İnkılâb Kanunları, Berlin Duvarı gibi

Murat Yazıcı

Deneyimli Üye
Kademeli
rahim.er@2x.jpg


"Utanç Duvarı" veya "Demir Perde" de denen Berlin Duvarı'nın yıkılışının 25. yılındayız. Nice insanın hayatına mal olan o duvarın yıkılması, komünizmin çökmesine başlangıç oldu. Şimdilerde batı, bu hatırayı kutlamakta. II. Dünya Harbi'nden sonra Almanya, Doğu ve Batı diye ikiye ayrılarak Doğu Almaya, Sovyet peyki yapılmıştı. Batı Almanya, kalkınırken komünizmin uyuşturduğu aynı kültürün insanları doğulular gerilemiş ve bu halden kurtulmak için de batıya kaçmaya başlamışlardı. Bu sebeple Doğu Almanya araya Utanç Duvarı'nı çekti. Diğer tarafa geçenleri gözlerini kırpmadan vurdular. O duvar şimdi yok. Fakat benzerini İsrail, Filistin’le kendi arasında yükseltti. Komünist zorbalık, İsrail'de hortladı...

"Devrim kanunları", toplumun gelişmesinin önünde Berlin Duvarıdır... Atatürk, Kur'an âyetlerini kasdederek "gökten indiği farzedilen birtakım dogmalar" diye konuşurken yaptırdığı kanunların, gün gelip dogmalaşacağını herhalde tahmin etmiyordu.

Bir kere bu kanunlara verilen hangi etiket doğrudur? İnkılâb kanunları mı, devrim kanunları mı? İnkılâb, daha yumuşaktır; değişerek gelişmenin düşünüldüğü ifade edilebilir. Fakat Atatürkçüler "inkılâb'ın inkilap diye yazılma hatasından dolayı bunun yerine devrim demeyi yeğlemişlerdir. Gerçi tek sebep bu değildir. Dil ırkçılığının yaşandığı günlerde dinden, tarihten, tabandan gelen her şey yok ediliyordu. Oysa devrimin buradaki mânâyı kucakladığı şüphelidir. Çünkü, devrimi hem inkılap ve hem de ihtilal yerine kullanmaktalar. O zaman hangisi doğru? İhtilal silahlı halk ayaklanması iken inkılâb kanuni değişim maksatlıdır.
Bir dilde kelime, kavram ve deyimler yerli yerine oturmazsa, bu kelimelerin lafzını teşkil ettiği kanunların ruhunda sapmalar olur.

Mevzubahis kanunlar, 8 adettir. 1-Tevhid-i tedrisat kanunu.
2-Şapka iktisası kanunu.
3-Tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlık ile birtakım unvanların men ve ilgasına dair kanun.
4-Evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair hüküm.
5-Beynelmilel erkâmın kabulü hakkında kanun
6-Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanun.
7-Efendi, bey, paşa gibi unvanların kaldırılmasına dair kanun.
8-Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun.

Bunlar, millete rağmen çıkartılmış, tayin edilmiş vekiller, millete tercüman olmak yerine, aldıkları talimata riayet etmişlerdir. Uygulama çok çalkantılı ve kanlı geçti.. Zorla şapka giydirilmesi yüzünden çok sayıdaki vilayette halk, kıyam etmiş, bastırma, kararlarının temyizi mümkün olmayan İstiklal Mahkemeleri eliyle idam sehbalarında sallandırma şeklinde çok kanlı geçmiştir. Bu yüzden Rize savaş gemisiyle bombalanmıştı.Bu kanunların her biri kitaplık incelemeye muhtaçtır. Gerçek şu ki onların bazısı gülünç kalmış, bazısı hiç tatbik olamamış, bazısı gayet haşin şekilde icra edilmiş ve neticede cemiyet derin kırılmalar yaşamıştır. Mesela efendi, bey, paşa denmesi hep devam etmiştir. Bizzat etrafları, Mustafa Kemal ve sonraki generallere hep "Paşam!" demişlerdir. Şu gün bile bir paşaya "generalim!" diye hitap edilmesi hakaret kabul edilir.

