Deprem Tesadüf mü Allah'ın Takdiri mi?

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Depremlerin nasıl meydana geldiği konusunda genel anlamda iki görüş hâkimdir. Kimileri; “Depremler tesadüfen meydana geliyor.” derken, kimileri de “Allah (c.c.)’ın takdiri ile olmaktadır.” diye söylemektedir. Bu iki görüşün sonuçlarınıartı ve eksileri ile değerlendirir misiniz.

Bir olayın tesadüfen meydana gelmesi demek, önceden hesaplanmamış, gelişigüzel, bilinçsizce oluşması demektir. Böyle bir yaklaşım ise insanın içine ürperti ve korku salmaktan başka bir fayda veremez. Şoförsüz bir otobüs veya pilotsuz bir uçakla seyahat ettiğinizi düşün. Yüreğiniz ağzınıza gelmez mi? Bir an önce inmek istemez misiniz?

Dünyamız bir uçaktan daha hızlı hareket etmektedir. Tesadüfen ve başıboş hareket ediyor diyenlerin ödü patlamalı değil mi? Ödleri patlamamasıgösteriyor ki, nefi sleri kabul etmese de, vicdanları Allah’ın varlığını kabul ediyor ki, rahat yaşıyorlar. Çünkü ne zaman nereye çarpacağı ve nereye gideceği belli olmayan bir gezegen üzerinde başka türlü nasıl rahat edilebilir?

Dünyamızın şimdiye kadar yörüngesinden bir santim sapmaması, güneşin doğmasında ve batmasında bir saniye gecikmemesi gösteriyor ki, bu işler tesadüfen değil, sonsuz bir ilim ve kudret tarafından idare ediliyor.

Tesadüfî şeylerde dü zen, nizam ve intizam, uyum beklenemez. Karmaşa ve düzensizlik hâkim olur. Bu gözle, âleme ve yaratılanlara bir bakalım, nerede bir düzensizlik vardır? Her şey ince hesaplarla yerli yerine konmuş ve işlemeye devam ediyor. Bir saniye kontrol elden bırakılsa, her şey darmadağın olur.

Depremler tesadüfen meydana geliyor.” diyenler, hiçbir ders çıkaramayacakları gibi, teselli bulmaları da mümkün değildir. Tesadüfen, şuursuz tabiat tarafından meydana gelen bir olayda, herhangi bir amaç ve gaye beklenemez. Dolayısı ile bir ders de çıkarılamaz. Ayrıca ölenler ölmüştür, zayi olan mallar da yitirilmiştir. Yapılacak hiçbir şey yoktur.

Fakat “Bu depremler, Allah tarafından kontrollü bir şekilde belli gaye ve hikmetlerle takdir edilmiştir. Bizlere ya bir uyarı ya da bir ders vardır.” diyenler, kendilerini gözden geçirme fırsatı bulurlar. Ayrıca hayatını kaybedenler şehit ve giden mallar da sadaka hükmüne geçmiştir. Bundan daha büyük bir teselli olabilir mi?

Not: Bu çalışma Bediüzzaman Said Nursi’nin “Sözler”adlı kitabının “On Dördüncü Söz” Risalesinde geçen deprem konusundan yararlanılarak hazırlanmıştır. (SUFFA VAKFI)
 
Üst