Aydın'ın Ünlü Camileri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
SÜLEYMAN BEY CAMİSİ (MERKEZ)

İstasyon binası yakınında bulunan ve Süleyman Bey Camisi, klâsik Osmanlı üslubunda yapılmıştır. Süleyman Bey’in vakfiyesinden, Üveyz Paşazade Mehmet Bey’in torunu ve Cezayir Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın oğlu Süleyman Bey tarafından 1683 yılında yaptırıldığı öğrenilmiştir.

Mimar Sinan’ın kalfalarından biri tarafından inşa edildiği sanılan bu cami, bir avlu içerisinde kare plânlı, kesme taştan ve tek kubbeli bir yapıdır. Kubbesi iki kademeli beden duvarları üzerinde 16 köşeli bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Camiyi aydınlatan pencereler duvarlarda ve kasnakta yer almaktadır. Dışarıdan dar bir merdivenle kadınlar mahfiline çıkılır. Kubbe içerisindeki bezemeler XVII.yüzyıl üslubuna göre yenilenmiştir. Kesme taştan yapılmış mihrabı sade olup, mermerden yapılmış minberin merdiven altı işlemelidir. Tek şerefeli minaresinin gövdesi çok kenarlıdır. Caminin minaresi 1899 depreminde yıkılmış, şerefeden yukarı kısımları yenilenmiştir. Ancak bu yenilenme orijinal durumundan çok uzaktır. Yunan işgali sırasında tahribata uğrayan minare 1954-1956 yıllarında cami ile birlikte onarılmış ve orijinal durumuna getirilmeye çalışılmıştır.




ÜVEYS PAŞA CAMİSİ (MERKEZ)

Aydın’ın en eski camisi olan Üveys Paşa Camisi, Kadı Muhiddin Efendi’nin oğlu Mısır Beylerbeyi Üveys Paşa tarafından 1568 yılında yaptırılmıştır. Üveys Paşa, Başdefterdarlık ile Budin ve Mısır Beylerbeyliklerinde bulunmuştur.

Avlu içerisinde kare planlı tek kubbeli küçük bir camidir. Yüksek kasnak üzerine oturan kubbesi kiremit kaplıdır. Dört sütunlu son cemaat yeri kirpi saçaklıklı üç kubbecik ile örtülmüştür. Giriş kapısı üzerinde yazıtı bulunmaktadır. Mihrap ve minberinde dikkati çeken bir bezeme olmayıp sadedir. Büyük olasılıkla caminin yandığı sırasında içerisindeki bezemelerle birlikte tahrip olmuştur.Cami 1899 depreminde yıkılmış, yeniden yapılmış, Yunan işgali sırasında yakıldığından 1947-1948 yıllarında onarılarak bugünkü durumuna getirilmiştir.




RAMAZAN PAŞA CAMİSİ (MERKEZ)

Aydın Çarşısı içerisindeki Ramazan Paşa Camisini 1595’te Üveys Paşa’nın kardeşi Ramazan Paşa yaptırılmıştır. Cami 1899 depreminde tamamen yıkılmıştır. Günümüze ulaşan camiyi Sökeli Halil Paşa yaptırmış, orijinalliğinden uzaklaşan camide karmaşık bir üslup görülmektedir.Burada Avrupa mimarisinden yararlanılmak istenmişse de bunda başarılı olunamamıştır.

Cami, kare planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. Kubbe kasnağındaki yuvarlak pencereler barok kıvrımlarla çevrelenmiştir. Ahşap giriş kapısı, oyma işleri ile bezenmiştir. Yapının üzeri büyük bir kubbe ile örtülmüştür. İçerisini barok üslubu anımsatan on uzun pencere ve su damlacığı şeklindeki küçük pencereler aydınlatmaktadır. Alçı kabartmalar, renkli cam işçiliği ve ağaç oymacılığı bakımından süslemeleri önemlidir. Caminin iç bezemesi bütünüyle barok üsluptadır.

Kurtuluş Savaşı sırasında 22 Mayıs1919’da direniş toplantısı bu cami içerisinde yapılmıştır.





İLYAS BEY CAMİSİ (SÖKE)

Söke’de Miletos’un yanındaki Balat Köyü’ndedir. Menteşoğullarından İlyas Bey tarafından 1404 yıllarında yaptırılmıştır.Cuma Camisi ismiyle tanınan bu caminin yapımında Miletos antik kentinin mermer blok taşlarından yararlanılmıştır. Bu yüzden de caminin içerisi ve dışı düzgün mermer bloklarla kaplanmıştır. Kare planlı caminin kuzeydeki mermer, taş işçiliği yönünden önemli sivri kemerli kapısı üzerinde h.806 (1403) tarihli üç satırlı yazıtı bulunmaktadır.

