Iman edin

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
İnnellezine amenu ;Ey iman edenler,İman ettiğini söyleyenler,iman iddiasında bulunanlar , islama,teslimiyet yoluna,barış yoluna topyekün girin.Parça parça girmeyin,kalbinizi sokup kafanızı bir tarafta bırakmayın.Veya islamın bir kısmına girip bir kısmını dışarda bırakmayın.Parçalamayın hakikati, gerçeği...Topyekün girin.Bir bütün olarak girin yani sadece yüreğiniz müslüman olmasın,kafanızda müslüman olsun.Sadece kafanız ve kalbiniz müslüman olmasın; diliniz,dudağınız,kulağınız ,eliniz, ayağınız da müslüman olsun.Göz müslümanca görsün,kulağınız müslümanca işitsin..
Veya Toplumunuzun sadece dindarları,sadece imamları veya sadece din görevlileri sadece belirli bir kesimin müslümanlığı diğer kesimin de müslümanlığı anlamına gelmesin.Toplumunuz içerisinde müslümanlığı sadece belirli bir kesime hasretmeyin.Veya islamı yaşamayı falanca yaşasın biz onların yüzü suyu hürmetine ayakta kalıyoruz edebayatı yapmayın..
Ey iman edenler iman edin.Allaha yeniden iman edin.Resule yeniden iman edin.İman edilmesi gerekenlere yeniden iman edin.Yani imanınız olmadı.Neden olmadığını siz iyi bilirsiniz.Kiminiz pazarlık yaptınız.Yüzde şu kadarı Allahım sana olsun, yüzde şu kadarı bana kalsın veya keyfime kalsın..İman da pazarlık olmaz.Veyahutta ey iman edenler iman ettik dediniz fakat iman boğazınıza takıldı bir kılçık gibi orada kaldı.Oysa iman bir gıda gibi hücrelerinize yayılmalıydı, elinizde tutan, ayağınızla yürüyen,gözünüzle gören, kulağınızla işiten bir hassa olmalıydı.Ve zihninizde akleden bir hassa olmalıydı.Ama boğazınıza takıldı.Hatta bazen iman diriltirdi ama imanla ölenleriniz var.Boğulmak için kızıldenize gerek yok ki.Bazen insan gırtlağındaki bir yudum suyla da boğulur.Bir yudum su.oysaki su boğmasın diye içilir dimi.Boğmasın diye içilen su bizzat boğan bir unsura dönüşebilir.Yanlış yere giderse yemek borusu yerine nefes borusuna giderse yani bir yanlış açıp kapama olursa adres şaşırırsa hayat veren şey ölüm haline gelir.İman da böyledir.Hayat verir fakat doğru adrese gitmezse bir yudum suda boğulursunuz kızıldenize ne gerek var.Geçenlerde Yusuf peygambere,o ahlak abidesine o iffet rehberine çağırda bulunmuştum.yusuufffff gömleğini gönder demiştim.gömleğin bize de lazım,gömleğini gönderde gözümüze sürelim.Zira imanımızın gözleri kör oldu.Kimimizin imanının gözü hiç görmüyor.Kimimizin imanı yarım görüyor,kimimizin imanı astikmat oldu,kimimizin imanı miyop oldu.Kimimizin imanının gözüne katarakt indi,perde indi, kimimizin imanı renk körü oldu.herbirinin bir felaketi var.İman gözü renk körü olan biri kozmik trafik lambalarını doğru okuyamaz.Kırmızı ışıkta geçer,çünkü renk körleri kırmızıyı algılayamaz.Kozmik trafik ışıklarını okuyamaz.Allah dur demiştir ama o geçer.Kaza yapar geçince de gider hem kendine eder hem başkasına eder.Bunun temeline indiğinizde imanının gözü renk körü olmuştur.ayır edemiyor. Onun için vuracağı yeri bilmiyor ,duracağı yeri bilmiyor,alacağı yeri bilmiyor, vereceği yeri bilmiyor, oturacağı yeri bilmiyor, kalkacağı yeri bilmiyor, dostu düşmanından ayırd edemiyor.Avının ağzına doğru gidiyor.Neden mi İlahi ışıkları okuyamıyor,kozmik ışıkları okuyamıyor,Allah mesajlar gönderiyor fakat o mesajları doğru okuyamıyor.Çünkü imanında problem vardır.
