HER ŞEY ALLAH’A KULLUK EDİYOR YA SEN
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ
Kullarından kendisine itaat edenleri cennetle müjdeleyen ve isyan edenleri de cehennemle korkutan Allah’a hamdolsun.
Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur.O,tektir ve ortağı da yoktur.
Ve yine şehadet ederim ki ; Muhammed O’nun kulu, rasulü ve kulları arasından seçtiği dostudur. O resul ki,bizleri gecesi gündüzü gibi aydınlık olan bir yol üzere bırakmıştır ; artık o yoldan ancak helak olan kimseler sapar. Allah’ın salâtı ve selamı O’nun , ailesinin ,ashabının ve Kıyamet’e kadar onlara uyan ve yollarında yürüyenlerin üzerine olsun.
Ey insanoğlu ! acaba çevrendeki olup bitenlerden veya hala devam etmekte olan şeylerden haberin var mı ? …. Yani,her şeyin Allah’a boyun eğdiğinden,O’nun koyduğu sınırlar çerçevisinde hareket ettiğinden ve yaratıcılarına kayıtsız şartsız teslim olduklarından haberin var mı ? …
Ve hele hele,bunların kısmı azamının senin hizmetine verildiğinden haberin var mı ? . Allah, onları senin hizmetçin kılmış ve emrine vermiştir.
“ O’ki Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı …. “
BAKARA : 29.AY.
“ O size istediğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız …… “
İBRAHİM : 34.AY.
Allah,Melekleri dahi senin hizmetinde görevlendirmiştir. Onlardan bir kısmı amellerini yazmakla, bir kısmı da seni korumakla görevlendiril-miştir.
Onlardan bazıları, rüzgar estirmekle ve bazıları da yağmur yağdırmakla görevlidirler. Hatta Allah onlara, senin bağışlanman için dilekte bulunma görevini dahi vermiştir.
“ ….. Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yeryüzünde olanlar için bağışlanma dilerler…… “
ŞURA : 5.AY.
Hulasa, ey ademoğlu sen hariç bütün mahlukat Allah azze ve celle’ye kulluk konusunda, O’nun hükümranlığına, O’nun rububiyyetine ve Onun uluhiyyetine boyun eğmede kusursuz hareket etmektedirler.
HACC : 18.AY.
“ Yedi gök, yer ve bunların içinde olanlar O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbih-lerini anlayamazsınız. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır “
İSRA : 44.AY.
Bununla beraber dağlara bak ; Allah’ı hamdederek nasıl tesbih ettik-lerine, Allah’a nasıl boyun eğdiklerine ve O’nun korkusundan taşların yukardan aşağıya yuvarlandığına bak.
Emanet kendilerine yüklenince Rablerinden nasıl korktuğuna ve onu yüklenmekten çekindiğine bir bak ! …. Rabbimiz, Musa aleyhisselam için dağa tecelli edince o dağın nasıl paramparça olduğuna bir bak ! ….
Sert kayalardan oluşmalarına rağmen dağların hâli işte budur ey zavallı insan !… Bu onların incelikleri, Rablerinin büyüklüğünden ve yüceli-ğinden dolayı korkuları ve bu nedenle paramparça olmalarıdır !..
Allah bizlere şunu da bildirir ki ; Şayet Kur’an’ı dağlara indirmiş olsaydık, Allah korkusundan onlar param parça olurlardı.
Peki ey insanoğlu ! sen ne yapıyorsun ? …. Onların on da biri kadar Allah’tan korkuyormusun ? … Onlar gibi sen de yaratılışının gayesini bilip ona uygun hareket ediyor musun ? … Veya bu kadar nimetlerin karşı-sında şükrünü eda edebiliyor musun ? …
Yoksa sen, boşuna yaratıldığını ve başıboş bırakılacağını mı zanne-diyorsun ? … Bak seni yoktan vareden rabbin ne buyuruyor :
“ Biz göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları oyun ve eylence ol-sun diye yaratmadık. Eğer bir oyun ve eylence edinmek istesey-dik, bunu, kendi katımızda edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapar-dık. “
ENBİYA : 16 – 17.AY.
