Bir adam arif bir zatla konuşurken hayıflanarak şöyle bir soru sordu:
- Ne olurdu bu cihan rahmet ve rahatlıkla ebedi olaydı! Her an bir üzüntü ve keder zuhur etmeyeydi. Gece gelip gündüzün kandilini çalmasaydı, baharın yeşerttiği bahçeleri kış gelip soldurmasaydı, sıhhat hastalıkla, emniyet korkuyla bulanmasaydı. Bütün bunlar olmasaydı Hakk'ın cömertliğinden ne eksili...rdi?
O arif de soruyu soran adama dedi ki:
- Sen bunca hastalıktan, sıkıntıdan, dertten söz ediyorsun ama bütün bunlara rağmen dünya seni kendisine çekiyor, ahireti unutturuyor. Bunca sıkıntı bile seni gafletten uyandıramıyorsa bir de bunların olmadığı zamanki halini düşün. O halde bu sıkıntıları sen kendin için doğruyu gösteren bir nasihatçı say ve bir rahmet bil..
( alıntı )
- Ne olurdu bu cihan rahmet ve rahatlıkla ebedi olaydı! Her an bir üzüntü ve keder zuhur etmeyeydi. Gece gelip gündüzün kandilini çalmasaydı, baharın yeşerttiği bahçeleri kış gelip soldurmasaydı, sıhhat hastalıkla, emniyet korkuyla bulanmasaydı. Bütün bunlar olmasaydı Hakk'ın cömertliğinden ne eksili...rdi?
O arif de soruyu soran adama dedi ki:
- Sen bunca hastalıktan, sıkıntıdan, dertten söz ediyorsun ama bütün bunlara rağmen dünya seni kendisine çekiyor, ahireti unutturuyor. Bunca sıkıntı bile seni gafletten uyandıramıyorsa bir de bunların olmadığı zamanki halini düşün. O halde bu sıkıntıları sen kendin için doğruyu gösteren bir nasihatçı say ve bir rahmet bil..
( alıntı )