Müzik Endüstrisi Deşifre(MONARCH PROJESİ)

mgfmilkom

Üye
Üye
[URL="http://img.blogcu.com/uploads/zihinkontrol_beyinkontrol.jpg"] [/URL]
AMAÇ BEYİN KONTROLÜ


ABD, denek olarak kullandığı insanlara LSD dahil birçok kimyasal
verdi

Amaç beyin kontrolü
Sovyetler'in geliştirdiği düşünülen biyolojik silahları ve beyin
yıkama yöntemlerini örnek alan ABD, 1947 yılında CIA'nın
kurulmasıyla bir dizi zihin kontrol projesinin ilkini başlattı.
ABD'ye getirilen Nazi doktorlar da bu projelerde yer alacaktı.
Manhattan Projesi adı altında atom bombasını geliştiren hükümet
gizli projeler konusunda büyük tecrübe kazanmıştı. Zihin kontrol
deneylerinde insanların kullanıldığı bu programların kod
adları, ''CHATTER, BLUEBIRD, ARTICHOKE, MKULTRA, MKSEARCH ve
MKDELTA'' idi.

Neredeyse tüm ülkeyi sarmış olmasına karşın yıllarca büyük
gizlilikle sürdürülen bu deneylerde olan bitenden habersiz
insanların, küçük çocukların, akıl hastalarının, tutukluların
kullanıldığı belirlendi. Deneyler sırasında ölümlerin meydana
geldiği; birçok deneğin dengesini kaybettiği ve bazılarının intihara
kalkıştıkları bugün artık kesin olarak biliniyor. CHATTER
(gevezelik) Projesi, Sovyetler'in casusları, esirleri itiraf
ettirmek için kullandıkları ilaçların 'başarısına' karşılık olarak
geliştirilmişti. Araştırma, casusların sorguları sırasında
kullanılabilecek ilaçların belirlenmesi ve denenmesi üzerine
odaklanmıştı. CHATTER Projesi, 1953 yılında resmen sonlandırıldı.
Çalışmalarını insan davranışlarını kontrol yönünde genişletmek
isteyen CIA, teşkilatın başı Allen Dulles 'ın onayıyla 1950 yılında
BLUEBIRD (bir tür muhabbet kuşu) Projesi'ne başladı. Bu programın
hedefleri şöyle sıralanıyordu:

1) Personelden izinsiz bilgi
sızdırılmasını önleyecek bir yöntem geliştirmek,

2) Özel sorgulama
teknikleri yoluyla bireyin kontrol edilmesinin mümkün olup
olmadığının araştırılması,

3) Hafıza geliştirme yöntemlerinin
araştırılması,

4) CIA personelinin düşman kontrolüne geçmesini
önlemek için savunma teknikleri geliştirmek.

BLUEBIRD Projesi'nin
kod adı, 1951 Ağustos'unda ARTICHOKE (enginar) Projesi olarak
değiştirildi. Bu projenin hedefi de hipnoz ve çeşitli kimyasalların
kullanımı yoluyla sorgulama tekniklerinin araştırılmasıydı. Bu
program da 1956'da noktalandı. Ancak ARTICHOKE Projesi'nin
durdurulmasından 3 yıl önce, yani

13 Nisan 1953'te CIA Başkan
Yardımcısı Richard Helms 'in önerileri doğrultusunda MKULTRA Projesi
başlatıldı. MK harflerinin Mind Kontrolle (zihin kontrolü, kontrolle
kelimesi İngilizce 'control' ün Almanca karşılığı) kelimelerinin
kısaltması olduğu tahmin ediliyor. MKULTRA Projesi kapsamında insan
davranışlarını kontrol etmek amacıyla kullanılan yöntemler arasında
radyasyon, elektroşok, hipnoz, başta LSD olmak üzere çeşitli
kimyasallar, askeri araç gereçler, işkence aletleri, psikoloji,
psikiyatri, sosyoloji, antropoloji gibi sosyal bilimler vardı.