Bizde ahlak nedense bazı alanlara indirgenmiştir.Mesala cinsel ahlak bizde ahlak denince akla ilk gelen alandır.Adam iş ahlakı konusunda korkunç bir haldedir.Fakat cinsel ahlaka gelince adam bir bakarsınız bir ahlakçı kesilir.Ama iş ahlakını gelince iş ahlaksızlığın dibini vurur.İyide ahlak parçalanamaz bir bütündür.Ahlakı cinselliğe hasredip te iş ahlakında ahlaksızlık yapmanın mazereti var mı.Bakarsınız Ticaret ahlakı berbattır,ama ahlakı falan alana indirgemiştir.Ahlak denince sadece o alanla ilgili bir sorumluluk hisseder.Ticari alana gelince sanki ahlak duvarları yıkılmıştır.Orda ahlakçı olmak gerekmez.Bırakınız geçsinler,bırakınız yapsınlar felsefesi orda hakim felsefe olmuştur.Veya siyaset ahlakı bakarsınız adamımız güzel ahlak konusunda o kadar titiz ki gerçekten de tebrik edilecek bir durumdadır.Ama siyaset ahlakına gelince afedersiniz siyasi fahişelik yapıyor , yani cinsel fahişelik haramda siyasi fahişelik helal mi.Cinsel tacizde bulunmuyor ama bakarsınız siyasi tacizde bulunuyor.Onu meşrulaştırmış.İşte ahlakı parçaladığınızda ortaya çıkan manzara içler acısı olur.Gerçekten de parçalanmış ahlak bizatihi ahlaksızlık haline geliyor.Birde sayılması gereken bir alan var ki o alanda ahlakın adı bile geçmiyor kategoriye bile girmiyor.Nedir o iman ahlakı..
Hiç iman ahlakı diye birşey düşündünüz mü ? Duymadığınız kesin.Çünkü kategoride yok.Ahlak kitaplarında yok.Ne Kantta var ne Gazalide var.
Ama iman ahlakı kuranda baştan sona var..Çok önemli bir husus.Özellikle bugünün insanınında veya müslümanında veya tüm din mensuplarında boydan boya saran bir yaygın hastalık halini almıştır.Tüm inanç mesnuplarında ahlaksız iman , iman ahlakından yoksunluk..
İnanç ahlakının iki temeli vadır.Bir samimiyet iki ciddiyet.
Bir samimiyet iman ettim diyen biri iman ettiği hususta samimi olmak zorunda.Çünkü iman adı üstünde kimsenin zorlamaksızın sizin yüreğinizden tastik etiğiniz ikrar ettiğiniz veya kabul ettğiniz bişey..Bu kismenin zorlamasıyla olacak bişey değil.Ama ilginçtir yüreğinden kimsenin zorlaması olmaksınız tastik etmiş fakat tastik etmiş olduğu değerler konusunda ahlaklı değil,samimi değil.Kuranda nifak hadisesi bir iman ahlakı problemi olarak ele alınır.Nifak hadisesi bir ahlak problemidir.Ahlaksız iman münafık yapar.
Bu da şu demektir ayet : Münafıklar cehennemin en alt tabakasında olacaktır.Kafirden de aşağı evet ayet onu ima ediyor.Neden bir şeye iman ediyorsunuz veya iman etmiyorsunuz , iman ettiğinizi yapıyorsunuz veya iman etmediğinizi yapmıyorsunuz.Ama inanıyor ama inancının ahlakından yoksun. İman ahlakından yoksun.İnanmış görünüyor daha doğrusu kendini ikiye ayırıyor,ikiye bölüyor.İnanan bir taraf inanmayan bir taraf..
Dışına imanın elbisesini giydiriyor içine küfrün..Bu ciddi bir problem..Ama kuranda nifak olayı bir iman ahlakı problemi olarak ele alınır.O yüzden samimiyet.Efendimiz diyor diki "Din nasihattir"...Kime Allaha nasihattir,peygambere nasihattir müminlere nasihattir.İyi de Allaha nasıl nasıhat olur.O nasihatın karşılığı samimiyettir.Din samimiyettir.peygamberimiz öyle diyor..