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
“ Ben, Cinleri ve İnsanları sadece ve sadece bana ibadet etmeleri için yarattım “
ZARİYAT: 56.AY.
Senin yaratılış gayen,seni yoktan vareden Allah’a ibadet etmen ve bu ibadet görevinde de hiçbir şeyi O’na ortak koşmamandır. Rabbimiz buyu-ruyor ki :
…... وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئاً
“ Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın ”
NİSA : 36.AY.
Ama ne yazık ki insanoğlu ; bütün varlığın yaratıcısına ve mevlasına ibadetten yüz çevirerek baş kaldırmış, ahireti bırakıp dünyaya sarılmış, kalıcı olanı bırakıp geçici olanı tercih etmiş ve kendisi için hayırlı olana sırt dönüp,hayırsız olana yönelmiştir.
İşte bu durum, düşünen her akıl sahibini hayrete düşüren bir şeydir. Allah onu şereflendirip ona değer verdikten, denizde ve karada onun yol almasını sağladıktan ,bir çok yaratılmışa üstün kıldıktan , görünen ve görünmeyen nimetlerini onun üzerine yağdırdıktan sonra; onu en güzel yaratıp şekillendirdikten ve gözünü kulağını açtıktan sonra ; onun isyan etmesi,şehevi arzu ve istekleri peşinde dolaşıp durması gerçekten şaşır-tıcıdır.
İnsan, zayıf ve cılız haline bakmadan büyüklük taslar, inkar eder, cahillik yapar, cimrilik ve inat eder. Allah’u Azze ve Celle insanoğlu hak-kında ne kadar da haklı ve güzel buyurur :
“ Doğrusu insan çok zalimdir, çok nankördür “ ….. İBRAHİM : 34.AY.
“ Şüphesiz o; çok zalimdir, çok cahildir “ ….. AHZAB : 72.AY.
“ Kahrolası insan; ne de nankördür “ ….. ABESE : 17.AY.
“ Zaten insan çok cimridir “ ….. İSRA : 100.AY.
“ İnsan ise, herşeyden çok tartışandır “ …... KEHF : 54.AY.
“ Allah insana bilmediğini öğretti. – ama buna rağmen - insan ger-çekten azar “
ALAK : 5 - 6.AY.
“ İnsan, devamlı suç işleyerek ilerisini yalanlamak ister. “ Kıyamet günü nerede “ diye sorup durur “
KIYAME : 5.6.AY.
ASR : 1.2.AY.
Halbuki onun görevi ; isyan etmek değil itaat etmek, yaratıcısına sırt çevirmek değil O’na yönelmek, nankörlük etmek değil şükretmek, zul-metmek değil iyilik etmektir.
Ey gafil insan ! yaratılmışların durumunu yakinen incelersen eğer, inan senden daha fazla isyankar göremeyeceksindir.
Çünkü ademoğullarından “ Ben sizin en büyük rabbinizim ” diyen olmuştur. “ Allah, Meryem oğlu İsa’dır, Allah üçün üçüncüsüdür ” diyen olmuştur. “ Ben yaşatır ve ben öldürürüm ” diyen olmuştur . “ Onların ilahları gibi bize de bir ilah edinsene ” diyen olmuştur. Kur’an hakkında “ Bu beşer sözünden başka bir şey değildir ” diyen olmuştur. “ Bu ancak öncekilerin masallarıdır ” diyen olmuştur. Bunların yanında “ Allah’ın eli bağlıdır ” diyenler, Allah’ın kulları olan melekleri O’nun kızları sayanlar, “ Allah fakirdir, biz ise zenginiz ” diyenler olmuştur.