MKULTRA'nın yurtdışı için geliştirilenine de MKDELTA adı verilmişti.
MKULTRA şemsiyesi altında tanımlanan 150 kadar projeden en ünlüsü
olan MONARCH Projesi, resmi olarak 1960'ların başlarında Amerikan
ordusu tarafından başlatıldı. (Gayri resmi olarak çok daha önceden
başladığı biliniyor.) MONARCH Projesi halen ulusal güvenlik
nedenlerinden ötürü 'çok gizli' olarak sınıflandırılmış durumda. Bu
korkunç deneylerin gerçekleştirildiği yerler arasında 44 üniversite,
15 bilim vakfı, 12 hastane, 3 hapishane ve ilaç şirketleri
bulunuyordu. Araştırmalarda dünyaca ünlü psikiyatrlar, psikologlar
ve beyin cerrahları yer alıyordu. Zihin kontrol çalışmalarında CIA
ile işbirliği yapanlar arasında Amerikan Psikoloji Derneği, Amerikan
Psikiyatri Deneği'nin eski başkanları, Biyolojik Psikiyatri
Topluluğu ve ödüllü psikiyatrlar vardı. ABD'de zihin kontrol
deneyleri sadece CIA tarafından değil ABD Ordu Haber Alma Dairesi ve
Ordu Kimyasal Silahlar Ofisi tarafından da yürütüldü. Askerlere
birer kâğıt imzalatarak kobay olmaları sağlandı. MKULTRA
belgelerinin büyük bölümü yine programı başlatan kişi olan CIA
Başkanı Richard Helms'in emriyle 1972'de yok edildiği için insanlar
üzerinde zihin kontrol deneylerinin gerçek boyutu belki de asla
bilinemeyecek.

Tüyler ürperten ifadeler

Biyolojik saldırı korkusuyla yaşayan ABD'de hastalalıklara karşı her
türlü önlemi alınıyor. ABD'nin işgal ettiği ülkelerde ise
çocuklardahil birçok kişi kullanılan silahlardan dolayı çaresiz
durumda kalıyor.

MKULTRA Projesi'nin ilk olarak 1975 yılında başkanlığa bağlı
Rockefeller Komisyonu tarafından gün ışığına çıkartılmasının
ardından Senato'nun sağlıktan sorumlu alt komitesi, CIA'nın insanlar
üzerinde yaptığı deneylerle ilgili tüyler ürperten ifadeler dinledi.
Günümüze kalan belgeler ve tarihçiler, bilim adamları ve gazeteciler
tarafından yapılan araştırmalar, CIA'nın MKULTRA kapsamında
özellikle radyasyon ve LSD'nin kullanıldığı deneylere ağırlık
verdiğini gösteriyor. Bu deneyler, CIA personeline, askerlere,
casuslara, fahişelere, akıl hastalarına ve sıradan insanlara
tepkilerini ölçmek için, çoğu durumda deneğin haberi olmadan LSD
verilmesini içeriyordu. Bu tür deneylerde eroin, meskalin,
skopolamin, marihuana, alkol ve sodyum pentatol gibi maddeler de
kullanıldı. MKULTRA Projesi'nde görevli biyolojik silah uzmanı Dr.
Frank Olson , 28 Kasım 1953 tarihinde, kendisinden habersiz içkisine
karıştırılan LSD'nin etkisi altındayken Manhattan'da bir otelin 13.
katından atladı. Ailesi Dr. Olson'un gerçek ölüm nedenini 22 yıl
sonra MKULTRA ile ilgili bilgiler ilk ortaya çıkmaya başladığında
öğrendi. Harold Blauer adında bir profesyonel tenis oyuncusunun da
gizli bir meskalin deneyi sırasında öldüğü sonradan ortaya çıktı.
ABD Donanması'ndan emekli Wayne Ritchie , 1957'de katıldığı bir Noel
partisinde kendisine gizlice LSD vermekle suçladığı CIA aleyhine
geçen yıl 12 milyon dolarlık bir tazminat davası açtı.

Biyolojik silah çalışmaları sürüyor

Başkan George W. Bush , kitle imha silahları üreterek uluslararası
sözleşmeleri ihlal etmekle suçladığı Irak'a harekât emri verdiği
sıralarda ABD'nin, İngiliz ordusunun da yardımıyla yeni nesil
biyolojik ve kimyasal silahlar geliştirme çalışmalarını sürdürdüğü
iddia ediliyor. Bundan üç yıl önce İngiliz The Guardian gazetesine
demeç veren ABD'li mikrobiyoloji profesörü Mark Wheelis ile İngiliz
uluslararası savunma profesörü Malcolm Dando , ABD'nin biyolojik
misket bombaları, antraks ve kalabalık insan gruplarının söz konusu
olduğu durumlarda kullanılacak öldürücü olmayan silahlar üzerinde
çalıştığını iddia etmişlerdi.

