Selam vermenin önemi

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Selâm, Cenab-ı Allah’ın 99 güzel isimlerinden biridir. Namazdan sonra:”Allahümme entesselâm vemin kesselâm” diyoruz. Yani: “Allah’ım! Sen selâmsın, selâmet de sendendir.” diye sesleniyoruz.

Cennetin bir adı da “Dâru’s- Selâm” (barış ve esenlik) yurdudur. Cenab-ı Allah, En-am:127, Yunus:25 âyetleri ile kullarını selâmet yurduna çağırıyor.

Selam sözcükleri:

Günümüzde kullanılan selâm sözcükleri şöyle oluyor:

- Selâm,

-Merhaba,

-Günaydın,

-Tünaydın,

-İyi günler,

-El işaretleri,

-Kafa sallamak,

-Haydi görüşürüz,

-Kendine iyi bak….vs.

Bu ve bunun gibi sözcükler gerçek selâm değildir. Selam yerine geçmez.



B-SELÂMIN ANLAMI

Selâm, karşı tarafa sağlık, iyilik dileklerini sunmaktır. Selâm, Müslümanların ortak dilidir.

“Es-selâmü aleyküm” demek: Sağlık selamet üzerine ol. Sıkıntılarından kurtul, kaza-beladan emin ol. Selâmet içinde yaşa. Allah seni selâmete, esenliğe kavuştursun” diye dua etmektir.

Karşı taraf da: “Ve aleyküm selâm” diye selamı aldığında selâm verene aynı duayı yapmış olur. Yani selâm, Müslümanlar arası güzel bir dualaşmadır.

Meşhur Kadı İyaz, selâmın “muhafaza” manasına geldiğini ifade ile şöyle der: Es- selâmü aleyke (Allah’ın muhafazası ve korunması senin üzerine olsun) demektir. Selâm verilene: “Cenab-ı Allah yâr ve yardımcın olsun” diye dua etmektir.

Selâm alıp verdikten sonra “Merhaba” denilir ki, selâmı alanlar, gelene: “Bizden sana zarar gelmez, rahat ol” diye güven vermiş olurlar.



C-SELÂMIN ŞEKLİ

Sünnet üzerine olan selâm. “Es-selâmü aleyküm”dür. Kendisine selâm verilen de “Ve aleyküms-selâm” der, selâmı alır.

Daha güzeli ile selâma karşılık:”Ve aleyküm selâm ve rahmetullahi ve bereketüh” denilir.

Genel olarak şöyle selam verilir:

- Selâmün aleyküm.

-Es- selâmün aleyküm.

Selâm getirene “Aleyke ve aleyhi’s- selâm” denir.

Mektupta selâm yazana:”Ve aleyke’s- selâm” denir.

Ölüye selâm:”Aleyke’s- selâm” diye verilir.

Kabristanda selâm:”Es- selâmü ya ehle’l-kubur” denir.

İçinde insan olmayan bir yere girildiğinde:” Es- selâmü aleynâ ve alâ ibâdillahissalihın” diye selâm verilir. (Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali:485)

Kadın kadına:”Esselamü aleykim” diye selâm verilir.

Erkek erkeğe “Es- Selâmü aleyküm” der.

Peygamber (sav)’e: “Esselâtü Ves selâmü aleyke ya Rasulallah” diye selâm gönderilir.

Peygamber Efendimiz İslam’a davet mektuplarında “Selâm hidayete tabi olanlara” diye selâm yazmıştır.

Başka dinden olana İslam selâmı verilmez. Ona “selâm” denir veya merhaba, günaydın gibi şeyler söylenir.

Başka dinden olan veya inançsız:”Selâmün aleyküm” dese bile ona İslam selâmı verilmez “ve aleyke” denir. (Müslim selâm:8)

Yahudiler el işareti ile selâm verir. Eğilmek Mecusilerin selâmıdır. Günaydın şeklindeki selâm, İslam’dan önceki Arapların selâmıdır. Araplar “sabahın hayrolsun” “günün aydın olsun” diye selam verirlerdi.