İnsanoğlunun azgınlık ve zulüm silsilesi işte böyle uzayıp gider. Öyle ki onlar arasından “ İslam şeriatı her zaman ve her mekana uygun değildir ” diyenler, dini siyasetten ayırıp siyasetsiz bir din ve dinsiz bir siyaset isteyenler, “ Din Allah’ındır, vatan ise herkesindir ” diyenler, “ Allah’ın hakkını Allah’a, Sezar’ın hakkını da Sezar’a ver ” diyenler, dini gericilikle ve Allah’ın kanunlarını aşırılıkla niteleyenler, dinin kadını köleleştirdiğini ve ona zulmettiğini söyleyenler, kadının özgürlüğünün ve esirlikten kurtuluşunun Rabbisinin sınırları dışına çıkmakla ve yaratı-cısının şeriatına karşı gelmekle olacağını öne sürenler, kadının bedenini bir ticaret aracı haline getirip inananlar arasında fuhşu yaymak isteyenler çıkmıştır…. İşte bütün bunlar, insanoğlunun zalimce sergilediği söz ve tavırlarından bazılarıdır.
Rabbimizin kerim Kitabını incelediğiniz zaman, lanetlenmiş olan İblis’in dahi bu türden çirkin söz ve tavırlarda bulunduğunu göremezsiniz.
İblis sadece Ademe secde etmemiş ve insanları saptırmaya ahdet-miştir. Bütün yaptığı ; kendi türünü, Adem’in türünden üstün görmesi ve büyüklenerek, çamurdan yaratılana secde etmekten kaçınmasıdır.
Hatta insanlardan bazıları için şu ifadeleri kullanmıştır : “ Ben sizden uzağım. Zira, ben sizin görmediklerinizi görüyorum. Ben muhakkak Allah’dan korkarım. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir ”
ENFAL : 48.AY
Evet gördüğünüz gibi ademoğlunun isyanı ne kadar da büyük ve büyüklenmesi de ne kadar aşırıdır. Onun hilesi ve düzeni çok çirkin ve çok kötüdür. Ama unutmaki ey insan ! Rabbimizin kerim kitabında buyur-duğu gibi :
“ …… Kötü düzen ancak sahiplerini kuşatır. – bu Allah’ın bir sünnetullahıdır – Acaba onlar, geçmiş olanların başlarına gelen bu sünnetullahtan başkasını mı gözlüyorlar ? Sen, Allah’ın bu tür kanununda asla bir değişiklik bulamazsın. Ve sen, Allah’ın sün-netinde asla bir sapma da bulamazsın “
FATIR : 43.AY.
Evet ey gafil insan ! Belki tefekkür eder,düşünür , utanır ve Allah’a yönelirsin diye, sana hayvanların yaratılış gayelerine uygun nasıl hareket ettiklerini ve bu konuda yaratıcılarına nasıl boyun eydiklerini anlatmak istiyorum.
Bazı hayvanlar insanların dindarlıklarından sevinç duyarlar. Dindar-lığın, ademoğlunun üzerindeki etkisini ve yeryüzündeki bereketini hisse-derler.
Bu nedenle, onun için dua eder ve Allah’dan bağışlanma isteğinde bulunurlar.
“ Allah resulü s.a.v şöyle buyurkamtadır : “ Muhakkak ki Allah ve melekleri, yer ve gök ehli, hatta yuvasındaki karınca ve hatta balık-lar, insanlara hayır öğreten kimseye dua ederler.”
TİRMİZİ : 4.C.2825.N
Bütün hayvanlar, Kıyamet günündeki korkutucu olaylar nedeniyle Kıyamet’in kopmasından korkarak tedirgin olurlar.
Nebi s.a.v şöyle buyurur : “ Her bir hayvan, mutlaka Cuma günü Kıyamet’in kopmasından korkarak susar ”
AHMED :
Horozun Allah’a kulluğuna, hayır ve kurtuluş için Allah’a dua ettiğine işaret eden rivayetler de vardır.
Nebi s.a.v şöyle buyurur : “ Horoza küfretmeyin ; çünkü o, namaza çağırır ”
EBU DAVUD : 5.C.5101.N
Ve yine Nebi s.a.v’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: “ Hiçbir arap atı yok ki, her fecirde – yani sabah güneş doğmadan önce – kendisine bir dua ile dua etmesi için izin verilmesin ! O, “ Allah’ım ! Şüphesiz ki beni ademoğluna bahşettin; beni onun en sevdiği ailesinden ve malından eyle ! ” der.” Ve tekrar Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “ Muhakkak ki bu atın duası kabul olunmuştur.”
AHMED :