Sigara içmenin hükmü nedir?

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
[8pt]Sigara içmenin hükmü nedir?

Bu konuda önce tütünün özelliklerini tanımak gerekir. Sigaranın yapıldığı tütün; yaprakları yakılarak içilen kokulu, keyif verici ve bağımlılık yapan bir bitkidir. Sigara veya tütün asr-ı saadette veya müctehit imamlar döneminde bulunmadığı için hakkında doğrudan âyet veya hadis bulunmadığı gibi, mezhep imamlarının ictihadı da yoktur. Çünkü tütün ilk olarak Amerika’daki Antil takımadalarından birinde bulunmuştur.
1496 M. yılında, Kristof Kolomb Antil Adaları’nı gezisi sırasında yerlilerin bu bitkiyi yakarak içtiklerini gördü. Gemicilerden biri, Tobago adalarından bir örnek alıp Avrupa’da Petros Marden adında bir tüccara yolladı. 1511 yılında İspanyol gemicileri, İspanya ve Portekiz limanlarında bu keyif verici bitkiyi iyice tanıttılar. Fransa’nın Lizbon elçisi olan Jean Nicot, kendi adıyla anılan nikotin zehrini -ilaç olarak kullanılmak üzere, tütünü Fransa’ya soktu. 1560’tan sonra artık tütün Almanya, İtalya, İngiltere ve sırasıyla diğer dünya ülkelerine yayıldı.
Yapılan incelemeler tütünün insan sağlığı için zararlı olduğunu ortaya koymuştur. İçeri çekilen duman akciğerin çeperindeki hücreleri zedeleyerek kalınlaştırır. Hücrelerin esnekliği kaybolduğundan kuvvetli bir öksürük, aksırık sonunda bu cidarlar patlayarak iş göremez hale gelir. Öte yandan içeri çekilen sigara dumanı damar duvarlarının kalınlaşmasına yol açar ve damar sertliği gelişimini hızlandırır.
Sigaranın akciğer kanserine yakalanma ihtimalini 20 kat arttırdığı, kalp enfaktrüsü riskini iki katına çıkardığı, kronik bronşit ve amfizem’e yol açtığı tıp tarafından belirlenmiştir. Tütündeki nikotin son derece zehirli bir maddedir. Az alınınca insanda uyarıcı, canlandırıcı etkiler yapar, çeşitli bezlerin salgılarını artırır, kan basıncını yükseltir. Sigara dumanından zehirlenme olmayışının sebebi, sigaranın yanma sırasında tütünde bulunan nikotinin 1/3-1/7’sinin ısı etkisiyle buharlaşarak dumanla gitmesi, geri kalanın da ancak küçük bir kısmının ciğerlere ve kana ulaşmasıdır.
Tıpta, haşerelere karşı nikotinden yapılmış toz veya sıvı ilaçlar vardır.
İnsan sağlığı üzerindeki etkileri bu olan sigarayı içmenin hükmü konusunda, cihan-şümul bir din olan İslâm’ın bir çözüm getirmesi gerekir. Asr-ı saadette afyon da bilinmiyordu. Sonraki fakihler afyonun uyuşturucu niteliğine bakarak onu şaraba kıyas ettiler ve caiz olmadığını söylediler.
Önceki asırlardaki fakihlerin çoğu, hakkında ayet ve hadis bulunmaması nedeniyle “eşyada asıl olan mübahlıktır” kuralınca sigarayı mübah saydılar. Hatta bazı Şâfiî bilginleri; “kadın sigara tiryakisi ise sigara masrafı da nafaka kapsamına girer” demişlerdir.
Sigaranın zararsız olduğunu söylemek artık bilim ve tıp bakımından imkânsız olduğuna göre, bunun dînî yasaklar kapsamı dışında düşünülmesi uygun olmaz. Kur’an’da; “kendinizi elinizle tehlikeye atmayınız…”( Bakara, 2/195) buyurulmuş, Hz. Peygamber de; “ne doğrudan zarar verme, ne de zarara karşılık verme vardır.”( İbn Mâce, Ahkâm, 17; Mâlik, Muvatta’, Akdıye, 31) buyurarak, bir kimsenin ne kendine ne de başkalarına zarar vermemesi gerektiğini vurgulamıştır. Diğer yandan sigara bağımlısının yaptığı harcamanın israf kapsamına girdiğinde de şüphe yoktur. Âyette; “yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz”( A’râf, 7/31) buyrulur. Diğer yandan aile reisi bir erkeğin bakmakla yükümlü olduğu eş, çocuklar ve diğer muhtaç hısımlarının nafakasını aksatacak şekilde sigaraya para vermesi hem dinî hem de insanî ve ahlâkî açıdan kabul edilemez bir durumdur.
Sonuç olarak, bugün sigaranın insan bedenine ve çevreye verdiği zarar dikkate alındığında bunun keraheti açıkça görülür. Sigara içmesinin sağlığına zararlı olacağı, doktor tarafından bildirilen kimselerle, yoksul olup aile fertlerinin nafakasından keserek sigara içenler hakkında ise haramlık kesinleşir.
 
Üst