Kuranı Kerimin Fazileti

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Kuranı Kerimin Fazileti

Kerim’i öğrenme, okuma ve ezberlemeyi nasip eder de, o kimse de kendisine başka şeyler lütfedilmiş bir kimseyi kendisinden üstün sayarsa, Allah’ın Kur’an-ı Kerim sebebiyle kendisine nasip ettiği nimeti ve fazileti aşağılamış olur”.

Peygamber yolunun yolcularından bazısı da şöyle demişlerdir. Allah Teala’ya duyulan sevginin alameti Onun kelamı olan Kur’an-ı Kerim’e olan sevginin kalbe yerleşmiş olmasıdır.

Kıyametin o dehşetli gününde arşın gölgesinde barınanlar arasında Müslümanların çocuklarına Kur’an-ı Kerim’i öğretenlerin de bulunacağı zikredilmiş, hatta çocukluğunda Kur’an-ı Kerim’i öğrenip de büyüdüğünde onu devamlı okuyup ihmal etmeyenler bile o topluluk içinde sayılmıştır.

Peygamberimiz yine şöyle buyurmuştur: “Kur’an-ı Kerim üzerinde mahir (onu çok iyi ezberlemiş olmakla beraber çok iyi okuyan) ve onun üzerinde bilgisi yerinde olan kişi, meleklerle beraberdir. Kur’an-ı Kerim’i heceleyerek, ağır okuyan ve bu okuyuş kendisine zahmetli gelen kimseye de iki kat sevap vardır”. (Buhari, Müslim).

Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Kur’an okumayı öğrenin, sonra da onu sürekli okuyun. Çünkü Kur’an’ı öğrenip sonra okuyan ve onunla gece tehec- cüt namazı kılan kimse misk dolu olup her tarafa güzel koku salan bir kutuya benzer. Kur’an’ı öğrenip de unutan kimse de ağzı bağlanmış misk kutusuna benzer (Tirmizi)

Bir başka hadis şöyledir:
“Kalbinde Kur’an’dan bir küçük parça dahi olmayan kimse virane (harap olmuş) bir eve benzer”. (Tirmizi)
Bir başka hadis:
“Boş ev, içinde Kur’an okunmayan evdir”,

Hz. Aişe valideniz Peygamberimizin şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Her toplumun kendisiyle övündüğü bir şeyi vardır. Ümmetimin şeref ve övüncü ise Kur’an’dır”.
Allah hepimize Kur’an’ı okuyup, anlayıp ve güzelce yaşamayı nasip etsin.

Alemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun. Salat ve selam O’nun kulu ve elçisi Hz. Muhammed (sav)’e, ailesine, sahabelerine ve yolundan gidenlere olsun.

İnsanoğlu her zaman iki şey arasında dolanıp durur. Bir yanda kendi iç dünyası, diğer yanda dış dünya vardır. Ama bu iç dünyada neler olup bittiği, dış dünyaya yansıyan söz, hal ve fiillerden anlaşılır.
Daha açık söylemek gerekirse;

Kur’an okuyor veya dinliyor olmamız bizi aldatmamalı. O ilahi kelam’ı okurken, dinlerken, üzerinde düşünürken doğru ve samimi bir niyet taşıma gereği unutulmamalıdır. Kesin olarak bilmemiz gerekiyor ki; Kur’an-ı Kerim’e gerçekten muhatap olmamız doğru bir niyetle, samimiyet ve ihlasla ona yönelme şartına bağlanmıştır.

Bizatihi Kur’an’ı tarifiyle alemlerin Rabbinden gelen, insanları hidayete ulaştıran ve hakkı batıldan ayıran, sonsuz hikmetlerle dolu, bir Ezeli Kelamdır Kur’an-ı Kerim. “Onun ahlakı Kur’an’dı” diye tarif edilen Ümmi peygamberimiz kendi hayatıyla ve yaşantısıyla bunu ortaya koymuştur. Peygamber Efendimizden Kur’an’ı öğrenen sahabe efendilerimiz onu anlayıp yaşamışlar ve daha sonra insanlara bu hakikatleri anlatmak için çok çalışmışlar.
Yine Kur’an-ı Kerim muhatabı olan bizleri, kendisine doğru bir niyet ve sağlam bir inançla, samimice muhatap olma konusunda uyarır.

Bizatihi Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimize göre; ona yönelirken yani Kur’an-ı Kerim’i okuyacağımız zaman dikkat edeceğimiz ilk husus kovulmuş şeytana karşı rabbinize sığınmaktır. Nahl Suresi 98 ayette şöyle buyurur:

“Kur’an okumaya başlayacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”.işte ilk iş budur.

Faikında olarak euzu ve besmeleyle Kur’an’ı okunmaya başlarsak işte o zaman anlamamız ve yaşamamız kolaylaşır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’i güzelce anlamayı ve gereği gibi ona uygun şekilde hayat yaşamayı hepimiz için kolaylaştırsın. (Amin)
 
Üst