Evlilikte Dayanışma - AÖF Sosyoloji Dersleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Evlilik, eşlerin çabaları ve katkılarıyla anlam kazanır. Evlilik kadın ve erkeğin yaşamlarının geri kalan kısmını birlikte paylaşmaya karar vermeleridir, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta birbirlerinin yanında olmalarıdır. “Bir yastıkta kocama”, “ölüm ayırana dek birlikte olma” bu kurumun sürekliliğine ilişkin umut ve dilek ifadeleridir. Ömür boyu vaat edilen bu beraberlik evlilikte uyum kadar; güçlü bir dayanışmayı da gerektirir.

Evliliğin ilk yıllarında eşler arasında oluşturulacak dayanışma, daha sonraki yıllarda aileye yeni katılan üyeleri de kapsamına alır. Böylece, evlilikte dayanışma kavramı, yerini ailede dayanışma kavramına bırakır.

Dayanışmanın ön koşulu paylaşmayı bilmektir. Evlilik “ben” kavramını en aza indirebilmeyi öngörür. “Biz” kavramına güç kazandırır.

Dayanışma, aile üyelerinin kendilerini güven içinde, huzurlu ve mutlu hissetmeleri, karşılaştıkları sorunlarda yalnız olmadıklarını bilmeleri demektir.

Uyum ve dayanışmanın var olduğu ailede, aile üyelerinin her türlü ihtiyaçları doğal yaşantı içinde karşılanır. Aile üyeleri ailenin bir parçası olmaktan mutludur. Üyeler arasında güçlü bir duygusal bağ vardır.

Aile üyelerinin umut ve beklentilerinin karşılanmış olması, dayanışmanın oluşumunda ve sürdürülmesinde en önemli etkenlerden biridir. Bu koşullarda yaşayan bireyin aileye güveni ve bağlılık duygusu, dayanışmanın devamını sağlar.

Ailede dayanışma dengeli ilişkilerin bir ürünü ve gereğidir. Evliliğin ilk yılları, dayanışmanın kurulması ve gelişmesi beklenen yıllardır. Bazı evliliklerin, ilk yıllarda sarsıntıya uğraması uyum ve dayanışmanın yeterince sağlanamamasının sonucudur. Bireylerin yaşam felsefeleri ve evlilikten beklentileri uyum ve dayanışmanın en önemli etkileyicisidir.

Evlilikte dayanışma, eşlerin psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden uyum içinde olmaları demektir. Öyleyse güçlü bir dayanışma için eşlerin öncelikle uyum sorunlarını çözmüş olmaları gerekir
 
Üst