Divan ne demektir?

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Divan:
Eskiden yaşamış şâirlerin şiirlerinin toplandığı kitap.
* Büyük meclis. Büyük ve idâre işlerine bakan bilgili, nüfuzlu kimselerin toplandıkları yer.


Divan-ı ahkâm-ı adliye:
Huk: Kanunlara göre, bakılacak dâvalarla ilgilenmek üzere 1284 yılında kurulan ilk nizâmiye mahkemesi.


Divân-ı âlî:
Yüce divân.


Divan-ı Deâvî nezareti:
Çavuşbaşılığın kaldırıldığı 1836 (Hi: 1252) tarihinde bunun yerine kurulan daire. Fakat 1870 (Hi: 1287) tarihinde Adliye Nezareti'nin teşekkülü üzerine kaldırılmıştır.


Divan-ı eş'âr:
Şiirler divanı, şiirler kitabı.
(Bütün mecazî âşıkların divanları, yani aşknameleri olan manzum kitapları, şu tasavvur-u zevâlden gelen elemden birer feryattır. Herbirinin bütün divan-ı eş’ârının ruhunu eğer sıksan, elemkârâne birer feryat damlar.)


Divan-ı harp:
Harp divanı. Yüksek rütbeli askerlerin harp mes'eleleri veya harp suçluları hakkında işler için toplandıkları meclis.


Divan-ı hümâyun:
f. Halkın dâva ve şikâyetlerinin dinlenip halledildiği, devlet meselelerinin görüldüğü padişah huzuru. Bu mecliste; sadrazam, şeyh-ül İslâm, kazaskerler, defterdarlar ve sair büyük devlet ricali bulunurdu.


Divan-ı ilâhi:
Âhiretteki hesap günü. Haşirde muhasebe günü.


Divan-ı nübüvvet:
Peygamberler cemaati, peygamberler meclisi.


Divançe:
f. Kafiye itibariyle harf sırası tertibiyle yapılan küçük şiir mecmuası.


Divan durmak:
Huzurda hazır olarak beklemek.


K:Yeni Lûgat
 
Üst