İnkılâb kanunlarının yerleştirilmesinde hayatına kasdedilen masum vatandaş sayısı, İstiklal Harbi'nde verilen şehitlerden fazladır. İnkılâb kanunları, 27 Mayıs'tan sonra kotarılan 1961 Anayasasına oradan 1982 Anayasasına dahil edildi.
Bir kimse "peki efendim! dese anayasa suçu işlemektedir.
Devlet-millet ihtilafı, sebepsiz çıkmadı.
Urlaşmış o ihtilafa son verecek barış da büyük emek istemekte.
12.11.2014
 

Murat Yazıcı

Deneyimli Üye
Kademeli
Rahim Er Bey'in bu konuların üzerine gitmesi memnuniyet vericidir. Gerçi bu bilgiler uzun yıllar önce yazıldı çizildi ama geniş halk kitlelerinin bunlardan haberi yoktur.

Aşağıdaki yazı internette Türkçe karakterleri kullanamadığımız yıllarda hazırlanmıştı; çeşitli kaynaklardan derlenerek yazılan bu makaleyi 20 küsur sene sonra tekrar yayınlıyorum:

(History of the Ottoman Empire and Modern Turkey) isimli kitabin
ikinci cildini karistiriyordum. Gozume 386. sayfada ki bir cumle
carpti. 'Pasa, Bey ve Efendi' gibi kelimelerin yasaklanmasindan
bahsediyor. Hakikaten, 1934 senesinde kabul edilen 2590 sayili kanun
ile bu gibi lakap ve unvanlarin kullanilmasi yasaklanmisti. Bu kanunla yasaklanan kelimeler arasinda 'aga, haci, hafiz, hoca, efendi, bey, beyefendi, hanimefendi ve hazretleri' gibi kelimeler de
vardi.

Yasak sadece bahsettigim kanunda yer almis degildir. Bu yasak ayni
zamanda 1982 yilinda kabul edilen yeni Anayasa'da da mevcuttur.
Anayasa'nin 'Besinci Kisim'inda, 'Inkilap Kanunlarinin Korunmasi'
basligi ile bu kanun 'koruma altina' alinmistir. Anayasa'nin bu kanun
ile alakali kismi aynen soyle:

-----------------------------------------------------------------
BESINCI KISIM
CESITLI HUKUMLER
I. Inkilap Kanunlarinin Korunmasi
MADDE 174:- Anayasanin hicbir hukmu, Turk toplumunu cagdas uygarlik
seviyesinin ustune cikarma ve Turkiye Cumhuriyetinin laiklik niteligini
koruma amacini guden, asagida gosterilen inkilap kanunlarinin, Anayasanin
halkoyu ile kabul edildigi tarihte yururlukte bulunan hukumlerinin
Anayasaya aykiri oldugu seklinde anlasilamaz ve yorumlanamaz:
[...ilk 6 madde...]
7. 26 Tesnisani 1934 tarihli ve 2590 sayili Efendi, Bey, Pasa gibi
Lakap ve Unvanlarin kaldirildigina dair kanun;
------------------------------------------------------------------
Hakkinda kanun cikarilmasi ve bunun Anayasayla korunmasina ragmen
milletimiz bu yasaklanan unvanlari kullanmaktan vazgecmemistir. Zaten
asirlardir kullanilan kelimelerin kanunla veya zorlamayla kaldirilmasi
mumkun degildir.
Bundan 5-6 sene kadar evvel Bulent Ecevit Kenan Evren ve arkadaslarini
'Pasa' lakabini kullandiklari icin gericilikle itham ediyordu. Kenan Pasa da
bir gazeteciye ''Yahu Anayasaya gore pasa da demek sucmus'' demekten kendini
alamamisti.

Bu kanunla ilgili ilginc bir vesika ve bir de hatira nakledecegim.

