bebeklerde hepatit b virüsü

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Gelişmekte olan ülkelerde Hepatit B Virüs (HBV) enfeksiyonu çoğunlukla bebeklik veya çocukluk döneminde görülmektedir.


Günümüzde 400 milyon insanın HBV taşıyıcısı olduğu bilinmektedir. Taşıyıcılık oranı toplumlara göre değişmektedir. Ülkemizde taşıyıcılık oranının %3.2 olduğu bulunmuştur. Hepatit B enfeksiyonunda kronikleşme oranının yenidoğanda %95, bir yaştan küçük çocuklarda %80, 1-5 yaş arasında %30-50, 5-10 yaş arasında ise %10 olduğu vurgulanmaktadır.

HBV’ünün anneden bebeğe perinatal geçişi ilk kez 1954 yılında bildirilmiştir. Özellikle gebeliğin üçüncü trimestrinde akut hepatit geçiren annelerin çocuklarında ve nadiren hepatitis B yüzey antijeni(HBsAg) pozitif asemptomatik taşıyıcı annelerin çocuklarında konjenital geçiş olabilmektedir. HBsAg pozitif annelerin çocuklarını enfekte etme riski yüksektir. Hepatit B enfeksiyonunun anneden bebeğe perinatal geçişinde "e" antijeninin pozitifliği de önemlidir (HBeAg). Perinatal dönemde anne HBsAg pozitif, HBeAg negatif veya antiHBe pozitif ise bebeğin perinatal dönemde enfekte olma riski %10-20’dir. Annede HBsAg ve HBeAg pozitif ise bebeklerin %80-90'ı enfekte olmakta ve enfekte olan bebeklerin %90'ı HBsAg pozitif kronik taşıyıcı olabilmektedir.

Anneden çocuğa enfeksiyonun üç farklı yoldan geçtiği düşülmektedir:
1-Gebeliğin sonlarında veya doğum esnasında virüs plasentadaki bir defektten geçebilmektedir.
2-Amniotik sıvı veya annenin kanının bebek tarafından yutulması.
3-Anne sütü (özellikle annenin meme başındaki çatlaklar önemlidir).

Uterusta enfeksiyon nadiren gelişir. Enfeksiyon doğumda veya yaşamın ilk iki yılında anneden bebeğe sıklıkla vertikal geçiş göstererek geçmektedir. HBsAg pozitif anneden doğan bebeklerin kord kanında antijenin bulunuşu uterustaki aktif enfeksiyonu göstermez. Antenatal ve perinatal enfeksiyonu ayırt etmek güç olmaktadır. HBsAg’nin düşük titreleri genellikle geçici, pasif maternal antijenemiyi, 20 mlU/ml büyük değerler ise enfeksiyonun vertikal geçişini göstermektedir.

Anne sütü virüsün bulaşımında nadiren rol oynamaktadır. Taşıyıcı annelerin %71’inin sütlerinde antijenin pozitif olduğu bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda anne sütü ve mama ile beslenen bebekler arasına HBsAg ve anti-HBs sıklığı bakımından fark bulunmamıştır. HBsAg pozitif, HBeAg negatif annelerin sütleri ile beslenen aşılı bebeklerde ilave riskin olmadığı vurgulanmaktadır. Gebeliği sırasında hepatit B enfeksiyonu geçiren anneler, HBsAg taşıyıcı olarak bilinen annelerin çocukları ve neonatal hepatitli bütün yenidoğanlar hepatit B virus enfeksiyonu yönünden değerlendirilmektedir.

Kord kanının test için güvenilir olmadığı, annenin serumu ile enfekte olarak yalancı pozitif reaksiyona neden olduğu bildirilmektedir. Yenidoğan bebeğin serumu alınarak hepatit B enfeksiyonu yönünden incelenmelidir. Günümüzde HBV’nün anneden çocuğa geçiş riskinin primer olarak taşıyıcı annenin serumunda bulunan HBVDNA’sı ile ilgili olduğu vurgulanmaktadır. Doğumda anne ve çocuğun HBVDNA değerlendirilmesi ile enfeksiyonun perinatal veya postnatal geçişine karar verilerek aşı sonuçlarının değerlendirilmesi önerilmektedir.

Bebeğin enfeksiyon riskinin yüksek olması korunmada yoğun çalışmaların yapılmasına neden olmuştur. Hepatit B immun globolin (HBIG) ve hepatit B aşının birlikte uygulanması önerilmektedir. HBsAg pozitif anneler ve çocukları için aşağıdaki şemanın uygulanması tavsiye edilmektedir.

1-Antijen pozitif anneden doğan çocuklara doğumu takip eden ilk saatlerde 0,5 ml HBIG i.m. verilmelidir.
2-Doğumda veya ilk hafta içinde 0,5 ml (10 ug) hepatit B aşısı yapılmalı. İlk dozdan bir ay sonra ikinci doz verilmelidir.
3-Bebek altı aylık olunca, HBV enfeksiyonu yönünden serumu incelenmelidir.
a-Eğer HBsAg pozitif ise, ilave tedaviye ihtiyaç yoktur.
b-HBsAg negatif, anti HBS negatif ise bebeğe 0,5 ml (10 ug) hepatit B aşısı i.m. yoldan verilmelidir.
4-Bebek 12 ila 15 aylık olunca HBsAg, anti-HBS durumu değerlendirilmelidir. HBsAg’nin pozitif olması tedavinin başarısızlığını, HBsAg’nin negatif ve anti-HBs yalnız başına veya anti-HBc ile birlikte oluşu tedavinin başarısını göstermektedir.

Hepatit B enfeksiyonun yenidoğan döneminde tanımlanması ve tedavisi, istenmeyen yan etkileri önlenmesi yönünden önem kazanmaktadır. Etkili ve güvenilir hepatit B aşılarının uygulanmaya girmesi ile birlikte bu sorunda önemli aşamalar kaydedilmiştir
 
Üst