Paramızı nerede değerlendirelim hangi yatırım helaldir, hangisi haramdır?

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
Paramızı nerede değerlendirelim, hangi yatırım helaldir, hangisi haramdır Aslı (sermayesi, üretimi, yatırımı, ticareti) bakımından helal ve meşru olan bazı şirketler gerekli gördüklerinde faizli kredi de alıyorlar, bu şirketlere ortak olabilir miyiz (hisse senetlerini alabilir miyiz?) Bazı büyük marketlerde yüzdesi az da olsa haram nesneler de satılıyor, bunların hisse senetlerini almak caiz midir?
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Paramızı nerede değerlendirelim, hangi yatırım helaldir, hangisi haramdır Aslı (sermayesi, üretimi, yatırımı, ticareti) bakımından helal ve meşru olan bazı şirketler gerekli gördüklerinde faizli kredi de alıyorlar, bu şirketlere ortak olabilir miyiz (hisse senetlerini alabilir miyiz?) Bazı büyük marketlerde yüzdesi az da olsa haram nesneler de satılıyor, bunların hisse senetlerini almak caiz midir?

soruya tam birebir olmasa da yakın cevap verilmiş buyrun:

[h=2]Faiz ile uğraşmayan şirketlerin borsadan hisselerini almak caiz midir? Döviz almak caiz olsa da kafire bir destek değil midir? Çünkü kafire faizsiz borc vermiş oluyoruz. Param arsaya yatıracak kadar çok değil. Altın iyi kazandırmıyor. Müslüman ne yapsın?[/h]
Döviz almak dinen haram değildir. Ancak bir Müslüman sizin düşündüğünüz gibi değerlendirerek döviz almazsa o başka konudur.

Atıl paranın değerlendirilmesi açısından bir başka altarnatifte özel finans kurumlarıdır. Kar zarar sistemi üzerine çalışan müesseseleri dinimiz ticari müessese saydığı için, bu kuruluşlarda para tutup, kar payı adını taşıyan getirileri almak helaldir. Para yatırılır ve kar payı olarak verilen kısım da helaldir. Devletin bu kuruluşları hukuki olarak koruma altına alması ise daha güzel olmuştur. İnşallah suistimalleri ve mağduriyetleri önlemeye vesile olur.

İktisadi ilişkilerin yoğunlaşıp sermaye piyasasının önem kazandığı günümüzde hisse senetleri, sermaye piyasasının en önemli aracı haline gelmiş ve bir ortaklık belgesi olarak değil de bağımsız bir mal olarak alınıp satılmaya başlanmıştır.

Bu manada günümüzde borsanın temelini oluşturan hisse senedi alım satımına iki farklı yönden bakmak gerekiyor:

1. İmal edilmesi, ticarî hizmeti caiz olan bir konu ile meşgul bulunan bir şirketin hisse senedini alarak ona ortak olmak. Şüphesiz bu tasarruf caizdir. Alan, şirketin malvarlığına hissesi nispetinde ortak olur, kâr ve zararına katılır, dilediği zaman da hissesini başkasına satabilir. (Piyasada bu tip holdinglerin sayısı da oldukça fazladır.)

2. Ait olduğu iktisadî değerden bağımsız değer kazanıp kaybeden bir hisse senedini eldeki parayı değerlendirmek, değerini korumak, iniş çıkışları gözeterek para kazanmak maksadıyla alıp satmak ki, borsadaki alışverişler daha çok bu ikinci maksada yöneliktir. Bu manada borsaya yatırım yapmak tam olarak değilse de biraz kumara, piyangoya benziyor. Gerçek değerin üstünde ve dışında kâğıtların pahalanıp ucuzlamasına sebep oluyor. Ekonomiye ve üretime önemli bir katkısı olmaksızın paralar kazanılıyor ve kaybediliyor. İşte bu bakımdan borsada soruda geçen ifadesiyle "oynamayı" her yönüyle makbul bir ticaret olarak değerlendirmek çok zor. (Hayrettin Karaman, Günlük Hayatımızda Helaller ve Haramlar, s. 265, İst. 1999)

İslam Konferansı Teşkilatına bağlı İslam Fıkıh Akademisi’nin girişimiyle 1988 yılında Rabat’ta toplanan Borsa Semineri’nin sonuç bildirisinde ve adı geçen akademinin 1992 yılında Cidde’de yapılan VII. Dönem Toplantı’sında hisse senetlerinin kar ve zarara iştirak etmesi sebebiyle kural olarak helal olduğu, fakat şer’i hükmünün bunu çıkaran şirketin ticari işlem ve amaçlarının meşru oluşuyla yakından ilgili bulunduğu belirtilmiştir.
Şirketin faiz, içki imali ve ticareti, karaborsacılık, hile, yalan ve aldatma gibi dinen haram vasıtalarla kazanç sağlaması halinde hisse senetlerini alıp satmanın ve bundan gelir elde etmenin haram ve günaha iştirak etmek olduğundan caiz olmayacağı bildirilmiştir.

