Gıybet Hakkında Manzum Menkıbe
Hasan-ı Basri, büyük evliyâ, tâbiinden,
Çok fazla korkuyordu, yaratan sahibinden.
O ibâdet ederken, komşusunun birisi,
Dedi ki: “Gıybet etti filan zat, bugün sizi.”
Buyurdu ki: “Ne için gittin onun evine?”
Dedi: “Davet etmişti, yemek ziyafetine.”
Buyurdu ki: “Neler ikram etti size o zat?”
Dedi ki: “Çok çeşitli yemek ile meşrubat.”
Buyurdu: “Sakladın da bunları içinde hep,
Şu bir çift sözü niye, saklayamadın acep?”
Bir tabak hurma verip, bunu haber verene,
Buyurdu: “Götür bunu beni gıybet edene.
O benim günahımı kendine alıvermiş,
Böylelikle o bana, çok iyilik eylemiş.
O bana böyle ikram, iyilik etti diye,
Ben de bu hurmaları, ona ettim hediye.
Benden ona söyle ki, bakmasın kusuruma,
ikramına karşılık, çok az oldu bu hurma.”
Hasan-ı Basri, büyük evliyâ, tâbiinden,
Çok fazla korkuyordu, yaratan sahibinden.
O ibâdet ederken, komşusunun birisi,
Dedi ki: “Gıybet etti filan zat, bugün sizi.”
Buyurdu ki: “Ne için gittin onun evine?”
Dedi: “Davet etmişti, yemek ziyafetine.”
Buyurdu ki: “Neler ikram etti size o zat?”
Dedi ki: “Çok çeşitli yemek ile meşrubat.”
Buyurdu: “Sakladın da bunları içinde hep,
Şu bir çift sözü niye, saklayamadın acep?”
Bir tabak hurma verip, bunu haber verene,
Buyurdu: “Götür bunu beni gıybet edene.
O benim günahımı kendine alıvermiş,
Böylelikle o bana, çok iyilik eylemiş.
O bana böyle ikram, iyilik etti diye,
Ben de bu hurmaları, ona ettim hediye.
Benden ona söyle ki, bakmasın kusuruma,
ikramına karşılık, çok az oldu bu hurma.”