Mourid Banghouti ve şehit Onur Karakuş'un isyanı

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Mourid Banghouti ve şehit Onur Karakuş'un isyanı 17 Ağustos 2011 Çarşamba 04:43 O DA GÜZEL Yatağımızda ölmek ne güzel temiz bir yastık ve yanımızda dostlar Ölmek güzel, bir kereliğine, ellerimiz göğsümüzde bağlı boş ve solgun yarasız, zincirsiz, pankartsız ve dâvasız Tozsuz bir ölümle gitmek güzel, gömleğimizde bir delik kaburgamızda nişanı olmadan Ölmek güzel yanağımızın altında kaldırım değil, beyaz bir yastık, ellerimiz sevdiklerimizle,etrafımızda çaresiz doktorlar ve hemşireler, zarif bir elvedadan başka hiçbir şeyimiz olmadan, tarihle ilgisiz, dünyayı olduğu gibi bırakıp, bir gün bir başkası değiştirir diye umarak (Mourid Banghouti) Ramallah'lı Şair Mourid, şiirsel haykırışını biraz bıkmışlıkla ve İsrail zulmüne artık alışmışlıkla seslendiriyor sanki. Bir şiir ancak bu kadar yazıldığı yerlerdeki acıyı hissettirir insana. Belki de hiçbirimizin hiçbir vakit tatmadığı şeyler; acı, kan, bomba, çığlık, tecavüz, yıkım vs... Bu şiiri bugün Suriye'deki halk anlar ancak. Bu şiiri Somali'deki iç savaş ortasında kalan siyah ve cılız çocuk anlar ancak. Bu şiiri, kendi ülkesinde memleket memleket sürgüne gönderilip, zehirlenenler anlar ancak. Bu şiiri, yıllardır terör belasına maruz bırakılan -Türk'üyle Kürt'üyle Zaza'sıyla - masum ve mahzun Anadolu halkı anlar ancak. Daha dün şehit düşen gencecik ve körpecik gençlerimizden şehit er Onur Karakuş ve ailesi anlar ancak. Mourid'in şiirindeki mesajı anlamaya çalışırken geldi acı haber. Beytüşşebap'ta şehit er Onur Karakuş, Facebook sayfasına şehit olmadan birgün önce beyinlerimize kazınacak bir söz yazmıştı : "Burası ne cennet ne harikalar diyarı. Burası insanların sustuğu, mermilerin konuştuğu, güllerin yerine barutun koktuğu, ırmakların yerine kanların aktığı, kuşların uçmaya, kurtların yaşamaya korktuğu kato besta gabar dağlarının tam ortası. Şırnak Beytüşşebap'tır burası. Batıda şafak sayanların değil teskereye bir gün kala şehit olanların yeri." Şehit Er Onur Karakuş (Tarih: 12.08.11) Mourid'in şiirinde tamamen his var. Özlem var. Hayal var. Onur'un mesajında ise şiirden çok öte barut gibi keskin kokulu gerçeklik var. Ve bu mesaj , bu gerçeklik tokat gibi iniyor ineceği yere. Bu şiir ve bu mesajda artık herşeyi yapmışlığın verdiği bir bıkkınlık ile en son ele kalemi alıp kalemin gücünü kullanışı var. Zannımca düşman kuvvetlerini bir şiir kadar veya bu mesaj kadar tesiri altına alamaz bomba. Çünkü patlamalar belli bir zamanda unutulurlar. Ama bu şiirdeki ve mesajdaki mana, dünyanın sonuna kadar hayatta kalacaktır. Bu şiir Filistin denilince ve zulüm denilince akla gelecek şiirlerden olacaktır. Onur'un onurlu mesajı ise Anadolu'nun bahar devirlerindeki yaban güllerini, özgür kır çiçeklerini yetiştirecek. Onlara su verecek. Gelecekteki nesiller bu şiirin ve mesajın yazıldığı havayı teneffüs etmeye çalışan müreffeh ve huzurlu Anadolu ve Filistin çocukları olacaklar. Bir Yemen Türküsü, o şartları bize hala nasıl anlatıyor ve bizi hala nasıl da üzüyor ise bu şiir ve bu mesaj da Anadolu'nun, Filistin'in ve Suriye'nin çocuklarını öyle üzecektir. "Ölmek güzel, yanağımızın altında kaldırım değil, beyaz bir yastık, ellerimiz sevdiklerimizle, etrafımızda çaresiz doktorlar ve hemşireler, zarif bir elvedadan başka hiçbir şeyimiz olmadan, tarihle ilgisiz, dünyayı olduğu gibi bırakıp, bir gün bir başkası değiştirir diye umarak" (Ölmek guzel), bu dizeler tüm acıları anlatmaya yetmiyor mu?
 
Üst