Önemli Tevbe'nin kelime manası nedir?

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
توب : التَّوْبَةُ : الرُّجُوعُ مِنَ الذَّنْبِ . وَفِي الْحَدِيثِ : " النَّدَمُ تَوْبَةٌ

Tevb: (Tevbe) : Günahtan rucû'(dönüş) demektir.

Bir hadiste ''Tevbe Pişmanlıktır'' denilmiştir.

وَالتَّوْبُ مِثْلُهُ

Tevb'de bunun gibidir.

وَقَالَ الْأَخْفَشُ : التَّوْبُ جَمْعُ تَوْبَةٍ مِثْلُ عَزْمَةٍ وَعَزْمٍ . وَتَابَ إِلَى اللَّهِ يَتُوبُ تَوْبًا وَتَوْبَةً وَمَتَابًا : أَنَابَ وَرَجَعَ عَنِ الْمَعْصِيَةِ إِلَى الطَّاعَةِ

Ahfeş şöyle demiş : Tevb kelimesi Tevbe'nin çoğuludur.Tıpkı Azm'ın Azme'nin çoğulu olduğu gibidir.

Örnek : Allaha tevbe etti.Bir dönüş ile tevbe ediyor.

Yani : Ma'siyetten(Günahtan) , Tâate(itaat'e) döndü ve rucû' etti.

فَأَمَّا قَوْلُهُ :

تُبْتُ إِلَيْكَ ، فَتَقَبَّلْ تَابَتِي وَصُمْتُ ، رَبِّي ، فَتَقَبَّلْ صَامَتِي .

Şairin şu sözü nakledilir :


(Allahım) Sana döndüm.(Tâbetî) Tevbemi kabul et.Rabbim oruç tuttum.(Sâmetî) Orucumu kabul et.

إِنَّمَا أَرَادَ تَوْبَتِي وَصَوْمَتِي فَأَبْدَلَ الْوَاوَ أَلِفًا لِضَرْبٍ مِنَ الْخِفَّةِ ؛ لِأَنَّ هَذَا الشِّعْرَ لَيْسَ بِمُؤَسَّسٍ كُلَّهُ

Tâbetî ve Sâmetî kelimeleri ile Tevbetî(Tevbem) ve Savmetî(Orucum) manası kastedilmiştir.Hafif vurmak için Vav harfini Elif ile değiştirmiştir.

Çünkü bu şiirin hepsi müesses(bina edilmiş) değildir.

أَلَا تَرَى أَنَّ فِيهَا :

أَدْعُوكَ يَا رَبِّ مِنَ النَّارِ ، الَّتِي أَعْدَدْتَ لِلْكُفَّارِ فِي الْقِيَامَةِ .

Şu şiire de bakmaz mısın :


Ateşten dolayı sana dua ediyorum Ya Rabbi

O ateş ki , Kıyamet gününde onu Kafirler için hazırladın.


فَجَاءَ بِالَّتِي ، وَلَيْسَ فِيهَا أَلِفُ تَأْسِيسٍ . وَتَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ : وَفَّقَهُ لَهَا . وَرَجُلٌ تَوَّابٌ : تَائِبٌ إِلَى اللَّهِ . وَاللَّهُ تَوَّابٌ : يَتُوبُ عَلَى عَبْدِهِ . وَقَوْلُهُ تَعَالَى : غَافِرِ الذَّنْبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ

Yukardaki ifade Elletî (ki o ateş) şeklinde gelmiştir.Oradaki Elif Te'sis değildir.

-Allah onun tevbesini kabul etti : Yani Onu Tevbeye muvaffak kıldı.

-Çok tevvâb bir adamdır. : Yani Allah'a çok tevbe eden bir adamdır.

-Allah Tevvâbtır : Yani Kulunun tevbesini kabul eder.

Yüce Allahın şu sözü gibi : Ğâfiriz zenbi ve Kâbili't tevbi (Günahı affeden ve tövbeyi kabul eden Allah)

وَقَالَ أَبُو مَنْصُورٍ : أَصْلُ تَابَ عَادَ إِلَى اللَّهِ وَرَجَعَ وَأَنَابَ

Ebu Mansûr şöyle dedi : Tâbe'nin aslı : Allaha döndü ,Rucû etti ve döndü şeklindedir.

وَتَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ أَيْ : عَادَ عَلَيْهِ بِالْمَغْفِرَةِ . وَقَوْلُهُ - تَعَالَى - : ( تُوبُوا إِلَى اللَّهِ جَمِيعًا ) ، أَيْ : عُودُوا إِلَى طَاعَتِهِ وَأَنِيبُوا إِلَيْهِ

Allah onun tevbesini kabul etti: Yani Onu mağfiret ile karşıladı,Ona mağfiret ile döndü.' demektir.

