Anam babam üzerine yemin ederim sözü yemin sayılır mı ve keffaret gerekir mi?

İslami Sorular

KF Ailesinden
Özel Üye
Böyle bir ifade yemin sayılmayacağı için keffaret ödemek de gerekmez.

Günlük hayatımızda çoğumuz, herhangi bir hususta söylediğimiz söze kuvvet vermek, ya da inanmakta tereddüt gösteren muhâtabımızı ikna etmek için yemin ederiz.

Bir Müslümanın ister sözüne kuvvet vermek, isterse muhâtabını inandırmak için olsun yemin etmesinde mahzur yoktur.

Nitekim Cenab-ı Hak da Kur’ân’ın birçok yerinde yemin etmiştir. Meselâ bunlardan birisi şu meâldedir:
“Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz, onların yerine daha iyilerini getirmeye kadiriz ve kimse önümüze geçemez.”1​
Diğer taraftan Peygamber Efendimiz de (a.s.m.) birçok defa birşey söyleyeceği zaman sözüne, “Muhammed’in hayatı kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki,” “Kalpleri değiştiren Allah’a yemin ederim ki”diyerek başlamıştır.

Bunlarla birlikte bir Müslüman yemin ederken bazı hususları gözönünde bulundurması gerekir. Tâ ki, bir hatâya düşmesin, vebal altına girmesin.

Yemin sâdece Allah adına yapılır. Meselâ “Vallahi, Billahi, Tallahi” gibi. Veya “Rahman’a yemin olsun, Rahim’e yemin olsun” şeklinde. Ya da “Kudret-i İlâhiyeye,” “İzzet-i İlâhiyeye yemin olsun” gibi.
Başkaları adına, meselâ Peygamberimize (a.s.m.) ve Kâbe’ye yemin edilemez. Yine, “Babamın başı için, çocuğumun başı için,” “Oğlumun ölüsünü göreyim” şeklinde yaratılmış birinin başına veya hayatına yemin etmek de câiz değildir.

Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir hadislerinde bu gerçeği şöyle beyan buyururlar:
“Babalarınıza, annelerinize ve putlara yemin etmeyiniz. Allah’tan başkasına yemin etmeyin, Allah’a da ancak yemininizde doğru olduğunuz zaman yemin ediniz.”2​
Diğer taraftan, “Yemin ederim, şehadet ederim, Cenab-ı Hak ile ahdolsun, üzerime yemin olsun, üzerime ahdolsun” gibi sözler de birer yemin sayılır.

Ayrıca, “Şu yemeği yemek benim için haram olsun” şeklinde helâli haram kılmak da yemin sayılır.
Bir kimse, “Şöyle yaparsam kâfir olayım,” “Yahudi veya Hıristiyan olayım,” “Allah’ın kulu, Peygamberin ümmeti olmayayım,” “Allah ruhumu imansız olarak alsın” şeklinde yemin etse, bu şahsın niyetine bakılır. Şayet bunları sırf yemin olsun diye ve inancının iddiasına kuvvet vermek için söylemişse bu bir yemin olur. Fakat, bu sözü bununla kâfir olacağına inanarak söylemişse bu bir yemin olmaz. Bu şahıs tövbe ve istiğfar ile imanını ve -varsa- nikâhını yenilemesi gerekir. Zaten Peygamber Efendimizin (a.s.m.) nasıl yemin ettiğini bilen bir Müslüman bu şekilde uygunsuz yemin etmekten kaçınır.Bir kimse, “Şöyle yaparsam Cenab-ı Hakk'ın azabına uğrayayım veya lânetine uğrayayım,” “Hırsız ve zinâkâr olayım” dese, bununla yemin etmiş sayılmaz. Fakat, bu gibi sözler İslâm terbiyesine uymaz. Müslümanların böylesi sözlerden sakınmaları gerekir. Şâyet hatâ ile söylerse de tevbe ve istiğfar etmelidir.

Yine “Mushaf hakkı için, Kur’ân hakkı için filân işi yapmam.” dediği halde o işi yapan kimseye kefâret lâzım gelmez. Bu şahsın tövbe ve istiğfar etmesi gerekir. Ancak bir görüşe göre Kur’ân-ı Kerim, Cenab-ı Hakk'ın kelâmı olduğundan böyle bir yemin muteberdir. O halde ihtiyaten bu tür sözlerden de sakınmak icap etmektedir.

Diğer taraftan bazı yörelerimizde sözlerini kuvvetlendirmek maksadıyla söylenilen “Anam avradım olsun.”şeklindeki sözler de doğru değildir. Son derece çirkindir ve İslâm ahlâkına uygun düşmez.
Dipnotlar:

1 Meâric Sûresi, 40.
2 Ebû Dâvud, Eyman ve’n-Nüzur: 5.

(Mehmed Paksu, Aileye Özel Fetvalar)
 
Üst