Hükm Ne Demektir?

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Hükm:
(Hüküm) Karar. Emir. Kuvvet. Hâkimlik. Amirlik.
* İrade. Kumanda. Nüfuz.
* Kadılık etmek.
* Tesir. Cari olmak.
* Makam.
* Bir dâvanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar.
* Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki râbıtayı tasdik veya inkâr etmek.

(Üçüncüsü: Şu asırda enâniyet o derece dizgini eline almış ki, çok insanlar birer küçük Firavun ve birer küçük Nemrud hükmüne geçmişler. İşte ehl-i gaflet ve ehl-i dalâlet ve bu mağrur ehl-i enâniyet nazarında kıyâs-ı binnefs olarak, eâzım-ı İslâmiyenin nâmdarlarını, hâşâ enâniyetle ittiham ettiklerinden, hem o ehl-i gaflet ve dalâlet kendileri Allah'ı tanımadıkları için, çok şeylere, çok zâtlara birer nevî rubûbiyet tahayyül ettikleri bir hengâmda ve sanemperestliğin, başka bir nevi olan heykelperestlerin ve sûretperestlerin gâyet müthiş bir riyâkârlık mânâsında olan şan ve şeref peşinde koştukları bir zamanda, eâzım-ı İslâmiyenin türbelerine câhilâne ve müfritâne bir sûrette avâmların takdîs derecesinde hürmetleri, elbette hikmet-i şer'iye noktasında kader münâsip görmedi ki; bu muharribleri Ehl-i Sünnete taslît etti. Onlarla tâdil edecek.....Mek.)

Hükm-i âdil:
Huk: Adalet üzere verilmiş olan hüküm.


Hükm-i gıyâbi:
Huk: Taraflardan biri hazır olmadığı halde verilen hüküm.


Hükm-i karakuşî:
Karakuş hükmü.
* Mc: Hesaba kitaba gelmiyen, mantığa uymayan hüküm.


Hükm-i kazâ:
Allah tarafından evvelce verilmiş olan hüküm.


Hükm-i şer'î:
Kur'an-ı Kerim'e ve Din-i İslâm'a uygun kanun ile verilen karar. Şeriatın hükmü.


Hükm-i tecrübî:
Tecrübe ile elde edilen hüküm.
* Tecrübe neticesi hâsıl olan karar.


Hükm-i vicâhi:
Huk: Tarafların her ikisinin de veya vekillerinin hazır bulundukları hâlde verilen hüküm.


Hükm-i yezdânî:
Cenab-ı Hakk'ın hükmü. Allah'a mahsus kanun.


Hükm-i zımnî:
Fık: Zımnen vaki olan hüküm. (Bir kimse diğer bir kimse aleyhine; "Benim filân şahıs zimmetinde sâbit
olacak şu kadar lira alacağıma onun emriyle kefil olmuş idin" diye dâva ve o kimse kefâleti ikrar ve borcu inkâr etmekle müddei, borcu isbat ederek hâkim dahi hükmetse bu hüküm kefil aleyhine sarâheten ve asıl gaib aleyhine zımnen hükmolunur).


Hükmberdâr:
f. Hükme muti olan, itaat eden, boyun eğen.


Hükmî şahıs:
Şahıs gibi muamele gören cemiyet, şirket gibi birlik teşkil eden müessese.


Hükmkeş:
Emre itaat eden, hükme boyun eğen.


K:Yeni Lûgat
 
Üst