Neden Osmanlıca öğrenmeli?

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Milli kültürümüzün temelini teşkil eden eserlerimizin hemen hemen tamamı Osmanlıcadır. Halbu ki yeni neslimiz kimbilir hangi dedesinden kalmış bir kitap veya eski bir tapu senedinin,bir paranın,bir çeşme kitabesi,tarihi bir çarşı girişi, ya da belki hergün altından geçtigi üniversite giriş kapısında yazılı olan Osmanlıca metnin gerek muhteva gerekse estetik zevkini yudumlamaktan mahrumdur.

Bizden sonraki nesillere milli kültürümüz adına bir köprü olabilme mesuliyetimiz bir yana sadece sanat noktasında dahi uzak kaldığımız bu mirasın bir çogu üslup sahibi ve kendi başına ekol olan güzide hattatlarımızın göz nurlarıyla bir dantela gibi işledikleri o kıymet biçilmeyen canım eserlerinden niceleri artık yabancı müze ve koleksiyoncuların en mutena köşelerini süslemektedirler.

Oysa ki kendi memleketimizde ecdadımızın her zaman şeref duydugumuz bin yıllık şanlı bir tarih koridorundan bizlere armagan ettikleri sayısız güzide eserler bugün fikri ve estetik boyutta çoğumuza maalesef bir turiste oldugu kadar uzak, anlamsız ve yabancıdır.

Degil mahiyetlerinden, varlıklarından dahi habersiz oldugumuz milyonlarca taş baskısı ya da bir çoğu sahasında otorite olmuş ve hala bu vasfını koruyan el yazması nadide eseerler üzücüdür ki bu gidişle çürümeye mahkum gözüktükleri kütüphanelerin tozlu raflarından himmet ehli kişilerce gün ışıgına çıkarılcakları günü beklemektedirler.

Buna ragmen ne gariptir ki tamamen bize ait olan ve günümüzde artık Osmanlıca olarak tabir edilen Tarihi Türkiye Türkçesi’ni biz yazı dili olmaktan öte ayrı bir lisan zannedenlerimizin sayısı maalesef hiç de az degildir.

Ve yedi asır cihana hükmetmiş bir milletin çocukları artık önüne konulan çevirilerin dışında atalarının bugüne kadar ki kültür birikiminden istifade edememektedirler.Bu çevirilerin bir çogunun eksik ya da hatalı oldugu ise ayrı bir vakadır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde yüzlerce kişilik kadroyla yıllardan beri üstelik sadece belgelerin tasnifine yönelik daha çok yıllara muhtaç çalışmaların da gösterdigi gibi her biri başlıbaşına birer deger olan bu güzide eserlerin, tarihi metin ve evrakların teker teker şimdiki yazıya çevrilmesine ne yeterli sayıda teknik elemanımız vardır ne de zaman buna müsaittir.

Şu halde günümüz gençliginin hissesine dedelerinin bir kaç bin sene önce ki kültür mirasını rahatlıkla okuyup anlayabilen diger milletlere imrenmek mi düşüyor. ? Neden biz de kendi çocugumuza araştırdıgı herhangi bir mevzuda ecdadının birikimine birinci elden uzanabilme imkanını tanımayalım.Çok boyutlu bir altyapıya sahip ve tarihine yabancı kalmamış, büyüklerine sevgisini ve saygısını kaybetmemiş bir nesil gelecege daha ümitle bakmamızın bir teminatı degilmidir ?

Üzüntüyle belirtelim ki batılı araştırmacıların hem konuşma dili cihetiyle Türkçeyi hem de bir yazı dili olan Osmanlı Türkçesini ögrenerek yaptıkları derli toplu araştırmalardan bugün osmanlının torunlarından ancak ingilizce bilenler istifade edebilirken bilimsel çevirileri yapılan bu yabancı kaynaklar da ne gariptir ki bir sokak ötede ki kendi milli kütüphanelerimizi referans göstermektedir.

Gönlünde milli harstan kültürden bir nebze olsun hissesi bulunanların içinde bulundugumuz bu vaziyete üzülmemesi mümkün degildir.Osmanlıcayı ögrenmek öz yurdunda kendi kültürüne yabancı kalmış bir neslin vicdan muhasebesinde ecdadına ve tarihine karşı vadesi çoktan dolmuş bir fikir borcudur.

Peki başta münevver insanlarımızı ve hepimizi kendi klasiklerimize ulaştıracak ve artık bize bir şekilde yabancı olanların eliyle degil kendi çocuklarımızın gayretli araştırmalarıyla kendi kimligimizi yorumlamamıza vesile olacak Osmanlıcayı ögrenmek zormudur ?

Herşeyden önce Osmanlıca ögrenmek bir gönül meselesidir. Kati surette söylenebilir ki özellikle Kuranı Kerim i okuyabilen herkes çok rahatlıkla Osmanlıcayı da ögrenebilecektir.
Bizler bu gaye için bu sayfalarda imla kaidelerinden ziyade örnek metinlere, özellikle bizlere aşina metinlere daha fazla yer vererek Osmanlıcanın ne kadar kolay oldugunu göstermeye çalışacagız.
Gayret bizden tevfik ise her zaman Cenabı Haktandır.
(Bu yazı; Muhammed Ali Ensâri'nin Osmanlıca İmla Müfredatı adlı kıymetli eserinden alınmıştır. Büyüğümüz için Allah'ın rızasını dua ediyoruz.)
 
Üst