Dil Belası..! (İmamı Gazali)

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
İmam Gazali Hazretleri, Dil Belası kitabında, konuşmanın ne büyük afetler içerdiğini, ayet, hadis ve güzel sözlerle çok etkili bir şekilde açıklıyor.

Hadisler

Susan tehlikeden kurtulmuştur. (Tirmizi,Kıyâme, 50 )

Susmak hükümdür (hikmettir), ancak yapan pek azdır. (Deylemî,Firdevsül Ahbâr,3667)

İki çenesi arasındaki dili ve iki bacağı arasındaki tenasül uzvunu haramdan koruyacağına söz verenin cennete gireceğine kefil olurum. (Buhari, Rikak,23)

Muâz b. Cebel (r.a.) Resûlullah Efendimiz’e (sallalahu aleyhi ve sellem)
“Ey Allah’ın Resûlüi söylediklerimizden sorumlu tutulacak mıyız?” diye sorduğunda, Peygamber Efendimiz (sallalahu aleyhi ve sellem)
Allah iyiliğini versin ey İbn Cebel!İnsanları yüzleri üstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin kazandığı günahtan başka ne olabilir? buyurdu.
(Tirmizi, İman, )

Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı düzgün olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kimse cennete giremez. (Ahmed,Müsned,3;198 )


Selâmet içinde kalmak isteyen, sükuttan ayrılmasın. (Tirmizi, Zühd, 60)

İbadetin en kolayını ve bedene en hafif gelenini size haber vereyim mi? O, susmak ve güzel ahlâktır.
(Süyûti, Câmiu’s-Sağîr,1131-1133)

Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun. (Buhari,Edebü’l Müfred, nr 102)

Dilini tut, sadece hayır söyle;çünkü ancak bu şekilde şeytana galip gelebilirsin. (Ahmed, Müsned,3;72)

Bir mümini, çoğunlukla sükût eder ve vakarlı olarak görürseniz, ona yaklaşın; çünkü ona hikmet verilmiştir. (İbn Mâce, Zühd, 1)

İnsanlar üç sınıftır. Kârlı olanlar, selâmette olanlar, günahkârlar. Kârlı olan, Allah’I (celle celaluhu) zikreden kimsedir. Selâmette olan, sükût edendir. Günahkâr da, bâtıl ve boş işlere dalandır. (Taberâni, el-Mu’cemü’l-Kebîr, 17/303)

Çok konuşanın hatası çok olur. Hatası çok olanın günahları çok olur. Günahları çok olana da cehennem daha lâyık olur.
(Ebû Nuaym, Hilyetü’l Evliyâ, 3/74)

pr_01_1194_max.jpg


Büyüklerin Sözleri

Ebû Bekir-I Sıddîk (r.a) ağzının içine taş koyardı. Böylelikle kendisini konuşmaktan menederdi ve diline işaret ederek şöyle derdi:
“Beni tehlikeli yerlere atan işte budur.”

Abdullah b. Mesud (r.a.) demiştir ki: “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a (Celle celaluhu yemin ederim ki, uzun müddet hapsedilmeye dilden daha fazla lâyık hiçbir nesne yoktur.”

Tâvûs (r.a.)şöyle der: “Dilim, yırtıcı canavar gibi tehlikelidir; eğer onu serbest bırakırsam önce beni parçalar.”

Hasan-ı Basrî (r.a) “Dilini muhafaza etmeyen, dinini idrak edemez/hakikatini bilemez” demiştir.

Yunus b. Ubeyd, “Ben, dilini korumada dikkatli olan herkesin, diğer amellerini korumada da öyle dikkatli davrandığını gördüm.” demiştir.


Dilin insanın karşısına çıkarabileceği çeşitli afetler vardır. Bunlar:

Birinci Âfet: MÂLÂYÂNİ KONUŞMAK

A- Hadisler

Mâlâyâniyi (kendisine bir fayda vermeyen söz ve işleri) terketmek, kişinin müslümanlığının güzelliğindendir. (Tirmizi, Zühd;11)

Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (sallalahu aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kişi vefat etti bu arada bir adam o kimse için Cennetle sevin bakalım”dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Biliyor musun? Belki de bu kimse kendisini ilgilendirmeyen bir konuda lüzumsuz sözler sarfetmiş veya kendisine faydası olacak konularda harcamamış ve cimrilik etmiştir.” (Tirmizi, Zühd;11)

B- Büyüklerin Sözleri

Lokman Hekim’e, “Senin hikmetin nedir?” diye sorulunca, şöyle buyurdu: “Ben yapmam gerekmeyen şeyi sormam. Beni ilgilendirmeyen şeyin de peşine düşmem.” (Ahmed,Zühd,nr:106)

Müverrik el-Acelî (radıyalahu anhu) şöyle der: “Bir şey var ki, ben yirmi senedir ona ulaşmak istiyorum. Daha ele geçiremedim, ama vazgeçecek de değilim.” Kendisine, “O ulaşmak istediğin nedir?” diye sordular. “Beni ilgilendirmeyen fuzulî şeyleri konuşmamaktır” dedi. (Ahmed, Zühd, s. 305)
İkinci Âfet: FUZÛLÎ KONUŞMAK

Ayet, Hadis ve Büyüklerin Sözleri

Onların gizli konuşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen kimsenin konuşması müstesnadır. (Nisâ, 54)

Fazla ve gereksiz sözden dilini tutana ve elindeki fazla malını infak edene müjde olsun.
(Hadis-i şerif, İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.43)

