Esselamualeyküm
Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu konuda; mart ayı, kar yağışı ve insanoğlunun aczini dilimiz döndüğünce dile getirmeyi istiyoruz, ancak çoğu zaman konu gayri ihtiyari farklı mecralara yönleniyor. Neyse şimdiden konuyu değiştirmeyelim...
Herzaman ki gibi değil, biraz daha olağanüstü oldu dolmuşa atlayışım. Bu saatte, bu havada ( lapa lapa kar yağıyor, kardan göz gözü görmüyordu) bu dolmuşu boş bulma nimetini fazla düşünmeye fırsat olmadan bindik, elhamdulillah dedik.
Bilenler bilir bizim seyran dolmuş hattı; rallileri aratmayacak bir hatdır. Dolmuşçular çoğu zaman birbirlerine kızar ve son sürat, birbirleriyle yarışırmışçasına, çoğu yolcuyu korkutacak kadar hızlı katederler yolu...
Ama bu sefer yol daha yarılanmadan bir terslik olduğu belliydi sanki, dolmuşçular ağırdan alıyor, hatta birbirlerine yol veriyor, hız yapmak şöyle dursun, normal hareket seyriyle dahi gitmiyorlardı. Çok geçmeden ilk zorlu bayır çıktı karşımıza. Epey bir yığılma olmuş, belli ki biryerlerde tıkanıklık var. Bizim uyanık dolmuşçu hemen kırdı direksiyonu, güya bizi bekletmicek kısa yoldan geçivercez oradan ve tezelden kavuşuvercez evceğimize. Ancak oda ne, bu yeni girdiğimiz yolun biraz ilerisinde bir bayır daha, dolmuşçu yolcuları arkaya yığdı, yüklendi gaza, hiç durmadan bayırı tırmanıyordu ki, o da ne yukarıdan bir araba serseri kurşun gibi kaya kaya üstümüze gelmesin mi, dolmuşçu önce durdu sonra, yavaş yavaş geri almaya başladı, yukarıdan kayarak inen araba yaklaşık 100 metre kadar, 1 metre mesafe ile takip etti dolmuşu.
Neyse ki çarpmadan kurtardık. Ama bayırı kaptırarak geçme şansımız iyici azalmışıtı, 1,2 derken yaklaşık yarım saat orda kaldık ve sonrasında geçebildik.
Çıktık ama yol üzerinde onlarca araba, dolmuş, otobüs yolda kalmış tıkamıştı, 15 dakikalik bir yol nerdeyse 1,5 saat aldı.
Ve mutlu son evimi gördüm, evime gelebildiğime her zaman sevinirim, ama bu sefer daha bir çoşkulu oldu sanki sevinmemiz.
Ve biraz düşünsek aslında; insanoğlunun çok güvendiği, son model, bilmem kaç beygir, son teknolojiye sahip otomobiller nasıl da dize geldi, hiç de önemsemediğimiz bir kar yağışında. İnsanoğlu ne kadar da çalışsa çeşitli konularda terakki etse, teknolojisi ilerlese, bilgilense vs. Hep bir çocuk gibi şu kainatta, nazik ve nazenin...
Aczini fakrını bildiğinde ise, Allah'a sığındığı nisbette güçleniyor.
Rabbim aczini, fakrını bilip kendisine bunlar ile dua eden kullarından eylesin inşaAllah...
Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu konuda; mart ayı, kar yağışı ve insanoğlunun aczini dilimiz döndüğünce dile getirmeyi istiyoruz, ancak çoğu zaman konu gayri ihtiyari farklı mecralara yönleniyor. Neyse şimdiden konuyu değiştirmeyelim...
Herzaman ki gibi değil, biraz daha olağanüstü oldu dolmuşa atlayışım. Bu saatte, bu havada ( lapa lapa kar yağıyor, kardan göz gözü görmüyordu) bu dolmuşu boş bulma nimetini fazla düşünmeye fırsat olmadan bindik, elhamdulillah dedik.
Bilenler bilir bizim seyran dolmuş hattı; rallileri aratmayacak bir hatdır. Dolmuşçular çoğu zaman birbirlerine kızar ve son sürat, birbirleriyle yarışırmışçasına, çoğu yolcuyu korkutacak kadar hızlı katederler yolu...
Ama bu sefer yol daha yarılanmadan bir terslik olduğu belliydi sanki, dolmuşçular ağırdan alıyor, hatta birbirlerine yol veriyor, hız yapmak şöyle dursun, normal hareket seyriyle dahi gitmiyorlardı. Çok geçmeden ilk zorlu bayır çıktı karşımıza. Epey bir yığılma olmuş, belli ki biryerlerde tıkanıklık var. Bizim uyanık dolmuşçu hemen kırdı direksiyonu, güya bizi bekletmicek kısa yoldan geçivercez oradan ve tezelden kavuşuvercez evceğimize. Ancak oda ne, bu yeni girdiğimiz yolun biraz ilerisinde bir bayır daha, dolmuşçu yolcuları arkaya yığdı, yüklendi gaza, hiç durmadan bayırı tırmanıyordu ki, o da ne yukarıdan bir araba serseri kurşun gibi kaya kaya üstümüze gelmesin mi, dolmuşçu önce durdu sonra, yavaş yavaş geri almaya başladı, yukarıdan kayarak inen araba yaklaşık 100 metre kadar, 1 metre mesafe ile takip etti dolmuşu.
Neyse ki çarpmadan kurtardık. Ama bayırı kaptırarak geçme şansımız iyici azalmışıtı, 1,2 derken yaklaşık yarım saat orda kaldık ve sonrasında geçebildik.
Çıktık ama yol üzerinde onlarca araba, dolmuş, otobüs yolda kalmış tıkamıştı, 15 dakikalik bir yol nerdeyse 1,5 saat aldı.
Ve mutlu son evimi gördüm, evime gelebildiğime her zaman sevinirim, ama bu sefer daha bir çoşkulu oldu sanki sevinmemiz.
Ve biraz düşünsek aslında; insanoğlunun çok güvendiği, son model, bilmem kaç beygir, son teknolojiye sahip otomobiller nasıl da dize geldi, hiç de önemsemediğimiz bir kar yağışında. İnsanoğlu ne kadar da çalışsa çeşitli konularda terakki etse, teknolojisi ilerlese, bilgilense vs. Hep bir çocuk gibi şu kainatta, nazik ve nazenin...
Aczini fakrını bildiğinde ise, Allah'a sığındığı nisbette güçleniyor.
Rabbim aczini, fakrını bilip kendisine bunlar ile dua eden kullarından eylesin inşaAllah...