Başkalarına benzememek için elle, başla, eğilerek selâm verilmez ve alınmaz. Peygamberimiz:”Bir kavme benzeyen onlardandır” buyurmuşlardır.

Bir hadislerinde de selâm alıp verirken eğilmeyi yasaklamıştır. Bir gün Peygamber (as)’a bir kişi:

-Birine rastlayınca hürmeten selâm için eğilmeli midir? diye sorar. Peygamber (as) ona:

-Hayır! Der.

O kişi tekrar sorar:

-Musafaha da mı yapılmaz?

Peygamber (as) Ona:

-“Elbette bunu yapar” diye cevap verir. (İ.Canan Hadis Ans:9/422)

Ayrıca bir yere gelip selâm veren için ayağa kalkılmaz ve kalkılması istenmez. Bu konuda Peygamberimiz:”Kim insanların kendisi için ayağa kalkıp, saygı göstermelerini isterse, ateşteki yerini hazırlasın” buyurur. (Büyük Hadis Ans:4/7733)

Bir yerden ayrılırken, geri geri gidilerek saygı gösterip, selâmlanmaz. Bu cahiliye âdetidir. İslam inancı ile bağdaşmaz.

Selâm verenin selâmını alanlar, selâmı aldıktan sonra “Merhaba” der. Bu bir rahatlatmadır. “Rahat ol! Bizden sana zarar gelmez” demektir. Peygamber aleyhisselâm böyle yapmıştır. “Merhaba” demek Peygamber (as)’ın sünnetidir.



D-SELÂMIN DİNİ YÖNÜ

Kur’an’da 37. Ayette “Selâm”,” Selâmet” kelimeleri zikredilmiştir.

Cenab-ı Allah 12 defa müminleri selâmlamıştır.

Böyle olunca, selâm vermek, selâm almak Canab-ı Allah’ın emridir. Peygamber (sav) bu emri yerine getirdiği için de sünnettir.

Cenab-ı Allah Kur’an’da şöyle buyurur:

-“Bir selâm ile selâmlandığınız zaman, sizde ondan daha güzeli ile selâmlayın; yahut aynı ile karşılık verin…” -Nisa:86

Cennette müminlerin selâmlaşacağı bildirilerek:

“Onlar cennette boş bir söz işitmez. “Selâm” sözünü işitirler” _Meryem:62

-Neml:59’da Cenab-ı Allah mümin kullarına selâm veriyor.

-Saffat:181’de Peyberlere selâm veriyor.

-Cennette meleklerin müminlere selâm vereceği bildirilerek:”Melekler yanlarına gelir:”Sabrettiklerinizden dolayı size selâm olsun!” derler” _Rad:23-24

Hud:69’da Melekler İbrahim (as)’a selâm vermiştir.

Cenab-ı Allah Adem (as) vasıtasıyla nasıl selâm verileceğini, nasıl alınacağını öğretmiştir.

Peygamberimiz (as) şöyle buyurur:

-“Cenab-ı Allah Adem’i yaratınca Ona:

-Şu meleklere selâm ver” dedi.

Adem:

-Es-selâmü aleyküm” dedi.

Melekler:

-Es-selâmü aleyke verahmetullah” diyerek selâmı aldı.” -Buhari, Enbiya:1

Din alimlerince selâm vermek, verilen selâmı almak dini bir vecibedir.

Dinen selâm vermek sünnet, (Kur’an’da emredildiği için vacip diyenlerde vardır) almak farzdır. Topluluk halinde farz-ı kifaye olur. Bir kişi verse, bir kişi alsa sorumlu olunmaz.

Selâm gönderenin selâmını almak vaciptir.

Eğer verilen selâm alınmazsa, veren selâmı verdiği gibi geri alır. “Aleyküm selâm” der.

İnsanlardan ayrılırken de selâm vermek sünnet, verilen selâmı almak (farz veya) vaciptir.