CIA'NIN ABD DIŞINDAKİ PROJELERİ

Yurtdışında 'üçüncü şans'
CIA projeleri arasında yurtdışında da gerçekleştirilenler vardı.
Özellikle yurtdışı için tasarlanan MKDELTA programı Avrupa ve Asya
ayağı olarak ayrılmış ve bunlara Üçüncü Şans ve Derbi Şapkası
projeleri adı verilmişti. Ancak bu konuda belgeye ulaşılamamıştır.
Senato'da yapılan oturumlarda da bu projeler hakkında bilgi sahibi
olan tanığa rastlanmadı. Ancak Kanada'da MKULTRA kapsamında çok
çeşitli deneyler yürütüldüğünü kanıtlayan belgeler bulunuyor.
Bunlardan en iyi bilineni Dr. Ewen Cameron tarafından 1950-1965
yılları arasında Montreal'deki Allen Memorial Enstitüsü'ndeki
hastalara elektroşok ve deneysel ilaçlar verilmesini kapsayan
deneylerdir. 1992 yılında bu deneyler ortaya çıktığında Dr. Cameron
da hastalarının çoğu da ölmüştü.

ABD'Lİ PSİKİYATRİST ROSS'UN ARAŞTIRMASI:

'Mançuryalı Aday' gerçekti
Kişilik bölünmesi konusunda uzman olan ABD'li psikiyatr Colin A.
Ross , günümüze kalan belgeler üzerinde yaptığı uzun süreli
araştırmalardan sonra kaleme aldığı ''Bluebird: Psikiyatrlar
Tarafından Kasıtlı Olarak Yaratılan Bölünmüş Kişilik'' adlı
kitabında şöyle yazıyor: ''BLUEBIRD Projesi'nde CIA, kasıtlı olarak
kişilik bölünmesi yarattığı deneklerini gizli operasyonlarda
kullanmaya çalışmıştır. Belgelerin incelenmesi sonucu bu inanılmaz
deneylerde, 11 yaşındaki çocukların beyinlerine elektrodlar
yerleştirildiği, 7-11 yaşları arasındaki çocuklara haftalarca, her
gün, günde 150 mg LSD verildiği ve elektroşok yoluyla deneklerin
hafızalarının silindiği, hayvanların beyinlerine elektrod
yerleştirerek kimyasal ya da biyolojik saldırılarda kullanma
çalışmaları yapıldığı biliniyor. 'Mançuryalı Aday' (orijinali 1962
yılında çekilen ve beyin yıkama yöntemlerini konu alan bir film)
kurgu değil gerçektir ve CIA tarafından 1950'lerde BLUEBIRD ve
ARTICHOKE zihin kontrol programlarında yaratılmıştır.''
 

mgfmilkom

Üye
Üye
AJAN VE DAVRANIŞLARDA ZİHİN KONTROLÜ

Bakın! 80'li yıllarda nükleer silâhlara karşı protesto eylemlerinde bulunan
Greenham Genel Kadınları'na yapılan ve çok iyi bilinen uygulama var. Bunların,
barış protestoları esnasında, mikrodalga ışımayla, yanıkları, şiddetli baş
ağrılarını, göz hasarlarını, geçici felçleri ve kanseri de içeren çeşitli
saldırı emarelerine maruz kaldıkları belgelenmiştir. Bunların bir çoğu
saldırılar sebebiyle ölmüştür.

Halkın büyük çoğunluğu davranış kontrolü gayesiyle, kendilerine karşı bu
silahların kullanıldığından haberdar değildir. Uzaktan Beyin Kontrolü Silahları
çok çeşitlidir.

Ülkeyi yönetenler ve İstihbarat Ajanları bu gerçeği iyi bilmektedirler ve bu
sebeple de, bu bilgiyi toplumun gözünden uzak tutmak için ellerinden gelen her
şeyi yapmaktadırlar.

İstihbarat Ajanları bu gerçeği açıklamak isteyen kişilerin de itibarını yok
etmek için çaba sarf etmektedirler. Yıllardır askeri ve polis istihbaratı,
Uzaktan Beyin Kontrolü silahlarının varlığını inkar etmek için halka yalan
söylediler.

