91
Bu mektûb, şeyh Kebîre yazılmışdır. İ’tikâdı düzeltmek ve sâlih, yarar işler yapmak, mukaddes âleme uçabilmek için iki kanat gibidir. İslâmiyyete yapışmak ve hakîkat hâllerine kavuşmak, hep nefsin tezkiyesi ve kalbin tasfiyesi için olduğu bildirilmekdedir:
Allahü teâlâ, bizi ve sizi sünnet-i seniyyeye uymakla şereflendirsin “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”! Müslimânların birinci vazîfesi, i’tikâdı düzeltmekdir. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanmakdır. Çünki, Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan bir fırka bunlardır. İkinci olarak, lâzım olan şey, fıkh bilgilerini öğrenmek ve herşeyi bu bilgiye göre yapmakdır. İki kanat gibi olan bu i’tikâd ve amel elde edildikden sonra, mukaddes âleme uçmalıdır. [(Mukaddes) demek aybdan, çirkin, kötü şeylerden uzak, temiz demekdir.] Fârisî mısra’ tercemesi:
İş budur, bundan başkası hiçdir!
İslâmiyyetin emrlerini yapmak ve tarîkatin ve hakîkatin hâllerine kavuşmak, hep nefsin tezkiyesi ya’nî küfrden temizlenmesi ve kalbin tasfiyesi ya’nî günâhlardan temizlenmesi içindir. Nefs temizlenmedikçe ve kalb selâmet bulmadıkça, hakîkî îmân hâsıl olmaz. Felâketlerden, azâblardan kurtulmak için, hakîkî îmâna kavuşmak lâzımdır. Kalbin selâmeti için, Allahü teâlâdan başka hiçbirşeyin kalbe gelmemesi lâzımdır. Bin sene yaşamış olsa, kalbe hiçbirşey gelmemelidir. Çünki, bu zemân kalb, Allahü teâlâdan başka herşeyi büsbütün unutmuşdur. Eğer, birşeyi hâtırlamak için uğraşsa, hâtırlayamaz. Bu hâle (Fenâ fillah) denilmişdir. Bu yolun basamaklarından birincisi, fenâ basamağıdır. Fenâ makâmına kavuşulmadıkca, hiçbir şey elde edilemez. Evveliniz ve sonunuz selâmet olsun!
Bu mektûb, şeyh Kebîre yazılmışdır. İ’tikâdı düzeltmek ve sâlih, yarar işler yapmak, mukaddes âleme uçabilmek için iki kanat gibidir. İslâmiyyete yapışmak ve hakîkat hâllerine kavuşmak, hep nefsin tezkiyesi ve kalbin tasfiyesi için olduğu bildirilmekdedir:
Allahü teâlâ, bizi ve sizi sünnet-i seniyyeye uymakla şereflendirsin “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”! Müslimânların birinci vazîfesi, i’tikâdı düzeltmekdir. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanmakdır. Çünki, Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan bir fırka bunlardır. İkinci olarak, lâzım olan şey, fıkh bilgilerini öğrenmek ve herşeyi bu bilgiye göre yapmakdır. İki kanat gibi olan bu i’tikâd ve amel elde edildikden sonra, mukaddes âleme uçmalıdır. [(Mukaddes) demek aybdan, çirkin, kötü şeylerden uzak, temiz demekdir.] Fârisî mısra’ tercemesi:
İş budur, bundan başkası hiçdir!
İslâmiyyetin emrlerini yapmak ve tarîkatin ve hakîkatin hâllerine kavuşmak, hep nefsin tezkiyesi ya’nî küfrden temizlenmesi ve kalbin tasfiyesi ya’nî günâhlardan temizlenmesi içindir. Nefs temizlenmedikçe ve kalb selâmet bulmadıkça, hakîkî îmân hâsıl olmaz. Felâketlerden, azâblardan kurtulmak için, hakîkî îmâna kavuşmak lâzımdır. Kalbin selâmeti için, Allahü teâlâdan başka hiçbirşeyin kalbe gelmemesi lâzımdır. Bin sene yaşamış olsa, kalbe hiçbirşey gelmemelidir. Çünki, bu zemân kalb, Allahü teâlâdan başka herşeyi büsbütün unutmuşdur. Eğer, birşeyi hâtırlamak için uğraşsa, hâtırlayamaz. Bu hâle (Fenâ fillah) denilmişdir. Bu yolun basamaklarından birincisi, fenâ basamağıdır. Fenâ makâmına kavuşulmadıkca, hiçbir şey elde edilemez. Evveliniz ve sonunuz selâmet olsun!