E-SELÂMIN ÖNEMİ

Müslümanlığın güzel nişanelerinden biri de selâmlaşmadır. Selâm, her dinde her toplumda vardır ama bizdeki kadar güzel, bizdeki kadar etkili değildir.

İnancımıza göre selâm, müslümanın müslüman üzerinde bir hakkıdır. Müslümanın müslüman kardeşi üzerinde 5 hakkı vardır.

1- Uygun olan davetine icabet etmek,

2- Öğüt ve nasihat isterse, öğüt vermek,

3- Aksırınca “Şükür elhamdülillah” derse “Yerhamükellah” demek,

4- Hasta olursa ziyaret etmek, ölürse cenazesini defnetmek,

5- Karşılaştığında selâm vermek.

Kur’an’da selâm verenin iyiliğine şehâdet edileceği bildirilmiştir. (Nisa:94) “Size selâm Verne mü’min değilsin demeyin!” buyurulur.

Peygamber (as) şöyle buyurur:

-“Biriniz kardeşi ile karşılaştığı zaman Ona selâm versin. Eğer aralarında bir taş yahut duvar veya ağaç girip engel olurda sonra onunla yine buluşursa, tekrar selâmlaşsın.” -Büyük Hadis Kül:4/7682

Dinimiz selâmlaşmaya o kadar önem vermiştir ki, kavuşunca selâmlaşılacaktır. Ayrılırken de selâm verilecektir. Peygamber (as): “Bir topluluktan ayrılan selâm versin, öyle ayrılsın” buyurmuştur.

Toplumumuzda selâm vermeyen için “selâm bile vermedi” selâmı almayan içinde “selâm bile almadı” denir, kınanır. Demek oluyor ki selâm, bazı şeylerin ölçüsüdür.

İnsanımızın bugün toplum ilişkileri çok zayıf, hatta felç. Altlı-üstlü oturan, karşı karşıya oturanların bile ilişkileri istenildiği gibi değil. Değil açlığından tokluğundan, cenazesinden bile haberi olmuyor.

İyi olmayan ilişkilerin düzelmesi için toplumumuz Allah’ın selâmının vereceği sıcaklığa, muhabbete ihtiyacı vardır. Diyebilirim ki, bugünün insanı bir selâmlık ilgiye muhtaç.

Selâm vermek, karşı tarafa itibar etmek, değer vermek demektir.

Selâm, iyi niyet ifadesidir.

Selâm asla küçümsenmemeli, hafife alınmamalıdır. Selâm korkuyu giderir, güven sağlar. Allah’ın selâmı diğer selâm şekilleri gibi değildir. Verildiği zaman dikkat çeker ve ilgiyi uyandırır.

Yusuf İslam, müslüman olmadan biri O’na “Es-selâmü aleyküm” der selâm verir. Yusuf İslam, anlayamaz. Yakın birine “Bu ne demek?” diye sorar, O da bu şekilde selâmın manasını anlatır. Ondan sonra Yusuf İslam, İslam’a ilgi duymaya başlar. Araştırır ve müslüman olur. Şereflendiği İslam’ı da ad olarak benimser.

Selâmı vermek de duadır, almakta duadır. Yani selâmlaşan insanlar birbirine dua etmiş olurlar. Denilebilir ki selâm, duadır, ibadettir. Selâm, vereni de alanı da rahatlatır. İnsanları birbirine yakınlaştırır. Kırgınlıkları, dargınlıkları bir anda kesip atar. Aradaki kini, düşmanlığı ve buz dağlarını eritir, yok eder.

Bundan başka selâmlaşmanın bir çok faydaları vardır.

Selâm sadece tanıdığına verilmez. Tanıdık olsun, olmasın herkese verilir. O zaman tanışma, kaynaşma kolaylaşır. İşler daha kolay görülür. Selâm verenle alan arasında güven hasıl olur, arada ilgi artar.

Ayrıca selâm, Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olur. Çünkü selâm veren ve alan Allah’ın emrini yerine getirmiş, Peygamber işi işlenmiş olur.

Araştırmacı Yazar
Mustafa ÖSELMİŞ
 
Üst