Yazılı Anlatımın Evreleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Yazılı anlatımın iki boyutu vardır. Bir yazar ile konu arasında, bir de yazmaya başladığında konu ile anlatım kuralları arasında. Bu çalışmada ilkine yazara bağlı evreler, ikincisine yazmaya bağlı evreler denilecektir. Bunlar, bir yazı yazmaya başlamadan önce bilinmesi gerekli ön bilgilerdir. Yazan kişi, yazılı anlatım sürecini tanıdığı oranda yazdıklarında başarı gösterir.
Yazara Bağlı Evreler

Yazmaya başlamadan önce yazarın gerek önceki, gerek yazı konusu belli olduktan sonraki deneyimlerini değerlendirmesine yazara bağlı evreler denir.


İyi bir yazı yazmak için bilinmesi gereken kurallar nelerdir?

İyi yazı yazmada bilinmesi gereken kurallar vardır. Bunlar; yazarın gözlemleri, okudukları, konu üzerinde düşündükleri, bu düşünmeden doğan buluşlarıdır. Yazar bir ana düşünce ile ana düşünceyi destekleyici düşünceleri tasarlar, yazmaya karar verir. Sonra tasarladıklarını düzene koyar, yani plân yapar ve yazma çalışmalarına başlar. Şimdi bunları gözden geçirelim.


Konu nedir?

Üzerinde söz söylenen; yazı yazılan; bir sanat eseri oluşturulan duygu, düşünce, olay, sorun, ya da duruma konu denir. Eski dilde konuya “mevzû” denirdi. Konu anlatım ortamında iletişimin kenetlenme noktasıdır. Yazılı anlatım da bu ortamdan ayrı düşünülemez. Konu olmadan yazı olmaz. Konu; yaşamın her kesitinden, toplumun her kesiminden seçilebilir. Çevredeki varlıklar, olaylar, toplum sorunları, bilimsel araştırmalar ile ilgili her türlü gözlemler, düşler, düşünceler ve araştırmaları toplumun bir kesimiyle ya da gelecek kuşaklarla yazı aracılığıyla paylaşmak istediğimizde işe konudan başlarız.

Yazılı anlatımda konunun türlü yönlerden işlenmesi önemlidir. Yazılanı kalıcı kılan konuyu işlemedeki beceridir. Konu ne kadar ilginç ve geliştirmeye elverişli olsa da işlenmesi iyi olmadığında okuyucu bulamaz. Bu yüzden konu, anlatım kurallarına uygun yazılmalıdır.


Konunun Ögeleri

Konunun üç ögesi vardır:
- Konunun ana maddesi
- Konunun bakış açısı
- Konunun yazı türü

Konuyu oluşturan varlık, olay, düşünce ya da soruna konunun ana maddesi denir. Konunun ana maddesinin hangi yönden değerlendirileceği bakış açısını oluşturur; kişisel, toplumsal, sanatsal gibi. Bakış açısı ayrıca somut bakış açısı, soyut bakış açısı ve duygusal bakış açısı gibi de ayırılır. Konu öncelikle sanatsal, düşünsel ya da yazışma türlerinden birine karar verilerek yazılır. Sözgelimi konu sanatsal bir yazı türü ile işlenecekse şiir, öykü, roman gibi türlerden biri seçilerek yazılırken düşünsel bir yazı türü ile işlenecekse makale, fıkra, deneme gibi türlerden biri seçilerek yazılır.


Konunun üç ögesini bilmenin yararlarını tartışınız.

Bir konunun yazılı anlatım türlerinden hangisiyle yazılacağına yazar karar verir. Sözgelimi yazar, fıkra türünde yazmaya karar verdiğinde onun için bir başka koşul, fıkra yazı türünü iyice tanıması, yazısını fıkra yazma kurallarına uygun olarak yazmasıdır. Karar verilen yazı türünü iyi bilmeden yazılanlar başarılı olamaz.


Bildiğiniz konu türleri nelerdir?

Konu; toplumsallık, yerellik, somutluk gibi niteliklerine göre türlere ayrılır.

Bireysel-toplumsal konular; konusu öznel sorunlara dayandırılmış konulara bireysel konular, konusu toplumun tümünü ya da bir bölümünü ilgilendiren sorunlara dayandırılmış konulara toplumsal konular denir. Konusu bireysel olan yazılarda, yazar kendi kişisel düşünce ve duygularını yazı ile dışa vurur; öykü, roman deneme, anı, günlük gibi konular bireysel işlenmeye uygundur. Konusu bir kitleyi ilgilendiren, bir kitlenin ortak sorunlarıyla ilgili olan yazılarda yazar o sorun ile ilgili bilgisini, araştırmasını, düşüncesini toplumla paylaşır. Sözgelimi Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesini, herhangi bir yönden, ele alan bir konu toplumsaldır.


Toplumsal konuya siz bir örnek veriniz.

Evrensel-ulusal-yerel konular; bütün dünya insanını ilgilendiren konular evrensel, bir ülke insanını ilgilendiren konular ulusal, ülke içinde bir yerin, bölgenin insanını ilgilendiren konular yereldir. “Yeryüzünde Toprak Aşınması (erozyonu)” evrensel, “Türkiye’de Toprak Aşınması” ulusal, “İçanadolu’da Toprak Aşınması” yerel bir konudur.


Evrensel, ulusal ve yerel konulara birer örnek veriniz.

Somut-soyut konular; bir konu nesnelse, beş duyu organıyla algılayabilecek nesneleri içeriyorsa somuttur; nesnel değilse, beş duyu organıyla algılanamayacak kavramları içeriyorsa soyuttur.

Yine de konular birbirinden kesin çizgilerle ayrılamazlar. En bireysel, en yerel konu bile sonuçta insanı anlattığı için bir bakıma evrenseldir. En evrensel konu bile bir kişinin görüşünü, yorumunu dile getirdiği için bir bakıma kişiseldir. Bir yazının tümüyle somut nesnelerle donatılması ya da tümüyle soyut olması da olası değildir. Ancak bir konu için “ağırlıklı olarak toplumsal, bireysel; evrensel, ulusal, yereldir” ya da “ağırlıklı olarak somut kavramlar işlenmiştir, soyut kavramlar işlenmiştir.” gibi yorumlar yapılabilir. Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın aşağıdaki şiiri buna güzel bir örnektir.

Örnek

DÜNYACA

Burada, Hindistan’da, Afrika’da,
Her şey birbirine benzemektedir.
Burada, Hindistan’da, Afrika’da,
Buğdaya karşı sevgi aynı,
Ölüm önünde düşünce bir.

Nece konuşursa konuşsun,
Anlaşılır gözlerinden dediği.
Nece konuşursa konuşsun,
Benim duyduğum rüzgârlardır,
Dinlediği.

Biz insanlar ayrı ayrı kalmışız,
Bölmüş saadetimizi çizgisi yurtların;
Biz insanlar ayrı ayrı kalmışız,
Gökte kuşların kardeşliği,
Yerde kurtların.
 
Üst