İbadet mekânını öreten kubbesi sekizgen bir kasnak üzerinde 14 m. Çapında olup, üzeri kiremitle örtülüdür. İçerisi her duvarda iki sıra halinde dörder pencere ile aydınlatılmıştır. Doğu duvarındaki ilk sırada bulunan pencerelerin üzerine çini kakmalı ayetler işlenmiştir. İkinci sıradaki pencereler ise geometrik desenli vitraylarla kaplıdır. Caminin 5.20x7.35 m. Ölçüsündeki mermer mihrabı geometrik desenlerle bezenmiş olup, çağının en güzel örneğidir.

Caminin karşısındaki dört köşeli 1404 tarihli kubbeli türbe İlyas Bey’e aittir. Menteşeoğulları döneminden kalan medrese ve imaret harap durumda olup, bunlardan iki katlı medrese bir avlu etrafında tonoz üst örtülü odalardan meydana gelmiştir.





CİHANOĞLU CAMİSİ (MERKEZ)

Aydın, Köprübaşı Mahallesi’ndedir. Müderris Cihanoğlu Abdülaziz tarafından 1756 yılında yaptırılmıştır. Moloz taş ve tuğla karışımı olan cami, 9.50x9.50 m. Boyutunda kare planlıdır. XVIII.yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı mimarisine egemen olan barok üslubunda yapılmıştır. Bu özellikler sütunlarda, kabartma motiflerinde ve mimarisinde tümüyle yansımıştır. Camiye 15 basamaklı bir merdivenle çıkılır. Son cemaat yeri dört yuvarlak sütun üzerine oturtulan üç kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısının etrafı mermer sövelerle sınırlandırılmıştır. Bu kapının üzerinde h.1170 (1756) tarihli yapım kitabesi bulunmaktadır:

Her kim bu camiyi kılmış, binası müstedam olsun
İlâhi ruzu mahşerde şefi-i Mustafa olsun
Sahibül hayrat velhasenat el hac Abdülaziz Efendi
1170.

İbadet mekanı üç sıra pencere ile aydınlatılmıştır. İçerisi barok üslupta madalyon ve çiçek motifleri ile bezenmiştir. Bunların arasında hayvansal motiflere de rastlanır.

Yüksek bir kaide üzerine oturtulan caminin altı çarşı olarak kullanılmıştır. Yanında bulunan medresesi 1954 yılında onarılmış ve Vakıflar Öğrenci Yurdu haline getirilmiştir. Mihrap duvarının önünde kare planlı kubbeli Cihanoğlu’nun türbesi yer almaktadır.

I.Dünya Savaşı sırasında depo olarak kullanılmış, Yunan işgali sırasında zarar görmüş, 1950 ve 1967 yıllarında onarılmıştır.




AHMET GAZİ PAŞA CAMİSİ (ÇİNE)

Çine’nin 8 km. güneyinde, Yunan işgalinden sonra terk edilen Eski Çine’dedir. Menteşeoğlu İbrahim Bey’in oğlu Gazi Ahmet Bey tarafından 1308’de yaptırılmıştır. Caminin yarısı kesme blok taş, yarısı da moloz taştan yapılmıştır. İbadet mekanı 19.50x19.50 m. Ölçüsünde kare planlıdır. Camiye doğu ve kuzey yönlerindeki, çevresi motifli iki kapı ile girilmektedir. İbadet mekânı on iki kenarlı bir kasnağa oturan, kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Pencere kenarlarında Bizans döneminden kalma mimari parçalarından yararlanılmıştır. Mihrap bezeme yönünden ileri düzeydedir. Minberi ise Osmanlı ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden birini sergileyen oyma ve motiflerle bezelidir.

Caminin bahçesinde Ahi İbrahim’in türbesi bulunmaktadır.





KESTANE PAZARI CAMİSİ (NAZİLLİ)


Nazilli kestane Pazarı’nda oluşundan ötürü, Kestane Pazarı Camisi ismiyle tanınmıştır. Camiyi 1900 yılında Demir Hacı Ali, Hacı İsmail ve Hacı Ethem isimli kişiler yaptırmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında yanmıştır. Sonraki yıllarda yenilenen cami, moloz ve taş duvardan olup, ahşap tavanlıdır. Cami fevkâni olup, alt katında dükkanlar, üstünde de ibadet yeri bulunmaktadır. Üst kata caminin içerisindeki ahşap bir merdivenle çıkılır. İkinci katta son cemaat yeri olarak kullanılan mekanda devşirme sütun başlıkları ters olarak yerleştirilmiş ve sütun kaideleri olarak kullanılmıştır. Üst katta üç kemer biçiminde eğimli çatının oluşturduğu üçgen bir alınlık dikkati çeker. Caminin içerisi son derece sade olup, mihrap ve minberi yenidir. Minaresi camiden ayrı ve 1951’de Hacı Ramazan Efendi tarafından yaptırılmıştır
 
Üst