Burada şunu da ifade edelim ki, faaliyet alanı haram işlemler yapma, dinen yasak hizmet ve mal üretiminde bulunma olmamakla beraber, bazı haram işlemlere taraf olması sebebiyle şirketin karına haram kazanç karışmış olması hallerinde ise, pay sahiplerinin bu miktarı yaklaşık olarak hesaplayıp kendisinin hayır ve hasenat niyeti ile olmaksızın ve toplum hakkı olduğu inancı ile hayır yolunda harcaması tavsiye edilmiştir.
Evet, çağımızın getirdiği fıkhî problemlerden olan borsa ve hisse senetleri hakkında bir kısım çağdaş din âlimleri caiz değil derken, çoğunluk ise caiz olduğu yönünde görüş birliği yapmışlardır. Ancak hisse senedi alınacak olan şirketin yukarıda da ifade ettiğimiz gibi İslam’ın haram kıldığı içki veya domuz eti gibi mamullerin imalatını veya satımını yapmaması gerekiyor.

İMKB de hisse senedi alıp satmanın İslami kurallara uygun olup olmadığını, şu konulara uygun olup olmadığına bakarak kararı vereceğiz:

1. Doğrudan faiz muamelesi yapan şirketlerin hisse senetlerini almak ittifakla haramdır. Bankalar, bankerlik ve tefecilik kuruluşları gibi.

2. Alınıp satılması helal sayılmayan şeylerin üretim ve alım-satımıyla uğraşan şirketlerin hisse senedini almak da aynıdır; şarap, bira vb. şeyler üreten kuruluşlar gibi...

3. Mütekavvim, yani alınıp satılması helal olan mal üretmekle beraber, bizzat ortak olunan o malı faizli muamelerlerle satan ve faiz sebebiyle elde ettiği kârı diğerine karışan ve toplam kârının yarısı ve daha fazlası olan şirketlere hisse senediyle ortak olmak da haramdır.

4. Ortak olunan şey helal bir üretim olmakla beraber, şirketi elinde bulunduran Müslümanlar başka haram işlerle de uğraşıyorlarsa, onlardan hisse senedi almak suretiyle onları desteklemek "günahda yardımlaşma" anlamı taşır. Halbuki bu Kur an'ı Kerim'de yasaklanmıştır,

5. Yahudi ve Hristiyanların hakim olduğu şirketlerden hisse senedi almak, başka hiç bir mahzur yoksa en azından mekruhtur. Fıkıh kitaplarımıza bakıldığında; "komünist, mason ve ateistlerin hakimiyetinde bulunan şirketlerden hisse senedi almak caiz değildir" gibi bir sonuç çıkarılabilir.

6. Satın alınan hissenin fabrikanın tümüne nisbeti yani kaçta kaçından ibaret olduğunu bilmek lazımdır.

7. Mal olması gerekir. Sermayesi olmayan vücuh-kredi şirketi gibi, bir müesesenin hisselerini satın almak caiz değildir.

8. Aslında helâl olan fakat İslâm'a uygun olarak çalıştırılmayan bir fabrikanın hisse senetlerine sahip olan birisinden alacağını alabilmek için, bu kişinin hisse senetlerini almak caizdir. Şu var ki, bu hisseleri bir an evvel elden çıkarıp satmak gerekir. Ve bu arada hissesine bir kâr düşerse onu amme maslahatına veya fakirlere vermesi gerekir.

9. İdaresine Müslümanların hakim olduğu, haramla iştigal etmeyen, daha şeffaf olup satıma konu olan şirket varlığını dolayısı ile satılan senede düşen hisseyi açıkça bildiren, senetleri isme muharrer olup, ortaklıktan vazgeçmek isteyenlere bu imkânı sağlayan şirketlerin hisse senetlerini almak ittifakla caizdir.
Ve bu Müslüman işadamları, İslâmî teşebbüsler ve helal sermaye için son derece önemli bir konudur. Çünkü, işaret ettiğimiz gibi, hisse senetleri, İslâm'a göre en büyük haramlardan olan faizin şu andaki en önemli alternatifi, işletme ve yatırım sermayesi temini için en kestirme yoldur. Müslümanlar bunu haram unsurlardan uzaklaştırarak uygulayabilseler, helal temellere oturmuş, millete hizmeti ibadet bilen çok büyük işletmelerin doğmasına ve faizin belinin kırılmasına sebep olabilirler.

Not: Söylediklerimiz bir hüküm ve fetva değil, bu konuda daha sağlıklı düşünecek olanlara bir fikir beyanından ibarettir.
Kaynaklar:

- Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar, I/382-383.
- Dr. Faruk Beşer, Fetvalar, Nil Yayınları, İzmir, 1991, s. 78-79.
 
Üst