Ramazan mukâbele demektir

Ssude

Deneyimli Üye
Üye
Ramazan mukâbele demektir

Resûl–i Ekrem Efendimiz’e tam yirmi üç senede nâzil olan Hazret–i Kur’an’ın ilk âyeti, Mekke’de bir Ramazan ayında nâzil olmuştur Bu Ramazan ayında henüz oruç farz kılınmamıştı Ramazan orucu, Medine’ye gelindikten bir sene sonra, yani hicretin ikinci senesinde Bedir Harbi’nden önceki ayda farz kılınmış ve Müslümanlar ilk oruçlarını yakıcı sıcakların altında Bedir Harbi’nde tutmuşlardır Resûlüllah aleyhisselam, tam dokuz sene Ramazan orucu tutmuştur Bu Ramazanlardan dördü yirmi dokuz, beşi de otuz olarak çıkmıştır Demek ki, oruç belli gün değil de, belli ay müddetince tutulur Ay ise bazen otuz, bazen de yirmi dokuz olarak devam eder Nitekim Resûlüllah’ın tuttuğu ayların dördü yirmi dokuz, beşi otuz olarak devam etmiştir Ramazan ayının kudsiyetinden biri oruç tutmak ise, bir diğer kudsiyeti de Kur’an okumak ve dinlemektir Bu ayda Kur’an okumanın, okunan Kur’an’ı dinlemenin kendine has bir kudsiyeti ve mânâsı vardır Zira bir adına da Kur’an ayı denen Ramazan boyunca Resûlüllah aleyhisselam da Kur’an’a karşı farklı bir alaka göstermiş, hatta Cebrâil aleyhisselam bile bu farklı alakaya iştirak etmek üzere Rabb’imiz tarafından vazifelendirilmiştir Nitekim Buharî’de geçen bir hadisten şunu öğrenmekteyiz Ramazan gecelerinin hemen hepsinde de Resûlüllah’a gelen Cebrâil aleyhisselam, onunla karşı karşıya oturur, o güne kadar getirmiş olduğu âyetleri Resûlüllah’la müzakere ederdi Yani, Resûlüllah zabt ettiği ayetleri Ramazan ayı boyunca tane tane okur, Cebrâil aleyhisselam da başını eğmiş vaziyette huşû içinde dinlerdi Bütün Ramazanlarda böyle devam etmişti Ramazan ayı gelince Cebrâil aleyhisselam sadece Kur’an dinlemek üzere Resûlüllah’ın huzuruna girer, O’ndan o güne kadar getirdiği âyetleri tane tane dinler, böylece hangi âyetin hangi sırada bulunduğunu da açık ve net şekilde kontrol etmiş olurdu Gariptir ki, son Ramazan ayındaki kontrol bir başka ehemmiyet arz etti Aynı minval üzere gelen Cebrâil aleyhisselam, bu defa şöyle diyordu: - Yâ Resûlâllah, bu seneki Ramazan okuyuşumuz nihaî şekilde olacaktır Getirmiş olduğum âyetleri önce ben okuyacağım, sen dinleyeceksin, sonra da sen okuyacaksın, ben dinleyeceğim! Nitekim aynen de vâki olmuştur Büyük bir huşû içinde getirmiş olduğu âyetleri bir bir okuyan Cebrâil aleyhisselamı, Resûlüllah haşyet içinde dinlemiş, okuma işini bitirince de kendisi başlayarak, zabt ettiği Kur’an’ı baştan sona aynı dikkat ve heyecan içinde tekrar etmiştir Bu karşılıklı okuyuş, bu Ramazan’da iki defa tekrarlanmış, böylece Kur’an’ın zabtı kesin şekilde bir daha tespit ve tescil edilmiştir İşte Ramazan ayında Müslümanlarca Kur’an’a karşı gösterilen farklı alâkanın bir sebebi de bu tarihî hadise olmuştur Mü’minler bu ayın başından itibaren cami ve diğer münasip yerlerde toplanırlar, Resûlüllah’ın okuyuşunu hatırlatan mukàbeleleri dinler, yahut bizzat nâzil oluyormuş gibi ruhlarına sindirir, gönüllerine nakşederler İşte camilerde okunan Ramazan mukàbelesinin temelindeki kudsî hatıra ve tarihî vak’a budur Bu mukaddes tatbikat kıyamete kadar devam edecek, Hazret-i Kur’an ruhlara ve gönüllere saadet ve sürûr vermeye ara vermeyecektir

AHMED ŞAHİN
 
Üst