Edirne Gelenek ve Görenekleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Edirne halkı birbirine çok sıkı bağlarla bağlıdır. Çoğu birbiri ile akraba olup, bu birlik ve yakınlık evlenmelerle daha da perçinlenmiştir. Halkın göze çarpacak pek bariz örf ve adetleri yoktur. Dikkate değer adetlerini düğünlerle görebiliriz.

DÜĞÜNLER

Önceleri düğünler ya Perşembe ya da Pazar günü yapılırdı. Düğünler iki gün öncesinden kına geceleri ile başlar. Düğünler ya davul-zurna ya da halkın ince çalgı dediği (keman, cümbüş, klarnet ve darbukadan) oluşurdu. Düğünün ilk çeyizaltı günüdür. O gün güvey (damat) arkadaşları arasında traş edilir. Bu işler yapılırken çalgılar çalar, içkiler içilir, oyunlar oynanır. Gecede kına eğlenceleri yapılır. Pazar günü akşamüzeri gelin alayı güveyin evine gelir. Bu sırada güvey odasından çıkar, şeker serperek evin kapısına doğru ilerler ve oraya kadar gelini koluna alır ve halkın alkışları arasında odasına götürür. Odada gelin ve güveye şerbet ikram edilir. Gelin odaya güveyden önce girer ve kapı arkasında güveyi bekler. Güvey içeri girerken gelin onun ayağına basar. Adetlere göre bunun manası gelin kocasına hakim olması içindir. Biraz sonra güvey odasından çıkarak av tüfeği ile havaya bir-iki el ateş eder. Arkadaşları tarafından tebrik edilir ve gezdirilir. Şimdi ise halkın tercih ettiği düğün şenlikleri org eşliğinde yazlık ve kışlık düğün salonlarında yapılmaktadır.


Kırkpınar Yağlı Güreşleri


Anadolu 'da bulunan Osmanlılar, Edirne'nin fethinden önce (1361), Orhan Gazi devrinde, onun oğlu Süleyman Paşa komutasında Rumeli'ye geçerler (1356-1357).

Osmanlı Akıncıları, burada yaptıkları akınlar sırasında, savaşmadıkları ve mola verdikleri günlerde, zamanlarını, aralarında çeşitli sporlar yaparak değerlendirirlerdi.

Bir keresinde güreşe tutuşan 40 yiğit içinden ikisi, tutuştukları güreşi gece yarısına dek sürdürdükleri halde sonuçlandıramazlar ve ikisi de güreştikleri yerde can verir...

Arkadaşları bu iki yiğidi güreş yaptıkları yerde bulunan bir incir ağacının altına gömdükten sonra Edirne 'ye doğru akınlarına devam ederler.

Edirne'nin fethinden sonra Ahırköy çayırlığına geldiklerinde, o incir ağacının civarında billur kaynaklı bir suyun, Kırkpınar çayırlığına doğru aktığını görürler ve bu nedenle de "Kırktı bunlar. Bu yakaya ilk ayak basanlardır bunlar" diyerek o yere Kırkpınar adını verirler.


Günümüzde yapılan Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Eğlenceleri Haziran ayının ikinci haftası ile temmuz ayının birinci yarısındaki uygun bir haftaya programlanmaktadır. Haftanın ilk 4 günü açılış töreni, yerli yabancı halk oyunu gösterileri, karagöz gösterisi, çeşitli sergiler, sünnet törenleri, güzellik-yemek-okçuluk skeet yarışmalarıgibi sosyo kültürel etkinliklerle son 3 günü ise yağlı güreş yarışmaları ve gösterileriyle çok renkli ve eğlenceli olarak kutlanmaktadır

Günümüzde yapılan Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Eğlenceleri Haziran ayının ikinci haftası ile temmuz ayının birinci yarısındaki uygun bir haftaya programlanmaktadır. Haftanın ilk 4 günü açılış töreni, yerli yabancı halk oyunu gösterileri, karagöz gösterisi, çeşitli sergiler, sünnet törenleri, güzellik-yemek-okçuluk skeet yarışmalarıgibi sosyo kültürel etkinliklerle son 3 günü ise yağlı güreş yarışmaları ve gösterileriyle çok renkli ve eğlenceli olarak kutlanmaktadır


HIDRELLEZ


Her yıl 5 ve 6 Mayıs tarihlerinde yapılır. Yöre insanının inanışlarına göre aşağıdaki şenlikler ve törenler düzenlenerek baharın gelişi kutlanır. Olağan üstü güçlerden yardım sağlama inancı ile;
1. Atbaba;
Yörede bulunan atbaba isimli bir derviş'in mezarı ziyaret edilerek, bereket, sağlık, kısmet, zenginlik ve hastalıklardan kurtulmak amacı ile insanlarımız giyeceklerinden söktükleri parçaları atbaba'nın mezarına bırakırlar ve dileklerini dilerler.

2. Hıdrellez'den bir gün evvel insanlarımız bir çömleğin içine su doldurarak çeşitli madeni eşyalarını bu su dolu çömleğe atarak ağzını kapatırlar. İnanışa göre Hıdır baba o gece çömleğin başına gelir ve herkesin kısmetini belirler. Sabah çömlek açılır ve kısmetler çekilerek maniler okunarak yorumlar yapılır.

3. Bahçelerde ağaç ve gül dallarının altına zengin olmak amacı ile sarılarak gömülen paralar ve çöplerden yapılan evler, ev sahibi olmak amacı ile kurulur ve dilekler dilenir.

4. Kuru soğan yaprakları ile kaynatılarak boyanan ve rafadan hale getirilen yumurtalar tokuşturularak kırılır ve yumurtası kırılmayanın önümüzdeki yıllarda şansının açık ve kısmetli olacağına inanılır.

5. Ateşler yakılır ve üzerinden atlanarak dilekler dilenir
 
Üst