Dini Menkıbeler

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Hz. Ömer (r.a) vefat ettiği zaman İbn. Mes’ud (r.a) “İlmin onda dokuzu öldü.”buyurdu.
Bu sözü üzerine İbn Mes’ud’a denildi ki:
Sahabe-i kiramın büyükleri hayatta iken, niçin böyle söylüyorsun?
Şöyle cevap verdi:
Ben hüküm ve fetva ilimlerini değil, Allah-ü Teâlâ’yı bilmeyi, Marifetullah’ı, kastettim

Not: arkadaslar sizlerinde sevdiği begendiği menkıbeler varsa konusu olmayan bu konu altında paylaşabılırsınız .
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Adamın biri Hasan-ı Basri (r.a)’ a sordu:

Ben gece ibadete kalkmak için her çareye başvurur, hatta abdest suyumu da hazırlarım. Fakat yine uyanamam, bunun hikmeti nedir?

Hasan Basri (r.a) cevap verdi:

Günahların seni bağlıyor!
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Sahabelerden Zeyd B. Erkam r.a. şöyle anlatıyor: “Hazret-i Ebu Bekir r.a. ile beraberdik. Bir ara su istedi. Kendisine ballı su getirdiler. Suyu ağzına yaklaştırınca ağlamaya başladı ve yanındaki herkesi ağlattı. Herkes ağlamayı kesti, o da kesti. Sonra suyu tekrar ağzına yaklaştırdı ve yine ağlamaya başladı. O kadar ki, yanındakiler neden ağladığını öğrenemeyeceklerini zannettiler. Derken, sonunda gözlerindeki yaşı sildi. Yanındakiler dediler ki:
Ey Allah Resulü’nün halifesi, seni ağlatan nedir? Hz. Ebu Bekir r.a şöyle dedi:
Resulullah s.a.v ile birlikte idim. Yalnızdı ve yanından bir şeyler kovup uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kendisine; “Ey Allah’ın Resulü! Kovup uzaklaştırmaya çalıştığın şey nedir?” diye sordum. Buyurdular ki:
“Şu dünya temsili olarak gözümün önüne dikildi. Ben de ona, yanımdan uzaklaş, defol, dedim. O da bana döndü: Sen beni başından savdın, ama senden sonra gelenler benden yakalarını kurtaramayacaklar, dedi.”
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
“Azrail (a.s) Cenab-ı Hakk’a yalvarıp :”Canların alınması vazifesinde senin kulların bana küsüp benden şikâyette bulunacaklar” demişti. Ona cevaben Cenab-ı Hakk şöyle buyurdu: “Senin vazifene, hastalıkları ve musibetleri perde yapacağım. Kullarım, vefat sebeplerini senden değil, hastalıklardan ve musibetlerden bilecek, senden şikâyet etmeyecekler” nasıl ki, neticesi ölüm olan hastalıklar, musibetler ve her çeşidiyle kazalar, Hz. Azrail’in yaptığı icraata perde durumundadırlar. Aynen bunun gibi, aslında Azrail (a.s) da, Allah-ü Teâlâ’nın icraatlarına perdedir. Çoğu zaman ölümdeki hikmet, rahmet, güzellik ve maslahat cihetini insanlar göremez. Zahire bakıp itiraz eder, şikâyete başlar. İşte bu gereksiz ve haksız şikâyetlerin Rahmet-i Sonsuz’a gitmemesi için Azrail (a.s) perde konumunda bulunmaktadır.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Sehl bin Abdullah’a soruldu:

-İblis’e en zor gelen şey nedir?

-Arif kulların kalplerine girmek, buyurdu.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Sehl bin Abdullah’a:

-Nefse en ağır gelen şey, nedir? diye soruldu. Buyurdu ki:

-Nefse en ağır gelen şey, ihlâstır.

Çünkü nefs, ihlâstan pay alamaz. Bu yüzden ihlâsı hiç istemez.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Süfyan-ı Sevri Hz.leri, dünyalık elde etmek için, devlet adamlarına yakın duran, onların hizmetlerine koşan birine, bu halden uzaklaşmasını, dalkavukluğu terk etmesini tavsiye etmişti.

O kişi:

-O zaman ailemi nasıl geçindiririm? diye sorunca;

Süfyan-ı Servi şöyle buyurdu:

-Sübhanallah!

Kendisine isyan ettiğin hallerde bile rızkını kesmeyen Allah-ü Teâlâ, kendisine itaat ettiğinde mi rızkını vermeyip kesecek?
 
Üst