Hasan-ı Basrî : Çok konuşanın yalanı çok olur. Malı çok olanın günahı çok olur. Kötü ahlâklı olana ise azap edilir.
(Zebîdî, İthaf, 9/163)

Amr b. Dînâr anlatır: “Bir adam Resûlullah’ın (s.a.v) yanında çok konuştu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sallu aleyhi ve sellem)) ona, “Dilinin önünde kaç tane perde var?” diye sordu; adam , “İki dudağım ve dişlerim vardır” dedi. Resûl-I Ekrem Efendimiz (sallalahu aleyhi ve sellem), “Bunların içerisinde fazla sözlerini çevirecek hiçbir şey bulunmadı mı?” buyurdu.
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.93)

Ömer b. Abdulaziz (radıyAllahu) der ki: “Gerçekten, beni çok konuşmaktan meneden şey, övünmek korkusudur.
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.96)

Hikmet ehlinden biri der ki: “Bir adamın bir mecliste konuşmak nefsinin hoşuna gidiyorsa sussun. Eğer susmuşsa ve susmak nefsinin hoşuna gidiyorsa konuşsun (nefsine muhalefet ederek hakkı söylesin)
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.97)

İbn Ömer (r.a)) şöyle demiştir: “Kişinin, en fazla temizlemesi gerekli şey dilidir.”
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.99)

Ebü’d-Derdâ (r.a.)) sert ve keskin dilli bir kadın görünce, “Şayet bu kadın dilsiz olsaydı onun için daha hayırlı olurdu” dedi.
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.100)

İbrahim en-Nehaî (r.a.) der ki: “İnsanları iki şey helâk olur. Bunlar da fazla mal ve fazla konuşmaktır.”
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.103)

Dördüncü Âfet: MÜNAKAŞA VE MÜCADELE

Hadisler

Kardeşinle münakaşa etme! Onunla alay etme! Ona, yerine getiremeyeceğin vaadde bulunma! (Tirmizi, Birr, 5)

Münakaşayı bırakın. Zira onunla konuşulan şeyin hikmeti anlaşılmaz ve fitnesinden de emin olunmaz. (Taberâni, İbn Ebü’d-Dünya, Kitabü’s-Samt)

Haklı olduğu halde münakaşayı terkedene, cennetin en yüksek yerinde ev inşa edilir. Haklı oldmadığı halde münakaşayı terkedene, cennetin ortasında ev inşa edilir. (Tirmizi, Birr, 5)

Ümmü Seleme (r.a), Peygamber Efendimizin (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: “Rabbimin putlara tapmak ve içkiden sonra bana yasakladığı ilk şey, insanlarla çekişmeye girip münakaşa etmektir.” (İbn Ebü’d-Dünya, Kitabü’s-Samt, nr.134)

Bil ki kul haklı bile olsa münakaşayı terketmediği müddetçe imanın hakikatini tadamaz. (Ahmed, Zühd, nr. 366)

Her mücadelenin kefareti iki rekat namaz kılmaktır. (Teberâni, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

Büyüklerin Sözleri

Müslim b. Yesâr (r.a.)) anlatır: “Münakaşadan sakının. Zira münakaşa ânı, âlimin cahillik ettiği vaktidir. O vakitte şeytan, âlimin doğru yoldan sapmasını arzular.
(Ahmed, Zühd, s. 251)

Bilâl b. Sa’d (r.a.) demiştir ki: “Br kişiyi konuşmasında inatçı, mücadeleci ve kendi görüşünü beğenmiş olarak gördüğün zaman bil ki o tam bir zarara uğramıştır.”

Ebû-d Derda (r.a) der ki: “Münakaşayı bırakmaman sana günah olarak yeter.”

Beşinci Âfet : Düşmanlık

Hz. Âişe (radıyalahu anha), Resûlullah Efendimiz'in (sallAllahu alehi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Şüphesiz Allah katında insanların en sevimsizi, mücadelesinde inatlaşaan kimsedir"

Altıncı Âfet : Yapmacık Konuşmak

Resûlullah (sallAllahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Benim için en sevimsiz olanınız ve meclisimden en uzak olanınız, çok konuşup gevezelik yapan, ağzını sağa ve sola bükerek yapmacık konuşan kimselerdir"

Yedinci Âfet : Sövmek ve Çirkin Sözler Söylemek

Resûlullah Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
"Mümin kötülemez, lânet etmez, kötü ve çirkin konuşmaz.."

Sekizinci Âfet : Lânet Etmek

Peygamber Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
Allah'ın lâneti, O'nun gazabı ve cehennemle, birbirinize lânet okumayın."

Dokuzuncu Âfet : Şarkı ve Şiir

Onuncu Âfet : Mizah / Şaka

Peygamber Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kardeşinle çekişme ve ona sevmediği şakaları yapma."

On birinci Âfet : Alay Etmek

Yüce Allah Hucurât suresinde başkasını alaya alanları şöyle ikaz etmiştir:
"Belki de alaya alınan kimseler, o alay edenlerden daha hayırlıdır"

On ikinci Âfet : Sırrı Yaymak

On üçüncü Âfet : Yalan Yere Söz Vermek

On dördüncü Âfet : Yalan Konuşmak ve Yalan Yere Söz Vermek

On beşinci Âfet : Gıybet Etmek

On altıncı Âfet : Söz Taşıma / Kovuculuk

On yedinci Âfet : İkiyüzlülük

On sekizinci Âfet : Övmek

On dokuzuncu Âfet : Konuşulan Sözdeki Gizli Hataların Farkında Olmamak

Yirminci Âfet : Halkın Yersiz Soruları
 
Üst