Yüce Allahın şu sözü : Allaha toptan tövbe edin : Yani Onun Tâatına dönün ve ona yönelin,tevbe edin demektir.

وَاللَّهُ التَّوَّابُ : يَتُوبُ عَلَى عَبْدِهِ بَفَضْلِهِ إِذَا تَابَ إِلَيْهِ مِنْ ذَنْبِهِ

Allah tevvâbdır: Yani Kul günahından dolayı ona tevbe ettiği zaman fazlı ile kulunun tevbesini kabul edendir.

[İbn Manzûr,Lisânul Arab,Tevb maddesi]
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Ahmet kardeşim,yeri gelmişken; Halk arasında yaygın olarak okunan gelenekselleşmiş bir tevbe vardır.Orada çeşitli günahlardan tevbe ettiğini beyan ettikten sonra "....ve rücû ettim,bir daha işlememeye azm ü cezm ü kast eyledim....." ibaresi var.Bunun büyük bir yemin olduğunu ve tekrar günah işlememenin mümkünatı olmadığı için buranın okunması caiz olmadığını duymuştum.Bu konuda bilgin var mı acaba?
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Ahmet kardeşim,yeri gelmişken; Halk arasında yaygın olarak okunan gelenekselleşmiş bir tevbe vardır.Orada çeşitli günahlardan tevbe ettiğini beyan ettikten sonra "....ve rücû ettim,bir daha işlememeye azm ü cezm ü kast eyledim....." ibaresi var.Bunun büyük bir yemin olduğunu ve tekrar günah işlememenin mümkünatı olmadığı için buranın okunması caiz olmadığını duymuştum.Bu konuda bilgin var mı acaba?

Yemin olduğu hakkında bir bilgi bilmiyorum.Bunun da diğerleri gibi Tevbe mahiyeti içine girdiği hakkında genel bir kanı olduğu mevcuddur.


Küçük görülen bir günah


Anadolu’da birçok yerde hâlâ sürdürülen güzel bir adet var. Cuma geceleri yatsı ve vitir namazlarını cemaatle kılan müslümanlar, duadan sonra toplu halde tevbe istiğfar ederler. Ruhlara nüfuz eden bir medeniyet Türkçesi ile, “… bütün âzâ ve cevâhirimizden şirk, hata, isyan, koğ, gıybet, mâlâyani.. her ne ki sâdır ve vâki olduysa, biz onların cümlesinden pişman olduk, bir daha işlememeye azm ü cezm ile kasteyledik..” derler. Demek ki her müslüman, en azından bu istiğfar geleneğinden hareketle, mâlâyaninin “sakınılması gereken bir günah olduğu” malumatına aşinadır.


Fakat çoğu müslümanın cami dışındaki tutum ve davranışlarından anlaşılıyor ki bu malumat, mâlâyaninin ne olduğu, neleri kapsadığı, bir kavram olarak nasıl anlaşılması gerektiği hususunda “tam ve yeterli bir bilgi” değil. Neyi yapmayacağımızı layıkıyla bilmeyince “yapmama kastı”ndaki samimiyetimiz işe yaramıyor, hatta tevbe esnasındaki ahdimize vefasızlığı peşin peşin ilan etme laubaliliğine düşürüyor bizi.


Küçük günahları “küçük görmek”, kalın çizgilerle ayrıştırılmamış meselelerde teferruata dikkat etmemek gibi bir duyarsızlığımız var. Mâlâyani konusunda tam ve yeterli bilgiye sahip olamayışımız biraz bununla alakalı. Ama öte yandan küçük günahların tabiatı da rol oynuyor bu ihmalde. Küçüklükleri sebebiyle masum görünüyorlar. Küçüklükleri sebebiyle fark edilemeyebiliyor, en küçük bir boşluktan bile sızıp kalbi katılaştırıyorlar. Ele avuca sığmayan seyyaliyetleri şaşırtabiliyor insanı, büyüyüp azmanlaştığını anlayamıyorsunuz. Mâlâyani böyle bir kavram. Üstelik sinsi ve karmaşık.

[Semerkand Dergisi, Temmuz 2006 ,Ali Yurtgezen]
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Tutmayacağımızı bildiğimiz bir sözü, hâşâ muhatabımızı kandırabilirmişiz gibi vermenin ne önemi var ki? Bu iki yüzlülük değil de nedir?
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Tutmayacağımızı bildiğimiz bir sözü, hâşâ muhatabımızı kandırabilirmişiz gibi vermenin ne önemi var ki? Bu iki yüzlülük değil de nedir?

Her Tevbe bir sözdür.

Söz tutulamayıp günaha düşülürse yine Tevbe edilmelidir.

