Modernistlermi Vehhabi Yoksa Bizmi..?

  • Konuyu başlatan Harun Çetin
  • Başlangıç tarihi
H

Harun Çetin

Ziyaretçi
Modernistlermi Vehhabi, Yoksa Bizmi adlı bu yazımızda iddia ediyoruz ki, tarihimiz için Osmanlı’nın yıkılışında cumhuriyet, demokrasi, hürriyet, düşünce özgürlüğü, yeniden ictihad çığırtkanlığı yapanlar İşidcidir, Vehhabi kafalıdır. Osmanlı uleması ise onların karşısında, Ümmet-i Vasat olmanın gereği olarak itidali korudular ve Ehl-i Sünneti müdafaa ettiler.

Tuhaf geldi değil mi? Nasıl olur da modern İslam anlayışını savunanlar İşid zihniyetinde olabilir? Evet, aşağıda misallendireceğimiz modernistler bendleri yıktılar, itikadımızı gelenek diye küçümseyip kenara ittiler ve netice işte meydanda.

Selefilik veya Vehhabilik veya yeni Hanbelilik (artık hangisini tercih ediyorsanız) tarihini anlatmayacağız. Sadece bu cereyanın mihenk taşının İbn Teymiyye, İbn Kayyım ve Muhammed ibn Abdulvehhab olduğunu kabul ederek yazımıza devam edelim. (Burada bu zatların görüşünü tartışmak, yazımızda meramımızı ifade etmeye faydası olmayacağından bu konuya girmedik.)

Ehl-i Sünnet’in temiz pak yolundan ayrılmış olan ve taa İbn Abdülvehhab’tan beri Müslümanlara karşı şiddet kullanmayı da meşru gören bu damara karşı, Ehl-i Sünnetin haricinde de bugün sitem eden, şikâyet eden ve hatta bu şiddetin temelinde aslında fıkhın, hadisin, kelamın olduğunu söyleyen modernistler var.

Bu modernistler bir yandan Ehl-i Sünnete savaş açmış, bütün müktesebatımıza salyalı ağızları, kiralık kalemleri ile saldırırken diğer yandan da referans gösterdikleri kişilerin gün yüzüne çıkmaları, onların eserlerinin yaygınlaşması için mücadele etmektedirler.

İşte sorun da tam burada başlıyor. Zira Ehl-i Sünnete İşid’in zihni atası diye saldırırken kaynak gösterip savundukları modernist kişilerin eserlerine ve söylemlerine göz attığınızda İşid’in fikir babası olan İbn Teymiyye ve Muhammed İbn Abdulvehhab’ı övmeleri ve onların müceddit olduğunu söylemelerini nasıl değerlendireceğiz?

Şimdi size, Ehl-i Sünnete Daiş’in babası diye saldıran modernistlerin, aslında Daiş’in menheci olan şahıslarla alakalı görüşlerini verelim:

-Musa Carullah Bigiyef: Bugün Diyanet İşleri Başkanı olan Mehmet Görmez’in pek hayran olduğu ve eserlerini tercüme ederek kültür dünyamıza kazandırdığı (!) bu zat aslında modernistlerin ve İşid düşmanlarının (!) vazgeçilmez önderi iken bakın şu dediği sözlere:

“Necd kıtasında Muhammed bin Abdulvehhab himmetiyle tesis kılınmış hükümet, Hilafet-i Raşide numunesi idi.” Ayrıca: “Vehhabilik filvaki İbn Teymiyyelerin mezhebi idi.”

Yani Musa Carullah’a göre, Müslüman kanı döken, Harem-i Şerif’te çoluk çocuk kılıçtan geçiren Vehhabi hükümeti Hulefa-i Raşidinin bir numunesiymiş. Ayrıca Muhammed ibn Abdülvehhab için müceddid ve müctehid demekten kendini alamıyor.

-Muhammed İkbal ve Fazlurrahman’da, hayalini kurdukları İslam modernizminin arka planında Vehhabi Islah hareketinin olduğunu, İslam modernistlerinin ilhamlarını Vehhabilerden aldıklarını söyler.

