Hüznümün Şehri: İstanbul!...

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
istanbul-buyuk.jpg


Hadi git bana biraz İstanbul getir.
Ve paylaştır her bir semtini her bir güzele.
Hadi git bana bir avuç İstanbul getir...

Fatih denince akla Fatih Sultan Mehmet gelsin. Sadece onun sevgililer sevgilisinin iltifatlarına nail olabilmek için henüz on üç yaşında yastığına İstanbul un haritasını çizen Sultan Fatih gelsin akla. Sonra yavuz gelsin. Dünyalara meydan okuyan kul gibi yaşayan ve bu dünyanın velvelesinden sıkılıp Mevla ya kanat açan Sultan Selim gelsin akla .

Eyüp denince hemen o gelsin akla. Sevgilinin cemalini görmüş hatırını almış onu evinde misafiri yapmış İstanbul için savaşmış biri çıksın ortaya o gelsin aklımıza ve Rasulüllahın mihmandarı Eyüp sultan gelsin meydana.

Üsküdar dan yükselen ezan sesleri kaplasın sahili. Bir sevdalılar beldesi olarak üsküdar gelsin akla ve onun bir zamanlar kadı Mahmud'u sonra derviş Mahmud'u daha sonra ise Üsküdar'ın bir tanesi olarak Aziz Mahmud Hüdayi gelsin aklımıza. Hani bir keresinde hocasının abdest suyunu göğsüne basarak aşkının ateşiyle ısıtmıştı ya suyu işte o su kadar sımsıcak üsküdar bir başka dır gönüller de...

Ah İstanbul...
Hadi git bana kendini getir. Bana bir aşığın gözyaşlarıyla ıslanmış dudakları kadar temiz ve sıcak kendini getir. Bir dünya harikası Sultanahmetin ile Mimar Sinan denince akla gelen onca tarihin le türbelerin le caddelerin le sokakların la ve her şeyinle gülerek gel.

Ama Hayır!
Böyle geleceksen hiç gelme. Kendine gel sonra gel.

İstanbul kendini anlat bana. Niçin mahzun gibisin? Neden eskiden olduğu gibi gülmüyorsun? Yakışmıyor sana gülmemek. Yakındığın şey nedir? Bu kadar elem ve kederin neden?
Söyle İstanbul...

Biliyorum insanların yüzünden. İnsanlar olarak kirlettik seni ve layık olamadık güzelliğine. Caddelerin şehvet kokuyorken sokakların beton yığınları arasında kaybolmuşken hepsi birer şaheser değerindeki camilerinde üç beş ihtiyar huzura dururken sahibin fatihin türbesi yanında zamanın güya delikanlıları ve hanımefendileri sarmaş dolaş sevişirken kimileri ezan sesini duymamak için pencerelerini sıkı sıkı kapatırken içinde pisliğin ve rezaletin en alası işlenirken gülemezsin elbette.

Fakat içindeki bir kaç iyinin hürmetine sabah namazlarında ışıkları yanan bir avuç cennet sevdalısının hatırına ve sırf seni sevdiği için istanbul sırf senin için gecenin zifiri karanlığında semaya dönen kalplerin döktüğü gözyaşları için sen Ağlama...

Onlar ağlar senin yerine.
Biz ağlayalım ağlayamadığımıza.

Affet bizi İstanbul.
Biz seni çok seviyoruz.
Haydi
Gül istanbul...

MUHAMMED ACAR​
 

merkur

KF Ailesinden
Özel Üye
paylaşım için teşekkürler
gerçekten çok hoş ve isabetli bir deneme olmuş
 
Üst