Zekâta tâbi mallar

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Zekât konusundaki fıkhî tartışmalar, zekâtın vücûb ve sıhhat şartları
konusundan ziyade hangi malların ne ölçüde zekâta tâbi olacağı konusunda
yoğunlaşır. Bunun belki de en başta gelen sebebi, mal ve zenginlik kavramlarının,
ekonomik değer taşıyan malların dönemden döneme, toplumdan
topluma değişmekte oluşudur. Kur'ân-ı Kerîm'de insanların önem ve ekonomik
değer atfettikleri bazı mallar değişik vesilelerle zikredilse bile hangi
mallardan ne ölçüde zekât alınacağına ilişkin bir sayım ve açıklama yer
almaz.
Hz. Peygamber'in ve sahâbenin uygulamasında bazı malların zekâta
tâbi tutulduğu ve bunlar için belli bir alt sınır ve zekât oranı belirlendiği, bazı
malların da zekâta tâbi tutulmadığı bilinmektedir. İleri dönemde oluşan fıkıh
doktrini de bu bilgiler etrafında oluşmuştur. Ancak Hz. Peygamber ve sahâbe döneminin uygulamalarında hareket noktasının, o dönem İslâm toplumunun
mal ve ekonomik değer ölçüleri olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Böyle olunca bu bilgi ve ölçülerin, mal ve ekonomik değer kavramının eski
dönemlere göre bir hayli değiştiği günümüz toplumlarına güncelleştirilerek
getirilmesi, zekâtın mâna ve gayesine daha uygun bir yaklaşım olacaktır.
Burada zekâta tâbi mallar konusunda ağırlıklı olarak klasik fıkıh kitaplarındaki
bilgilere yer verilecek ve bundan hareketle güncel problemlerin
çözümüne ışık tutulmaya çalışılacaktır.
 
Üst