ABD. Ordusu'nun Körfez Savaşı sırasında toplu halde Irak taburlarına karşı,
Uzaktan Mikrodalga Beyin Kontrolü Silâhlarını kullandığı, medya (Discovery
Kanalı) tarafından topluma açıklandı. Daha da önemlisi son günlerde Channel 4
televizyonunda yayınlanan
(Büyük Birader'in...... Sevgisi İçin) isimli belgeselde, İngiltere istihbarat
ajanlarının toplumun bir bölümünü bu silâhlarla hedef aldığı gerçeği gösterildi.

İstihbarat ajanları bu öldürücü olmayan silâhların varlığını artık inkar
edememelerine rağmen, hâlâ bu silâhların, sürekli olarak ve artarak toplum
üzerinde, Uzaktan Beyin Kontrolü Deneyi"nin Davranış Manipülasyon ve Suikast
için kullanıldığını inkâr etmeye devam edeceklerdir.

Yalnızca toplumun büyük çoğunluğu sonunda bu gerçeği gördüğü zaman, bu askerî ve
polis istihbarat hiyerarşisinin otoriteci ve vahşi zihniyetinin, toplumumuzu
gizli olarak idaresi altına almasını önleyebilecek miyiz?

Uzaktan Beyin Kontrolü Silâhlarının varlığı ile ilgili gerçek aydınlığa çıktığı
zaman, bunların bizim masum toplumumuza karşı kullanılmasını ilgilendiren gerçek
de ortaya çıkacaktır. Bu yalnızca bir zaman meselesidir.

Birçok bilim adamı, Prenses Diana suikastının sadece, İngiliz ve Fransız
istihbarat işbirliği ile yürütüldüğünü değil, fakat başarıya ulaşmak için ve
başarı süresince, Uzaktan Beyin Kontrolü Silâhlarının sinsice yaygın olarak
kullanıldığı konusunda ikna olmuştur.

Waco: Büyük Yalan Devam Ediyor video belgeselinde, 130 erkek, kadın ve çocuğun
sistematik olarak F.B.I. / B.A.T.F. ortak operasyonuyla katledildikleri zaman,
Waco Teksaitak, Davidien Tarikatı katliamında kullanılan üç ayaklık Uzaktan
Beyin Kontrolü
Silahlarını göstermektedir. Bu gerçeklerin delili Özgürlük Projesi/Project
Freedom websitesinde sunulmaktadır.

Bu teknolojiyi kendi halkına rahatlıkla kullanan ABD ve İngiliz devlet
yetkilileri, sömürmek istedikleri diğer ülkelerde benzerini yapmıyor mu? ABD’nin
dünya hakimiyet doktrininde kilit ülkeler; Ortadoğu’da Türkiye, Asya’da
Pakistan, Afrika’da Kongo, Amerika’da Panama, Doğu Asya’da Güney Kore’dir. Bu
ülke yöneticilerinin; zihinsel şekillendirme uygulamasından geçtiklerini göz
ardı etmemek gerekir.

Türkiye’nin siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin halka yönelik
konuşmalarına dikkat ediniz! Ve çevrenizde ülkeyle ilgili ahkam kesenlere
bakınız! Onlar belki de çok yakınınızdadır.

DAHA AYRINTILI İNCELEMEK İSTEYEN KARDEŞLERİM ŞU BLOĞA BAKABİLİRLER:
ZiHiN KONTROL GRUP - Blogcu
 

mgfmilkom

Üye
Üye
Konuyu destekler nitelikte birkaç video izleyebilirsiniz .Videolarda haliyle içler acısı bizim nesilimiz,n izlediği görüntüler var.Ancak buraya videoyu eklemek istemedim.Tamamını izlemeden fikir edinmek adına göz atabilirsiniz..
Hakkınızı helal ediniz,bazı gerçekleri görmek adına paylaşmak zorunda kaldığımız videolardan ötürü.

Müzik endüstrisi deşifre 1
Müzik Endüstrisi Deşifre ( Monarch Projesi) (14/17) - YouTube

M.E.D 2
Müzik Endüstrisi Deşifre (Monarch Projesi) (15/17) - YouTube

MED 3
Müzik Endüstrisi Deşifre ( Monarch Projesi) (14/17) - YouTube
 
Üst