Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Elçileri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Resûlullâh (s.a.v.) henüz fetihler başlamadan Hz. Bilâl hakkında "Habeşistan'ın ilk meyvesi" ve Hz. Suheyb hakkında "Rum'un ilk meyvesi", Hz. Selman-ı Farisî hakkında da "İran'ın ilk meyvesi" buyurarak İslamiyet'in bütün cihana yayılacağını işâret etmişlerdi. Hudeybiye'den döndükten sonra bütün insanlığa ve cinlere gönderilmiş olan Hâtemü'l-Enbiyâ hazretleri tarafından İslâm dînine dâvet için etrâftaki meliklere gönderilmek üzere hicretin yedinci senesi Muharrem ayında "Muhammedün Resûlullah" mühürlü altı mektup yazıldı.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), elçiliğe göndereceği Ashabına: "Sabahleyin hepiniz yanıma erken gelin" diye tenbih etmişti. Mutadları üzere sabah namazından sonra Resûlullâh namaz kıldığı yerde tesbih ve dua ile meşgul oldu. Sonra o elçilere gidecekleri yerleri beyân etti ve şöyle buyurdu:

"Allâh'ın kulları ile olan işlerinizde dürüst olun. Çünkü işlerinde ve emanetlerinde doğruluk göstermeyenlere Allâhü Teâlâ cennet kapısını kapalı bulundurur. Haydi gidin! Meryem'in oğlu isa'nın havarileri gibi olmayın. Çünkü onlar yalnız yakında bulunanlara gittiler ve uzak- takileri ihmal ettiler."

Elçiler gittikleri milletin dillerini bilenlerden seçilmişti. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) "Bu husus Cenâb-ı Hakk'a karşı yapmakla mükellef olduğumuz vazifelerin büyüklerindendir" buyurmuşlardı. Bizans İmparatoru Heraklius'a, İran hükümdarına, Yemen ve Mısır valilerine yazılan mektupları şu meâldedir:

"Bismillah... Rûm Kayseri'ne; selâm hidayete tâbî olanlar üzerine olsun. Vacib olanın ifasından sonra...

Sizleri İslâm'a çağırıyorum. Kabul edin. Cenâb-ı Hak sizi iki cihetle mükâfata kavuşturur. Sizler İslâmiyetin teklifinden yüz çevirirseniz ahâlinizin bütün günahları üstünüzde kalır.

Ey Ehl-i kitap!.. Sizin ve bizim için en doğru olan dine geliniz. O da şudur: Yalnız Allâh'a iman etmek, Ona başkasını şerik (ortak) koşmamak.

Ey Ehl-i kitap! Sakın imtina etmeyiniz!... Biz Müslümanız, dinimize İslâm denir..."
 
Üst