder. Allah affedicidir, çok bağışlayıcıdır." (Nisâ: 99).

Eğer bir iyiliği açığa vurur veya gizlerseniz yahut size yapılan bir fenalığı affederseniz, bilin ki Allah çok affedicidir, ona şeye kâdirdir. (Nisa; 149).



Affı çok bol olan, günahları çokça bağışlayan. Allahtır. Allah affı sever. Sonsuz affedicidir. Kullarını merhamet ve şefkatiyle, rahmetiyle kuşatır. Kulları ne kadar günah işlese, tevbelerini bozsada tekrar tekrar affeder. Unutmamalıdır ki Allahtan başka günahlarımızı bağışlayacak bir Rab yoktur. Tek ilah Allahtır. Onun için başka sığınılacak kapıda yoktur. Kul Allahın kapsında dilenci olmalıdır. Günahları için af ikilem, tevbe ve istiğfarlarında olmalıdır.

Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem tüm inananlara tevbe ve istiğfarı tavsiye etmiş, kendisininde bunu uyguladığını satın almıştır. O Allahın habibi oğlu peygamberi iken tevbe, istiğfar etmesi elbette ümmetinede örnek olmak içindir.

Hadisi şerifte:

"Yine Eğarru'l-Müzeni, Müslim'in bir rivayetinde Resûlullah (aleyhissalatu damaram) 'da şöyle dediğini nakletmiştir: " Ey insanlar! Rabbinize tevbe edin. Allah kasem olsun ben Rabbim Tebarek ve Teala hazretlerine günde yüz kere tevbe ederim. " (Müslim, Kaynak kütübi sitte: 1862).

Allahu Teâlâ kendisinin affedici olduğu gibi tüm inanan kullarına affetmeyi övmüş, tavsiye üzerine. Hatta affedenlere mükafat vereceğini bildirmiştir.

Ayeti kerimelerde:

Allah için infak ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah da güzel davrananları sever. Ali imran: (134).

Onlar büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar. Kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar, affederler. (Şura: 37).

Kötülüğün cezası yine onun gibi kötülüktür. Amma kim affeder, barışırsa, onun mükâfatı Allah'a âittir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez. (Şura: 40).

Kim sabreder, çeşidinde yapılan kötülüğü ilişkili, şüphesiz ki bu çok mühim işlerden birisidir. (Şura: 43).

Nefsin öfke, öfke, nefret gibi duygularından dolayı güzel büyük günahlar işlenmektedir. Bir anlık öfkeyle hatalar, günahlar işlenmekte, sonra geri dönülemez pişmanlıklar yaşanmaktadır. Allahu Teala hepimizi bu hale düşmekten korusun. Müminler sabırlı, öfkesini yenen, kin gütmeyen, kötülüğü affeden, nefsiyle mücadele eden olmalıdır. Nefs ve şeytandan temizlenmesi tuzaklara düşmemelidir.



Öfkemizi yenmek için hadisi şerifte:

"Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor." İki kişi Resûlullah aleyhissalatu Vesselam'ın huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. Resûlullah aleyhissalatu Vesselam: "Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi: Eûzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdular. "( Tirmizi, Da'avat 53, Kaynak kütübi sitte: 4285).



"Ebu Vail radıyallahu anh anlatıyor:" Urve İbnu Muhammed es-Sa'di'nin yanına girdik . Bir zat izlemek konuştu ve Urve'yi kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve: "Babam, dedem Atiyye radıyallahu anh'tan anlattı ki, o, Resûlullah aleyhissalatu Vesselam'ın şöyle dediğini nakletmiştir:" Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ise su ile söndürülmektedir; öyleyse öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın. " (Ebu Davud, Kaynak kütübi sitte: 4283).

"Ebu Zerr el-Gıfari radıyallahu anh anlatıyor:" Resûlullah aleyhissalatu bize buyurmuştu ki: " Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun .

"Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:" Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki : "Kuvvetli kimse, (güneşte hasmını yenen) pehlivan değil. Hakiki kuvvetli, öfkelendi nefsini yenen kimsedir." (Buhari, Kaynak kütübi sitte: 4284)

Burada anlaşılacağı üzere tüm günahlar nefsle işlenmekte, büyük günahların öfke, kin, nefret, hırsdan kaynaklanmaktadır. Sosyal medyanın etkisiyle olan öfkelerine hakim olamayan, sen haklı değilsin diyerek tartışmalı ortamlarda güzel kalpler kırılmaktadır. Bunlarda şeytanın tuzakları olup müminlerin çok dikkat etmesi gerekir. Dil öyle birşeydir ki insanı cennete veya cehenneme götürebilir. Nefsle mücadelenin amacıda zaten Allahın yasakladığı herşeyden kaçınmak ve onun emrine uymaktır. Nefs ise ne günahları bırakmak nede ibadet etmek ister. Başımıza gelen herşey nefsimiz yüzündendir.

