Işte Masal Budur Gerçek Masal

kulmehmet

Deneyimli Üye
Kademeli
brooklyn-690x385.jpg

Evvel zaman günlerin içinde
Güller kokarmış insanların gülüşünde
Kelebekler konarmış gönüldeki sevgilerine
Kelebekler kanatlarında taşırmış sevgilerini gönüllere
Birbirlerini severek yaşarmış insanlar o masal günlerinde
Sevgilerini gülüşlerini insanlar gönüllerinde saklamaz
İhtiyacı olana karşılıksız verirmiş
Kalbur saklanırken samanların içinde
Gökyüzünde uçarken sevgiler
Kara bulutlara yüklenirken avuç avuç
Yağarmış ülken her bir şehrine iline mahallesine Rahmet sevgiler
Açarken tüm ülkede demet demet sevgilerden güller gönüllerinde
Cinler minler kendi evlerinde
Şeytan kaybolmuşken ülkelerinde
Gülümserdi herkes kendi evinde değil tüm evlerde


Muhabbet kuşları her evin damında
Ferahlarken insanlar gönüllerin içinde
Hayatları sevgileri gülüşleri masaldı
Dağlar gülüşlerini sevgilerini gönüllerindeki çiçekleri kıskanırlardı
Onlara bakar onların gönüllerindeki çiçeklerden açarlardı
Burcu burcu insanlık kardeşlik birlik beraberlik komşuluk kokardı
İnsanlık bunlarla yollarına bakardı koşardı
Bütün kapılar gönüller ardına kadar açıktı
Masallara masal olan diğer masalları susturan
Erenleri âşıkları ozanları gülenleri boldu insanları buluşturan
Boşa konunca dolan doluydu herkesle paylaşan insanların masalları
Değildi masal gerçekti bu dünya hayat ölüm kadar gerçek
Şimdilerde nasıl nerede bulakta yanlarına gidek
Yok, oldu gittiler peşinde gidenler gitmediler
Kendi benliklerinin esiri oldu gittiler
Yalancı düşler peşinde tek başına kendi çıkarını düşünerek bitirdiler
Ne masal kaldı ne de masalları kıskandıran insanlar gönüller sevgiler


Develer tellal iken insanlar oldu melal
Zülcelal’den uzak kaldı insan yenilmedi helal
Pireler o zamanda berber iken
Şimdi insanlar oldu diken
İnsanlar artık gülmez iken
Anneler o zamanda çocuk beşiğini sallar iken tıngır mıngır
Şimdi yurtlara terk ediliyor anne sevgisinden uzakta
Paranın sesi şıngır mıngır uğruna bin bir tuzakta
Bağa girilmezken destursuz
Şimdi evlere gönüllere girilir edepsizce habersiz işgal niyetiyle
Üzüm bağına girilmeden önce sahibinden alınırdı izin
Buyur incitmeden yer derdi bunların hepsi değil midir derken bizim
Dere tepe aşılır gönüllerle barışılır
İnsanlar birbirine evine gönlüne karışır
Cümle insan cümlesi ile küs kalmaz her gün barışır
İnsanlığı da işte bu yakışır




Dere tepe yavaş az gidilir düz gidilir
Mutsuz olan gönül aranır bulunur bilinir
Alır gönüldeki sevgi çiçekleri ile sevilir
Bir arpa yol gidilir ama gönüllere gidilirdi
Şimdilerde iki binli yıllarda yüz bin adım gitsen de
O zamanın bir arpa boyuna gönüllere kavuşulamaz her nedense
Adımlar diller bakışlar nefesler olmazdı besmelesiz
Melekler kanatlarını insanların yanında çırparken
Mutlu olmaların hak ettikleri için onlara yardım ederken
Yüce Rahman gönüllerindeki güzelliği onlara bağış ederken
Herkes şartsız alıp kabul ederken
Nasıl huzur onlardan uzak olsun
Nasıl mutluluk onlardan uzak kaçsın
Nasıl güzel yarınlar koşarak kucak açmasın
Gel gör şimdilerde bu yaşantımız olmaz ki masal
Yazsan da olmaz ki yasal


Şimdilerde evvel zaman yok içinde
Nefis benlik çıkar var içinde
Cinler cirit atarken şeytanla sokaklarda
Kalmadı eski hamamların temizliğin tadı
Ne düz yokuş kaldı nede yamaç
Her yer oldu yokuş tıkış tıkış
Bakışlarda kalmadı bakış
Gönüllere merhametle yok ören nakış
Nedir insanların birbirinden böylesine kaçış
Ellerinde kor alev nedir bu hayasızca yakış


Yamaçlarda uçardı kuş
Ne güzeldi gönüllerde buluşma muhabbet var oluş
Uçmaz eskisi gibi kuşlar gönüllere
Uçar gider başka illere
Bakar yalnız kalmış bizlere
Anamız çıkarken dama düşmezdi damdan
Alçaktı damlar gönüller yoksundu gamdan
Birbirine herkes bakardı pencereden camdan candan
Gönüllere taht kurmuştu handan
Ne anamız düşerdi eşikten
Ne babamız düşerdi beşiğe takılı iplikten
Şimdi düşen düşene her bir yerden
Ne var ise herkesindi
Var olanın ki değildi
Yol herkesindi edeple gidilen
Edeple gönüllere varılarak geri gelinen
Uzadıkça uzar eski masallardan gerçek masalları yazan insanlar
Şimdi masalda kalmadı masaldan güzel insanda
Kendi yalnızlığında kaybolan insan
Zamanın içinde zamanı güzelliklerle doldurmayan insan kaldı
Mehmet Aluç © Kul Mehmet
 
Üst