Dâd:
f. Adâlet. Hak, doğruluk.
* İnsaf.
* Vergi, ihsan, atiyye.
* Ömür.
* Sızlanma. (Adâletle dâd arasında fark vardır; adâlet, binefsihi adâlet edip zulmetmemektir. Dâd ise, başkasının zulmünü def ve izâle eylemektir. L.R.)
Dâd-hak:
Hak vergisi, Cenab-ı Hakk'ın lütf u ihsanı.
Dâd-ı Hak râ kabiliyyet şart nist:
Cenab-ı Hakk'ın lütf u ihsanında kabiliyyet şart değildir.
Dâd u sited:
Alış veriş.
Dadgâh:
Adliye. Hak yeri, adâlet yeri.
Dadhâh:
f. Adalet isteyen.
K:Yeni Lûgat
f. Adâlet. Hak, doğruluk.
* İnsaf.
* Vergi, ihsan, atiyye.
* Ömür.
* Sızlanma. (Adâletle dâd arasında fark vardır; adâlet, binefsihi adâlet edip zulmetmemektir. Dâd ise, başkasının zulmünü def ve izâle eylemektir. L.R.)
Dâd-hak:
Hak vergisi, Cenab-ı Hakk'ın lütf u ihsanı.
Dâd-ı Hak râ kabiliyyet şart nist:
Cenab-ı Hakk'ın lütf u ihsanında kabiliyyet şart değildir.
Dâd u sited:
Alış veriş.
Dadgâh:
Adliye. Hak yeri, adâlet yeri.
Dadhâh:
f. Adalet isteyen.
K:Yeni Lûgat