Ayeti kerimede:

Başınıza gelen hangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. O yine de çoğunu affeder. (Şura: 30).



Allah güce yetmeyenlerin yapamadıklarından bu affeder. Bir kötülüğü engelleyebiliyorsak engellemeliyiz. Buna gücümüz yetmemişse gönüllümüzce kınamalıyız.

Ayeti kerimede:

Erkek, kadın ve çocuklardan zayıf olup, hiçbir çareye gücü yetmeyen ve hicret etmek için bir yol bulamayanlar müstesnâdır. . İşte onları umulur ki Allah affeder. Allah affedicidir, çok bağışlayıcıdır. (Nisa; 99).



Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan bedeniniz olanlarınız vardır. Onlardan sakının! Affeder, kusurlarına bakmaz, günahlarını örterseniz, şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

Şüphesiz ki mallarınız ve çocuklarınız için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır.

Gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak mallarınızdan infak edin. Kim nefsinin mala olan hırs ve cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (
Teğabün: 14, 15,16).



Allahu Teâlâ'ya kimseye gücünün yettiğinden başka yük yükz. Allah tevbe edenleri, af dileyenleri, zatına sığınanları, yönelenleri rahmetiyle kuşatır. Dualarına icabet eder. Kullarına karşı şefkatlidir.

Hadisi şerifte:

"Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor:" Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: "Eğer hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı." (Müslim, 4111).

Mümin tamamlanmalı, nefsine uymamalı, büyük günahlardan kaçınmalı, küçük günahlarını, hatalarını, kusurlarınıda af dilemelidir. Günahlarda ısrar etmemek, aşırıya gitmemek, nasılsa Allah affeder sadece affa güvenmekte doğru değildir. O yüzden ikisinin ortası bir halde olmayız. Günah sürekli işliyorsak tevbemi bozuyorum diye bağışlanıyor diye aşırıya gidilmelidir. Kullarını gören, duyan, kalplerinin özünü bilen, haberdar olan bir Rabbimiz var.



Allahın azabından emin olunmaz bu sebeple kul ne cenneti garantilemiş gibi, nede cehenneme kesin girecekmiş gibi bir haldede olmamalıdır. Allahın ne azabından, ne rahmetinden emin olunamaz. Dilediğini yapar. Bu sebeple son nefese kadar hem emir ve yasaklarına uymalı, hemde sabırla nefsle, şeytanla mücadelemizi etmeliyiz. Pes edemeyiz dünya imtihanı zaten budur.

Ayeti kerimede:

Bununla beraber şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip sâlih amel işleyen, sonra da hak yolunda (ölünceye kadar) sebat eden kimseyi elbette çok bağışlayıcıyım. (Tâ-Hâ: 81).

Âilene namaz kıllarını emret, kendin de onda sebat ile ilgili ol. Biz senden rızık istemiyoruz. Sana rızık veren biziz. Güzel âkibet takvâ sahiplerinindir. (Tâ-Hâ: 132).

Ey iman edenler! Sabredin, sebat prensipleri, hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki, felâha erebilesiniz . (Ali imran: 200).

Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olacaksınız. Sizden önce dünyada kitap verilen kitaplardan ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, bilmiş olun ki bu, üzerinde sebat yapılacak işlerdendir. ( Ali imran, 186).

Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol! Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et! ( Hicr: 99).



İyiliklerde yarışanlar, kötülükleri önleyenler, Allah için sevip, Allah için sevmeyenler, Allah için ibadet edenler, Allah için affedenler elbette mükafatlarını Allah katında bulacaklardır. O çok yüce, çok büyüktür.

Allah kullarına hemen ceza vermeyerek kullarının tevbe etmelerini bekler. Zaman verir. Bu kadar peygamberler, kitaplar, mucizeler göndermesi onun kulları üzerine rahmetini gösterir. Allah zerre zulüm etmez, haksızlık etmez. Adaletlidir, hükmünde hikmet dagı.

Allah-u Teâlâ engin merhameti ile günahlarından pişmanlık duyanları affeder. Günahların izlerini tamamen yok eder, kiramen kâtibîn meleklerinin kayıtlarını sildirir, kıyamet günü bu günahlardan hesap sormaz, mahçup olmasınlar diye kullarına unutturur, günah yerine sevap yazar.



"Şüphesiz ki Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır."
(Nisâ: 43)



Engin bağışlayıcılığından dolayı müslümanlara onun hususta kolaylıklar bahşetmiştir.



Mizan terazide mümin kullarını inşaAllah utandırmayacak, kullarının günahlarını örtecek, hızlıca geçicek ve rahmetiyle cennetine alıcaktır. Allah mümin kulunu merhametinin eseri olarak günahları kadar dünyada acı çeker. Böylece hesabıda ahirete kalmaz. Sonsuz affedici Afüvv olan alemlerin Rabbine sonsuz hamd ve senalar olsun. Allah sevdikleri hürmetin bizleride bağışlasın amin.
 
Üst