Hz. Âdem’in oğlu Şit’e Beş Tavsiyesi
Ahlak kitapları, Hz. Âdem’in vefatından önce oğlu Şit’e ve dolayısıyla insanlığa beş maddelik vasiyette bulunduğunu yazarlar. Peygamberlerin vasiyetleri her halde maddi olmaz, manevi olur. Manevi vasiyetleri tavsiye niteliğindedir. İbret ve dersleri kapsayan öğütler şunlardır:
“Ey Şit! Oğullarına şunları söyle:
1. Dünyadan ayrılmayacaklarmış gibi bakmasınlar. Buradan bir gün göçüp gideceklerini düşünsünler. Zira ben de cennetten ayrılmayacakmış gibi baktım da, sonunda olan oldu bana.
2. İnsanlara söyle, hanımlarının sözünü hakikatin ta kendisi sanıp, hemen kabul etmesinler. Hemen düşünüp isabet derecesini incelesinler. Zira ben hanımımın sözünü düşünmeden kabul ettiğim için yasak ağacın meyvesinden yedim, sonunda da uzun pişmanlığa maruz kaldım.
3. Oğulların yapacakları işin sonunu düşünsünler. Eğer ben yasak ağacın meyvesinden yerken bu işin sonunu düşünseydim başıma bunlar gelmeyecekti.
4. Bir işe başlarken içinde o işe ait bir endişe ve isteksizlik olursa, tekrar bir daha düşünüp yeniden incelesinler. Şayet ben yasak ağaçtan yiyeceğim sırada içimdeki endişe ve isteksizlik üzerinde durup, kararımı yeniden gözden geçirseydim, sonunda bu pişmanlığa düşmeyecek, zelleye maruz kalmayacaktım.
5. Doğruluk ve isabet derecesini kesin olarak bilemedikleri işlerde de istişare etsinler. Dürüstlüğüne inandıkları kimselerle yaptıkları istişare sonucunda aldıkları karara göre hareket etsinler. Eğer ben meleklerle istişare edip, işimin sonunu onlarla müzakereden sonra karara bağlasaydım, başıma gelenlere müstehak olmayacak, musibetlere maruz kalmayacaktım.”
Bunlar Hz. Âdem (as) in oğlu Şit (as) a dolayısıyla biz insanlara yaptığı tavsiyelerdir. İlk insanla son insan arasında fıtrat
değişikliği olmadığına göre, bu öğütlere bütün insanlığın ihtiyacı vardır ve devam etmektedir.
Ahlak kitapları, Hz. Âdem’in vefatından önce oğlu Şit’e ve dolayısıyla insanlığa beş maddelik vasiyette bulunduğunu yazarlar. Peygamberlerin vasiyetleri her halde maddi olmaz, manevi olur. Manevi vasiyetleri tavsiye niteliğindedir. İbret ve dersleri kapsayan öğütler şunlardır:
“Ey Şit! Oğullarına şunları söyle:
1. Dünyadan ayrılmayacaklarmış gibi bakmasınlar. Buradan bir gün göçüp gideceklerini düşünsünler. Zira ben de cennetten ayrılmayacakmış gibi baktım da, sonunda olan oldu bana.
2. İnsanlara söyle, hanımlarının sözünü hakikatin ta kendisi sanıp, hemen kabul etmesinler. Hemen düşünüp isabet derecesini incelesinler. Zira ben hanımımın sözünü düşünmeden kabul ettiğim için yasak ağacın meyvesinden yedim, sonunda da uzun pişmanlığa maruz kaldım.
3. Oğulların yapacakları işin sonunu düşünsünler. Eğer ben yasak ağacın meyvesinden yerken bu işin sonunu düşünseydim başıma bunlar gelmeyecekti.
4. Bir işe başlarken içinde o işe ait bir endişe ve isteksizlik olursa, tekrar bir daha düşünüp yeniden incelesinler. Şayet ben yasak ağaçtan yiyeceğim sırada içimdeki endişe ve isteksizlik üzerinde durup, kararımı yeniden gözden geçirseydim, sonunda bu pişmanlığa düşmeyecek, zelleye maruz kalmayacaktım.
5. Doğruluk ve isabet derecesini kesin olarak bilemedikleri işlerde de istişare etsinler. Dürüstlüğüne inandıkları kimselerle yaptıkları istişare sonucunda aldıkları karara göre hareket etsinler. Eğer ben meleklerle istişare edip, işimin sonunu onlarla müzakereden sonra karara bağlasaydım, başıma gelenlere müstehak olmayacak, musibetlere maruz kalmayacaktım.”
Bunlar Hz. Âdem (as) in oğlu Şit (as) a dolayısıyla biz insanlara yaptığı tavsiyelerdir. İlk insanla son insan arasında fıtrat
değişikliği olmadığına göre, bu öğütlere bütün insanlığın ihtiyacı vardır ve devam etmektedir.