Dolayısıyla samimiyetin olmadığı yerde dinden söz edilemez,akideden söz edilemez.Din samimiyettir kime samimiyettir.Önce Alalha karşı samimiyettir sonra Resule karşı,sonra müminlere karşı samimiyettir.Samimiyet yoksa orda din yoktur.orda nifak vardır.veya ikiyüzlülük vardır.
Kuran imanının samimiyet konusunda nasıl dönüp dönüp muhatabını uyardığını görürsünüz.Kuranı okuyun baştan sona bir dip akıntısı gibi tüm ayetlerin dibinde şırıl şırıl samimiyet çağrısı çağlar.Hangi hususta olursa olsun..tüm ibadet çağrılarının temelinde samimiyet vardır.
İman temeli olmazsa salih amel olmaz.Çünkü eylem gökdeleni iman temeli üzerine kurulur..Peki iman temeli neyin üstüne kurulur samimiyet ve ciddiyet..Yani tabiri caizse gökdelenin temeli iman ,bu temelin üzerine kurulduğu arazi ise samimiyet ve ciddiyettir...
O arazi o arsa yoksa bina da yoktur.
İhlaslı olanlar samimi olanlar : Hesap yapmayanlar,
Samimi olmayanlar : Hesap yapanlar , hesapla iman ederler ,rakamlarla iman ederler.Yüzde kaç iman ederlerse ne alırlar.onu hesabını yaparlar.
2.ciddiyet
Samimiyet tek başına yetmez.Lazım şarttır ama yeter şart değildir.Yanına ciddiyeti koymak gerekir.nedir ciddiyet inandığınız şeyin bedelini ödemektir.Bir bedel gerektiriyorsa bedel ödemektir.İnandığınız tüm değerler size sunulmuş bir sözleşmedir.İman kontrattır.İman insanın Allah ile yaptığı kontrattır.La ilahe illallah demek bu kontratın altına atılmış imzadır.Bununla bitmiyor yeni başlıyor,koca bir kontratın altına imza atıyorsunuz.Bu kontratta neler vardır neler olduğunu öğrenmek istiyorsanız kuranı elinize alın başından sonuna neler oldğunu size söyleyecektir.Aslında kuran bu kontratın ayrıntılarıdır..Bu kontratın altını imzalıyorsunuz fakat kontratta bir madde var günü geliyor ödemiyorsunuz, başka bir madde var geç diyorsunuz, diğer bir madde var üstünü çiziyorsunuz , diğer bir madde var ona da bir aracı buluruz diyorsunuz..veya şefaatçiler buluyorsunuz ,diğer bir madde var ona da şu kadarcık günahımız olsun diyorsunuz..tümüne bir kılıf buluyoruz.ve kontrat baştan sonra deliniyor.Allah kontrata sadık..söylenecek hiçbir söz yok. o kontratta vaad edilenler orda verilecek... Ayet : Cennete girdikten sonra cennetlikler diyecekler ki : Allahın bize vaad ettiği şeylerin tamamını eksiksiz gerçekleştirdiğini gördük.ve bizi cennete varis kıldığını gördük.Yani dünyada misafirdik burda ev sahibi olduk..
Allah vaadinden dönmedi ama biz döndük.Bu problem iman ahlakıyla ilgili problemdir.Sakallı celal öyle dermiş.Cumhuriyet ilan edildikten sonra keşke cumhuriyet yerine ciddiyet ilan edilseydi..Günümüzün ne gavuru gavur gibi ne de müslümanı müslüman gibi.
Amellerimizde böyle eciş bücüş, alaca bulaca.Beyaz mı diye bakıyorsun beyaz görünüyor ama siyah ta var. buna anlam veremiyorsunuz çünkü akide alanına girince alacalık sökmez amel alanında olur kusursuz kul olmaz ama akide de alacalık olmaz.Bal kazanının içine bir avuç pislik karışsa ne olur ki diyemezsiniz ki bu kazandan kimse bir lokma yiyemezsiniz.iyi de kazandaki bal karışan pisliğin bin katı diyebilirmisiniz..bu delil mi bu ikna edici mi.diyemezsiniz mideniz almaz ve bir kazan balı dökersiniz.Allahta işte onu döker.akide böyle birşey yüzdeye gelmez.amel mi hepimizi kusurluyuz Allah onu affediyor.fakat akideye karşıştırmayın karıştırmamak lazım.Bunun içinde iman ahlakı esastır..


Mustafa İslamoğlu
 
Üst