Soru
Vehhabilerin yaptığı hatalardan bir kaç örnek verir misiniz?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
Önce şunu belirtelim ki, Vehhabiler, Kur’an ve sünneti temel referans aldıklarını, meslek ve meşrep itibariyle kitap ve sünneti temel referans aldıklarını söylüyorlar. Herhangi bir mezhebe bağlı kalmamalarını da buna bağlıyorlar. Yalnız yaptıkları yorumlarda ve buna bağlı olarak bazı uygulamalarında yanlışlıkları vardır.
Özellikle, selef âlimlerini adeta yanılmaz kabul etmeleri, onların düşüncelerine ters düşen diğer alimlerin görüşlerini mutlak yanlış kabul etmeleri yanlışlarından biridir.
“Selefî”cilik yapma iddiaları da bu yanlışlardandır. Üç asır içerisinde meydana gelen yüzlerce farklı görüşe rağmen, onların bir unvanı olarak kullanılan “selef” tabiri sanki bir tek adamın görüşüymüş gibi kullanmaları, “selef böyle dedi” demeleri –büyük çoğunlukla-gerçeği yansıtmayan bir iddiadır.
Özellikle Allah’ın sıfatlarını tevil eden ehl-i sünnetin sonradan gelen alimlerin bu tavırlarını çok sert eleştiriye tabi tutmaları ve bazı hadislerin zahirine bakarak adeta bir nevi tecsimi çağrıştıran yorumlar yapmaları, hatta onlar gibi düşünmeyenlere çok ağır ithamlarda bulunmaları düzeltilmesi zor yanlışlarındadır.
Hadislerde “mezarları ziyaret edin” emri olmasına rağmen, onların bu konudaki abartılı çekinceleri diğer bir yanlıştır.
Sahabe devrinde kabirlerin üstü bir karış kadar yüksek olup deve hörgücü şeklinde yapılırdı (bk. Zuhaylî, 2/523-524). Buna rağmen onlar Cennetu’l-Bekî’ mezarlığındaki kabirlerin bu nişanlarını tamamen yok etmişlerdir.
Son olarak şunu hatırlatalım ki, çağımız İslam kardeşliğinin her şeyden önce hatırlanmasını gerektiren şartlara haizidir. Bunun için, Vehhabiler ve şialarla ehl-i sünnet arasındaki ferî meseleleri münakaşa mevzuu yapmamak gerekir. Bununla beraber, ehl-i beyte karşı olumsuz yansımaları olan vahhabbilik damarından Allah’a sığınmak gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
Vehhabilerin yaptığı hatalardan bir kaç örnek verir misiniz?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
Önce şunu belirtelim ki, Vehhabiler, Kur’an ve sünneti temel referans aldıklarını, meslek ve meşrep itibariyle kitap ve sünneti temel referans aldıklarını söylüyorlar. Herhangi bir mezhebe bağlı kalmamalarını da buna bağlıyorlar. Yalnız yaptıkları yorumlarda ve buna bağlı olarak bazı uygulamalarında yanlışlıkları vardır.
Özellikle, selef âlimlerini adeta yanılmaz kabul etmeleri, onların düşüncelerine ters düşen diğer alimlerin görüşlerini mutlak yanlış kabul etmeleri yanlışlarından biridir.
“Selefî”cilik yapma iddiaları da bu yanlışlardandır. Üç asır içerisinde meydana gelen yüzlerce farklı görüşe rağmen, onların bir unvanı olarak kullanılan “selef” tabiri sanki bir tek adamın görüşüymüş gibi kullanmaları, “selef böyle dedi” demeleri –büyük çoğunlukla-gerçeği yansıtmayan bir iddiadır.
Özellikle Allah’ın sıfatlarını tevil eden ehl-i sünnetin sonradan gelen alimlerin bu tavırlarını çok sert eleştiriye tabi tutmaları ve bazı hadislerin zahirine bakarak adeta bir nevi tecsimi çağrıştıran yorumlar yapmaları, hatta onlar gibi düşünmeyenlere çok ağır ithamlarda bulunmaları düzeltilmesi zor yanlışlarındadır.
Hadislerde “mezarları ziyaret edin” emri olmasına rağmen, onların bu konudaki abartılı çekinceleri diğer bir yanlıştır.
Sahabe devrinde kabirlerin üstü bir karış kadar yüksek olup deve hörgücü şeklinde yapılırdı (bk. Zuhaylî, 2/523-524). Buna rağmen onlar Cennetu’l-Bekî’ mezarlığındaki kabirlerin bu nişanlarını tamamen yok etmişlerdir.
Son olarak şunu hatırlatalım ki, çağımız İslam kardeşliğinin her şeyden önce hatırlanmasını gerektiren şartlara haizidir. Bunun için, Vehhabiler ve şialarla ehl-i sünnet arasındaki ferî meseleleri münakaşa mevzuu yapmamak gerekir. Bununla beraber, ehl-i beyte karşı olumsuz yansımaları olan vahhabbilik damarından Allah’a sığınmak gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör