Nefse Muhalif Olmalı

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
Cüneydi Bağdadi kuddise sirruhu da şöyle buyurmuştur: “Bir gün, teheccüt namazına kalkmıştım. Namaz kılmaya başladım. Fakat kendimde ne herhangi bir hal ve ne de diğer gecelerde almış olduğum tadı buldum. Uyumak istedim ama uyuyamadım, oturamadım. İçimden bir ses, sanki bana dışarı çıkmamı söyledi. Kalktım kapıyı açtım. Baktım ki yolun ortasında, elbisesine sarılı bir adam var. Adam kapının sesini duyunca, başını kaldırıp baktı ve beni görünce şöyle dedi:

— Ya Cüneyd! Bu saat dışarıya çıkma zamanı mıdır? Dedim ki:
— Evet, dışarıya çıkma zamanı değil ama çıktım. Bana şöyle cevap verdi:
— Ben kalpleri çeviren Allahu Zülcelal'e, senin kalbini bana çevirmesi için yalvardım. Sen bunu biliyor musun? Ona cevaben:
— Allah-u Zülcelâl, bu isteğini yerine getirdi. Bana ihtiyacının ne olduğunu söyle, dedim. Dedi ki:
— Ya Cüneyd! Benim hacetim şudur; insanın kalbi ve ruhu için bir ilaç ne zaman bulunabilir? Dedim ki:
— Ne zaman ki nefis, kendi hevasına muhalif olursa bütün manevi hastalıklarına ilaç bulmuş olur. Ben bunları söyledikten sonra, yerinden kalkıp yürümeye başladı ve şöyle dedi: “Ey Nefsim! Duyuyor musun? Ben sana yedi sefer bu şekilde cevap verdim, sen bunu kabul etmeyip ‘illaki Cüneyd'den duyacağım’ dedin. Duydun mu?” Diye, kendi kendine konuşarak gitti.


Gördüğümüz gibi bu zat, kendi hastalığına ilaç arıyordu. Nefsine daima şunu söylüyordu:
— Allah’a kavuşmak, ancak nefse muhalefet etmekle mümkündür. Nefsi, bir kenara atmak lazımdır. Nefsi ona cevaben: “Senin söylediğin gibi değildir. Ancak Cüneydi Bağdadi söylerse inanırım” diyordu. Bundan dolayı o zat, Cüneydi Bağdadi kuddise sirruhunun kapısına geldi ve nefsinin ilacını buldu.


Bu ilaç hepimiz içindir. Bizden önceki salih kimseler, bu ilaçları bizler için hazırlamışlardır. Bize düşen görev, bunları kendimize tatbik etmektir.

İki memleket harp yaptıkları zaman, birisi hiç durmadan hücum edip saldırdığı halde, diğeri “İstirahat yapmamız lazım, hazırlık yapmamız lazım” dediği zaman, bunlardan hangisi galip gelir? Tabiî ki devamlı hücum eden galip gelecektir.

İşte nefis, şeytan ve dünya da gece gündüz demeden, devamlı olarak bize karşı açtıkları cepheden saldırmaktadırlar. Bizim de onlara karşı, Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi ve onun varisi olan Evliyaullahı kendimize rehber edinerek ve Allahu Zülcelâl'den kuvvet istemek suretiyle, cihad etmemiz lazımdır.

Fakat gaflet, şeytan ve nefis birlik olup başımıza bela olmuşlar, bize cephe açmışlar, bizi mahvetmektedirler. Bir insan uyuya kaldığı zaman, onu dürtüyor “Kalk!” diyoruz. Ona, “Kalk, çok uyudun, işlerini yap!” diyoruz. Nefsimiz de aynen böyle gaflet uykusundadır. Onu bazen dürtmeli, “Kalk! Ahiret işlerini yap! Bak, ömür bitiyor!” Demeliyiz.

Allahu Zülcelâl fazlıyla, keremiyle, ihsanıyla, bize istediği tarzda ameli salih ve güzel hal nasip etsin, inşaallahu Teala. Âmin
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Gördüğümüz gibi bu zat, kendi hastalığına ilaç arıyordu. Nefsine daima şunu söylüyordu:
— Allah’a kavuşmak, ancak nefse muhalefet etmekle mümkündür. Nefsi, bir kenara atmak lazımdır. Nefsi ona cevaben: “Senin söylediğin gibi değildir. Ancak Cüneydi Bağdadi söylerse inanırım” diyordu. Bundan dolayı o zat, Cüneydi Bağdadi kuddise sirruhunun kapısına geldi ve nefsinin ilacını buldu.

Rabbim bizleri nefsiyle savaşanlardan, ilim sahibi olanlardan, ilmiyle ihlaslı bir şekilde amel edenlerden eylesin inşaAllah.
 
Üst