Burada dikkat edilmesi gereken şey şudur: Şeytan yada Nefis şöyle bir telkinde bulunur: ''Nasıl olsa , yine günaha gireceğim.Neden yine tövbe edeyim ki ....

Bu söz batıl bir sözdür.

Çünkü ölene kadar , Tevbe kapısı açıktır.

İmam Nevevî'nin dediği gibi : Günahlar yüz kere, hatta bin ve daha çok kere tekrar edilse de kişi her seferinde tövbe etse, tövbesi makbuldür.
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Elbette kesinlikle tövbeyi bırakmak yok...Samimi olarak yapılsa,ve gerçekten gayret edilse çok daha güzel olurdu ama....

Bunlarda lügattaki sözlük anlamları. Aralar da " yemin "olarak geçse de,genelde söz vermek,sebat etmek gibianlamlara daha yakın sanki...Çok büyük bir yemin yok gibi ortada....

(Cezim) Kat'î karar. Yemin. Kararlaştırmak. * Kesmek. * Niyet. Tahmin. Takdir. * İlzam. * İcâbe. * Gr: Arabçada kelime sonundaki harfi sâkin okumak. Kur'ân-ı Kerim okurken harfleri yerlerine vaz'edip mahrecinden çıkarırken tâne tâne, fesahat, beyan ve teenni ve sükûnet üzere okumak.


(Azim) Kasd, niyet. Sağlam ve kat'i karar. Sebât.


(kast)f. Noksan, eksik, kusur.
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
"azm ü cezm ile kasteyledik"

Yeminmidir yoksa söz mü?

Kısaca cevabını vereyim:

Yemin şu demektir kişi : Vallahi şu işi yapmayacağım der , yaparsa yeminini bozmuş olur.Ya da ''Vallahi şu işi yapacağım, deyip yapmazsa'''Bunun için yemin kefareti vermesi lazım.

Ama Günahlarından Tevbe eden kişi , yemin etmiş olmaz.Yemin kefareti de vermesi gerekmez.
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
"azm ü cezm ile kasteyledik"

Yeminmidir yoksa söz mü?

"azm ü cezm ile kasteyledik" ama bu söze gelince ''yemindir yada yemin değildir'' diye birşey diyemem.Bunun cevabını bilmiyorum.

Bunu Ehli Fetvâ'ya sorun derim.

Ama en uygun tevbe şekli ''Estağfirullahe ve Etubu İleyh(Allahtan af ister,ona tevbe ederim) budur.

Yemin :Vallahi,Billahi,Tallahi'dir.

Kasem ederim, yemin ederim, Allah'a hamdolsun, Allah Teâlâ ile misakım olsun gibi sözler de yemin sayılır.
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
"azm ü cezm ile kasteyledik" ama bu söze gelince ''yemindir yada yemin değildir'' diye birşey diyemem.Bunun cevabını bilmiyorum.

Bunu Ehli Fetvâ'ya sorun derim.

Ama en uygun tevbe şekli ''Estağfirullahe ve Etubu İleyh(Allahtan af ister,ona tevbe ederim) budur.

Yemin :Vallahi,Billahi,Tallahi'dir.

Kasem ederim, yemin ederim, Allah'a hamdolsun, Allah Teâlâ ile misakım olsun gibi sözler de yemin sayılır.
Allah razı olsun.Uyrı olarak sözse sorun yok yeminse sorun var.

Bu sebeble bu kelime geçen istiğfar dualarında veya tek olarak kullanmamalısınız.Zaten müslüman ne dediğini bilmeli araştırmalı.Ben bunu ilk istiğfar duasında gördüm ve yemin anlamını düşünerek bu kelimeyi okumaktan kaçındım.

Kimisi peygamber efendimiz s.a.v istiğfar dualarında bu kelimeyi türkçe çeviri olarak eklemiş.Çok dikkat edilmeli.Arapça halinde bu kelime yoktur.
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
"azm ü cezm ile kasteyledik"

Yeminmidir yoksa söz mü?

"azm ü cezm ile kasteyledik"

Azmü: Azimle,Sebat ile,
Cezm ile : Kat'i karar ile
Kasd eyledik : Niyet ettik

Mutlak Manası: Bu günahtan dönmemeye Azimle,Sebat ile ve Kat'i karar ile niyet ettik.

Eğer bu manada ise elbette Yemin yoktur.
----

Birde şöyle bir bilgi buldum.Bir siteden:

Azmu cezmu kasd etmek

Açıklama:Bir işi başarmak için, tüm olanakları kullanmak ve bütün olumsuzluklara rağmen asla pes etmemektir.


Örnek: İyi bir insan olmaya azmu cezmu kast ettim
 
Son düzenleme:
Üst