Mâlâyani ( faydasız şeyleri terk etme)

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
"Kişinin mâlâyaniyi (din ve dünyasına faydasız şeyleri) terk etmesi müslümanlığının güzelliğindendir." (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) "Malayaniyi terk etmesi kişinin İslâm'ının güzelliğindendir." buyurdular. Yani, Kur'ân-ı Kerîm'i ses ile güzelleştirmek gerektiği gibi İslâm'ı da malayaniyi; faydasız söz ve işleri terk ederek güzelleştirmek lazımdır.

Hasan-ı Basrî (rh.) "Allâhü Teâlâ'nın bir kuldan rahmetini uzaklaştırdığının alameti onu mâlâyânî ile meşgul kılmasıdır" demiştir. Mâlâyânî, konuşmada daha çok olur.

Resûlullâh Efendimiz aleyhisselâm şöyle buyurdu:

"Ey Ebû Hüreyre! Kalemin senin hatalarını yazmamasını istersen Allâhü Teâlâ'nın farz kıldıklarını eda et (vaktinde yerine getir), faydasız hiçbir sözü ağzına alma."

Hz. Ebubekr-i Sıddîk (r.a.) "Ne olaydı dilsiz olsaydım ve Allâh'ı zikretmekten başka bir söz söyleyemiyeydim" buyurmuş idi. Kişiye faydası olan söz ve iş; dîn ve dünya işleri için gerekli olan yemek, içmek, giyecek ve mesken gibi ihtiyaçlarını görmek için yapacağı işler ve konuşmalar fuzûlî değildir. Bundan başkası mâlâyanidir; faydasızdır. Zira insanın bu dünyaya gönderilip ona ruh verilmesi, kemâlât (manevi faziletleri) elde etmek, kazanmak içindir. Bunun şuurunda olan kimse sözünü uzatmaz, kendi işiyle meşgul olur ve işi bittiğinde hemen Allâh'ı zikreder. Çünkü zikir, saâdet hazinelerinden bir hazinedir.

Atâ bin Rebâh (rh.) buyurdu: "Sizden öncekiler -Ashâb-ı Kirâm aleyhimü'r-rıdvân- çok konuşmayı hoş görmezlerdi."

Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.): "Dilini faydasız söz söylemekten tutana ve malından fazlasını -Allâh için- harcayana müjdeler olsun" buyurdular.

Faydasız söz söyleyen vaktini boşa geçirmiş olur. Halbuki o vakitten hesaba çekilecektir. Bunun için "Hesâba çekilmeden önce kendinizi hesâba çekiniz." emrine uyarak ömür sermayesini ziyan etmemek lazımdır​
 
Üst