Fazlurrahman der ki: “Tarihte İslam’ın ruhuna nüfuz eden yegâne mütefekkir İbn Teymiyye’dir.” Pakistan’ın Mehmet Akifi olarak nitelendirilen Muhammed İkbal, İbn Teymiyye’yi büyük ıslah hareketlerinin tamamının babası olarak nitelendirir. Fazlurrahman’a göre de Ortaçağ’ın otoritelerini tanımama ve ictihad üzerinde vurgu yapmasıyla bu hareket, fikren modern İslam’ın yeniden doğuşuna katkıda bulunmuştur.

-Mehmet Akif Ersoy:

“Vehhabilik belirli bir mezhebin ismi olmakla beraber Arabistan’ın birçok yerlerinde dinsiz tanınan yahut öyle tanıtılmak istenilen adamlara verilen bir payedir. Tevhid dünyasına binlerce muharrir, binlerce mütefekkir dimağ hediye eden Cemaleddin-i (Efgani) Vehhabi olabilir mi?”

-Cumhuriyetin kuruluşunda mühim bir sima olan Diyanet İşleri Başkanı Ahmed Hamdi Akseki; Vehhabiliğin en muhkem kalesi olan Reşid Rıza’nın Muhaveratü’l-Muslih ve’l-Mukallid isimli eserini Mezahibin Telfiki ve İslam’ın Bir Noktaya Cem’i başlığıyla tercüme eder ve bu eserin ictihadla alakalı kısmında Cemaleddin Efgani’nin Vehhabi olduğunu da söyler.

-Şerif Mardin’e göre, Vehhabi hareketi İslam’ın orijinal bozulmamış kaynaklarına geri dönme teşebbüsü olan arındırmalık açısından İslami modern hareketlerle ortak karakteristiğe sahiptir.

-Islahatçıların (!) doktrinlerini kaleme alan Reşid Rıza, hocası Muhammed Abduh ve üstadı Cemaleddin Efgani ile aynı görüşte olmasından başka bir de Muhammed bin Abdulvehhab’ın eserlerini ve bu eseri tahkim edecek hususiyetlere sahip bazı eserleri bir arada neşretmesi de bu husustaki tavrını ortaya koymaktadır.

Şimdi dikkatinizi çekmek isterim: Modernist olup Selefilik hakkında görüşü ortada olan Mehmet Akif’i Türk Milletine ve yine aynı görüşlere sahip Muhammed İkbal’i Pakistanlı kardeşlerimize nasıl sevdirdiler değil mi?

Son söz olarak; Vehhabilik hususunda görüşlerini okuduğunuz;

Musa Carullah’ı bu halka kazandıran (!) Diyanet İşleri Reisi Mehmet Görmez Bey’e,

Reşid Rıza’nın eserini tercüme eden ve onun yılmaz savunucusu olan Hayrettin Karaman’a,

Fazlurrahman’ın eserlerini tercüme edip onu rehber edinen ve Daiş’in zihin babasının fıkıh, hadis olduğunu dile getiren Ankara Ekolü, OTTO, Kuramer mensuplarına sesleniyorum:

İşidden şikâyet etme hakkına sahip değilsiniz. Bu yapıyı ümmetin başına siz bela ettiniz. Zira zihin kodlarınızı çözdük. İşid ile ve Vehhabiler ile aynı hedef için çalışıyorsunuz. Aynı ağacın iki farklı meyvesi olan sizlerin gayesi: Fıkhı, Hadisi, Kelamı velhasıl Ehl-i Sünneti yıkmaktır.

Kaynak: muhalifmakale.com/modernistlermi-vehhabi-yoksa-bizmi/
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
(Burada bu zatların görüşünü tartışmak, yazımızda meramımızı ifade etmeye faydası olmayacağından bu konuya girmedik.)

meramınız Hakkı bulmak olsaydı önce o konuya girerdiniz.

Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.Hucurat.6
 
Üst