Basvekalet Kararlar Mudurlugunun 6/3231 sayili ve 26/XI/1934 tarihli
ve Ismet'in imzasini tasiyan yazisi aynen soyledir:
------------------------------------------------------------------
T. B. M. M. YUKSEK REISLIGINE
EFENDI, Bey, Pasa gibi lakap ve unvanlarin kaldirilmasina dair
Dahiliye Vekilligince hazirlanan ve icra Vekilleri heyetince
25/XI/1934 tarihinde Yuksek Meclise arzi kararlastirilan kanun
layihasi esbab-i mucibesiyle birlikte Yuksek Huzurlarina
sunulmustur EFENDIM.

Basvekil
Ismet Inonu
------------------------------------------------------------------
Dikkatinizi cekmek icin buyuk harflerle yazdim. Ismet'in Meclis
Baskanligina yazdigi yazi 'efendi' ile baslamakta 'efendim' ile
bitmektedir. Ancak ilkinde bu kelimenin yasaklanmasi istenmekte,
ikincisinde de ayni kelimeyi Meclis Baskani'nin sahsina hurmet makaminda
kullanmaktadir.

Kadere bakin ki, bu kanunu teklif eden Ismet, omru boyunca
'Ismet Pasa' diye anilmis ve anilmaya da devam etmektedir. Kimse Ismet'e
'Emekli General Ismet Inonu' demedi ve demiyor. Torunu kendisine 'Pasa dede'
diye hitap etmis, hanimi da senelerce 'pasam' diye seslenmistir. 'Pasa'
kelimesi her zaman Ismet'in kulaginda sanki 'Pasa tokadi' gibi saklamis,
adeta kendisini yok etmek isteyen sahsin uzerine uzerine gitmistir. Isin
ilginc tarafi da, Ismet de bu tokadi 'oksama' kabul etmis ve kendisi 'Pasa'
diye hitab edilmesinden cok hoslanmistir.

Bugun hic kimse buyuk kardesine 'agabey' demeyecek midir? Birbirimize
'Bey', 'Hanimefendi' ve 'Beyefendi' gibi nezaket ifade eden kelimelerle
hitab etmeyelim mi? Tam aksine bu kelimeler kaldirilip, yerine 'Bay ve
Bayan' gibi iki soguk kelime kondugundan beri, eski kelimeler kullanilmakta,
bu turedi kelimeler terkedilmektedir. Hatta sosyetik ve entel cevreler bile,
birbilerine hitab ederken ''ustad, hazret, hocam'' gibi kelimeleri bol bol
kullanmaktadirlar.

YAHU BANA ISMET PASA'YI CAGIRSANIZA

Avukat Bekir Berk, Turk Dusuncesi dergisinin Haziran-Temmuz 1969
sayinda bu mevzuda bir yazi yazmis. Ayrica bir kitabinda bu kanunla
alakali Meclis'te ki tartismalari ve bazi baska belgeleri naklediyor.
Naklettigi ve kanunun kabulunden sonra ki bir hadise aynen soyle:

<< Psikanalist Dr.Izzeddin Sadan Bey'in naklettigine gore, 1.Reisicumhur
Mustafa Kemal Pasa bir aksam vakti sofrasinda bulunanlara, ''Bana Ismet
Pasa'yi cagirin'' demis. Etrafindakiler yerinden kipirdamamis ve hatta
ses bile cikarmamislar. Mustafa Kemal Pasa emrini tekrar etmis: ''Yahu
bana Ismet Pasa'yi cagirsaniza.'' Yine kipirdayan ve cevap veren olmamis.
Nihayet Kemal Pasa ''Soyledigimi duymadiniz mi? Ismet Pasa'yi niye
cagirmiyorsunuz ?'' diye cikisinca, kendisine verilen cevap su olmus:
''Biz Ismet Pasa diye birini tanimiyoruz. Bay Inonu'yu biliyoruz.'' Bu
cevap uzerine biraz duraklayan Mustafa Kemal Pasa, sonra gulmeye baslamis
ve bu hal dakikalarca surmus.>>
 
Üst