El Hak ismiyle dua

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
El Hak: Fiilen var olan, mevcudiyeti ve ulûhiyeti gerçek olan anlamına gelen yüce Allah'ın İsm-i Şerifidir.

Allah'ım,
Ey büyük yaratıcım,
Rabbim,
El Hak,
Sana güvendim, sana dayandım, sana geldim. Bütün ihtiyaçlarımı gören, dileklerimi duyan, yüreğimin ağırlığını bilensin. Yüreğimin hiçbir gizlisi ve saklısı yoktur ki haberdar olmayasın. Çevremde hiç kimselerin olmadığı anlarda bile, beni terk etmeyensin, beni her türlü musibetten, dertten, ızdıraptan koruyan, beri kılansın.
Sen Hak'sın, gerçeksin, sahibimsin. Senin sözün haktır, senin vaadin haktır, senin cennetin hak, cehennemin haktır. Doğruluk, dürüstlük, senin en sevdiğin hallerimizdir. Bunu bilseydik keşke, bilselerdi… Hak ve adaleti yüreklerinden bir dem çıkarmasalardı keşke, çıkarmasaydık.
HAK desenli kentler inşa etmeliydik, surlarında merhamet yazılı olan.
Bütün hikmetlerin eli ayağı olmalıydı adalet, bütün düşüncelerin dayanağı, hayatın kalbi olmalıydı hak…
Hak desenli kentler inşa etmeliydik insanlığın yüreğinde.


Sevgili Allah'ım,
Sevgili, En Sevgili,
Bilmeden yüreğime ne mabutlar diktim, bilmeden ne boş hayallere gönül bağladım. Göçmeye kanat açan kanatsız kuşlar gibi savruldum engin göklerde. Sisli göklerde mai hülyalar kurdum nim sofyan makamında. Bütün ezgilerim kırıktı oysa bütün sözler muhalif, bütün duygular yarım ve kimsesiz idi. Şimdi hepsi derin bir boşluğa düşmüş gibiler. Ne hatırlamak, ne yaşamak istemekte yüreğim bu zalim düşleri. İçinde hakkın olmadığı, Hak'tan beslenmeyen her şey kör ve topalmış çok geç anladım.
Çok geç anladım aşkı olanın hüznü olduğunu, hüznü olanın yüreğini sana bağladığını. En çok hüzünlü gönülleri sevdiğini, en çok hüzünlü gönüllere rahmet saçtığını da…
Allah'ın hakları üstüne idi bütün yeminlerimiz hakkı bilmeden. Kul hakkı, ana hakkı, evlat hakkı, yar hakkı için geri ver yüreklerimize unuttuğumuz her şeyi Rabbim. Geri ver ki uzak yollarla revan olsun yüreğimiz.
Hak desenli kentler yükselsin hayatın kalbinde.


Ey Sevgili,
Ey Âlemlerin Rabbi,
Ey büyük tanık,
Yusuf'un düştüğü kuyularda bir başınayım şimdi, unutulmuşum. Yüreğimdeki bütün güzellikler aç gözlü çekirgelerin işgali altında. Aşkın ve küskünlüğün enkazında kalan bütün gülümsemelerim çürüdü. Bir bir döküldü göklerimdeki yıldızlar. Ruhumun bütün seherlerini toplasam ve yürüsem diyorum. Hak ve adaleti düşen yollarda bir bir toplasam diyorum, göklere uzanan kuleler inşa etsem, yıkılmayası.
Kalem ve hokkaya yemin ettim. Senin adından başka bir ad öpmeyecek dudaklarımı bundan gayrı. Hak ve adaletten başka hiçbir eli tutmayacak, kesretin kanatan, acıtan yüzüne bakmayacağım. Melalin tenha yollarında bir başınayım bundan böyle. Yanımda sen varsın. Sen varsan bütün yarımlar tamam, bir bütünüm.
Bütün bildiklerimi, tanıdıklarımı; gördüklerimi bir kuyuya düşürmüşüm.
Yüreğimde hüzün gergefi sana yürüyorum.
Hak desenli kentlerin hayaliyle sana geliyorum en sevgili.


İlahi,
Allah'ım,
Hakkı konuşmak, hakkı söylemek, hakkı dillendirmek için yüreğimize göklerinden gelen cennet muştuları nakşet. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter. Biz kulların acziyeti, zafiyeti aşikârdır sana, ayan beyandır. Zira biz nefsimizin dizginlerinde bütün iyi bildiklerimizi unuttuk Rabbim. Bizi zincirlerimizden azat eyle. Hürriyet denizlerine düşeyim. Yepyeni seferlere revan olayım son soluk. Bütün gerçekler istifhamları savmalı bir bir. Bütün süvarilerim ellerinde cevşenlerle, dualarla dirilmeli ruhumun koyaklarında. Dudaklarım alevlenmeli seni anarken, büyük sonsuzluğun adını dillendirmeli. Çaresizliğim kesik ritimli türkülere kalmamalı, senin yıldızların yağmalı inceden inceye üzerime. Bütün perdeler inmeli karanlığın üzerine. Yeni baştan yeşermeliyim, yeni baştan öğrenmeliyim, yeni baştan bilmeliyim.
Hak demeliyim, sonra hiçbir şey…
Hak desenli kentler kurmalıyım yüreğimde her dem büyüyen.
Sana gelmeliyim son soluk.




Rabbim,
En Sevgili,
El Hak,
Kalabalıkların orta yerinde, el değmemiş kadim yalnızlıkların en ucunda, söz değmemiş dualarla geliyorum kapına. Yüreğimde beni savuran bir ah var, kimselerin bilmediği, görmediği, duymadığı… İplik iplik ruhuma kırkikindiler yağmakta, ıslanmaktayım seraser. Hani diyor içim hani kimsen, göz göz kanayan yaraların neden sarmaz kimseler? Bir çalı kuşu gibi yalnızım dikenlerin arasında, hangi dala konsam yaralarım kanamakta, ruhum çekilmekte, felaketim olmakta hayat. Dalgalı bir deniz gibi gözyaşlarım, yollarıma dökülmekte. Belli iflas etmişim, yitirmişim kendimi, bitirmişim. Son gemileri kaçırmak üzereyim şimdi rıhtımlarda. Son gemiyi kaçırmadan, soluğum kesilmeden yokuşlarda, düşmeden azmin sırçasından sana gelmeliyim, uzaklara, çok uzaklara gitmeliyim ansızın.
Bütün bildiklerimi, tanıdıklarımı; gördüklerimi bir kuyuya düşürmüşüm.
Yüreğimde hüzün gergefi sana yürüyorum.
Hak desenli kentlerin hayaliyle sana geliyorum en sevgili.
Sana geliyorum.

Amin

Meryem Aybike Sinan
Esmâü'l Hüsnâ Yazıları (52)
 
Üst