Kabe tavaf edilirken neden Telbiye çekilir?

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Sözlükte "birine, `buyur, emrine amadeyim' diye cevap vermek" anlamına gelen telbiye, dinî bir kavram olarak, ihramın iki rüknünden biri olup, ihrama girerken "Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk lâ şerîke lek (Allah'ım, davetine isteyerek uydum, emrine amadeyim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Sana yöneldim, hamd senin, nimet senin, mülk de senindir. Eşin ve ortağın yoktur)" demektir. İhrama girerken bir defa telbiye söylemek farzdır.

Telbiye, seferberlik emrine uyarak cephe için gerekli hazırlıklarını yapmış, üniformasını giymiş, silahını kuşanmış bir askerin komutanının huzuruna çıkarak “Emret komutanım!” tekmili vermesine benzer. İhram zırhını giyen hacı “Buyur Allahım buyur! Emrindeyim buyur!” derken Kâbe’sine çağıran Rabbinin tam önündeymiş, huzurundaymış gibi hisseder kendisini. “Davetini
duydum, emrine uydum, huzuruna geldim, bütün benliğimle ve içtenliğimle emrindeyim!” der ve günlerce bunu birçok davranışıyla ispatlamaya çalışır. Bu sözler, dünyanın dört bir tarafından gelen, renkleri, dilleri, ülkeleri ve kültürleri farklı, fakat hedef ve gayeleri ayn› milyonlarca Müslümanın hep birlikte seslendirdikleri ortak bir and, ortak bir parola olarak kutsal iklimde sürekli yankılanır. Tevhid inancına bağlılığı ve Allah’tan başkasına asla kul köle olunamayacağını anlatan bu sözler, İslam dininin mü’minlere kazandırdığı en önemli ortak noktalardan birini dile getirir.

Hacı, haccın en önemli sloganı ve şiarı olan telbiye ile, Hz. İbrahim vasıtasıyla kendisine yapılan ve Hz. Muhammed taraf›ndan yenilenen çağrıya koşmuş ve kayıtsız-şartsız, kaygısız ve endişesiz bir şekilde teslim olduğunu “Buyur Rabbim! Emrine âmâdeyim!” diyerek hem sözüyle, hem de fiiliyle ortaya koymuştur. Her ne emrolunduysa yapmıştır. Haramları terk etmekle kalmamş, ihramla birlikte bazı helalleri de terk etmiştir. O’nun rızasını elde edebilmek için tavaf ve sa’y edecek, Arafat’ta, Müzdelife’de vakfeye duracak, Mina’da şeytanı ve taraftarlarını protesto edecek, kurban kesecektir. Bütün bunları, sırf
Allah emrettiği için, mahza ibadet kastıyla yapacaktır.

Telbiye ile hacılar, dünyanın dört bir tarafından Kâbe’ye gelerek iman ve teslimiyetlerini fiili olarak göstermiş olurlar. Allah çağrdı, onlar nice zorluklarla huzuruna geldi. Kendilerine emredilen hac ibadetlerini Hz. Peygamber’in öğrettiği gibi yaptılar ve her şeyiyle O’nun emrinde olduklarını kanıtladılar. O’nun buyruklarına boyun eğmenin, gerçek kulluk olduğunu, nefislerinin esaretinden ancak bu şekilde kurtulabileceklerini “Lebbeyk: Emrindeyim Allahım!” diyerek hem söylemleriyle, hem de eylemleriyle ispatladılar. Tıpkı şehid olacağını çok iyi bildiği halde, dini ve vatanı uğruna canını seve seve vermek isteyen bir askerin, düşman kalesine sancağı dikme emri karşısında hiç tereddüt etmeden çok sevdiği-saydığı komutanına “Emret komutanım!” demesi gibi bir teslimiyet ifadesidir telbiye.

Müslüman, telbiyeyi orada belli yerlerde ve zamanlarda söyler. Ancak bunu, hacdan sonra hâl diliyle sürekli söylemeli, kendisine hayat verecek her türlü ilahî buyruk karşısında sürekli “Emret Allahım, emrin olur Allahım!” bilinciyle hareket etmelidir. Namaz, oruç, zekat, dürüstlük, emanet, adalet, samimiyet… hepsi için “Emrine âmâdeyim Allahım!” diyebilmelidir.


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 
Üst