Allah Ehaddır.(Görüntülü ve Sesli - Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye

Ehad
Allah Ehaddır.

Bir büyük evliya bu ismi şerifi tefsir töreni.

Allah Bir Tektir:

"De ki: Ey Allah bir tektir."
(İhlâs: 1).

"Bir tek" mânâsına gelen "Ehad" lâfzı, Zât-ı ilâhî'ye âit has bir sıfat olup, başka hiç kimse hakkında kullanılmaz. Çünkü Allah-u Teâlâ zâtında birdir ve her cihetten tektir. Hiçbir varlığa benzemez, hiçbir bilgi da benzemez. Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, asla misli ve benzeri yoktur. Birliğinin, tekliğinin delilleri yarattığı değişimlerde apaçık görülür.

Sıfatlarında birdir, hiçbir sıfatının benzeri başkasında yoktur. Mahlûkatta, bilhassa insanlarda O'nun sıfatlarının benzeri değil nişâneleri vardır. O nişânelerden Allah-u Teâlâ'nın ilâhî sıfatları sezilir ve iman yapılır.

Varlığının başlangıcı yoktur, nihayete ermez.

Fiillerinde birdir; yaratmakta, yarattıklarını idâre etmekte yardımcıya ihtiyacı yoktur.

İsim birlerindedir; Esmâ-i hüsnâ'sında hiçbir isimde hakiki mânâsıyla benzeri yoktur. Yegâne ve benzersizdir. Bu ise Tevhid'in kati ifâdesidir.

Allah-u Teâlâ olan "Seyyid" dir, şerefi en üstün olan "Şerif" tir, azameti en yüce olan "Azîm" dir, hilmi en mükemmel olan "Halîm" dir, ilmi izleme ve geleceği içine alan "Âlim" dir, hikmeti en yüce olan "Hakîm" dir. Her türlü şeref ve yücelikte mükemmelin kendisidir. O'ndan başkası için bu sıfatlar kullanılmaz.

Ulûhiyet ve ubûdiyet yalnız O'na mahsustur. Varlığına şâhit yine kendi değişiktir. O'nun kudretinin eseridir. Var olan ne ki varsa O'nunla var olmuştur.

Allah-u Teâlâ "Vâhid" sıfatı ile de muttasıftır. İlâhlıkta tektir, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur.

Nitekim bir Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır." (Bakara: 163)

Fakat insanların kendi uydurdukları bâtıl çoktur. Bunun içindir ki bir mümin "Lâ ilâhe illâllah" dediği zaman; onların hak olmadıklarını, ancak hak mâbud olarak Allah'ın var olduğunu ispat ve tasdik etmiş olmaktadır.

Müminin ilk görevi, O'nun kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan, tek ve ortaksız Allah bilmesi; O'nun Zât-ı akdes'ini zihinlerde tasavvur edilen, araçlarda hayal edilen onun şeyden tecridi yapması, uzak tutmasıdır.

Gerek yahudiler ve gerekse hıristiyanlar aslında "Tevhid ehli" olduğu halde, Allah-u Teâlâ'yı şânına lâyık olmayan noksan sıfatlardan, eksikliklerden uzak tutmadıkları için "Tenzih ehli" olamamışlardır. Kur'an-ı kerim Allah-u Teâlâ'yı bir bilmenin bu bakımdan yeterli olmadığını göstermek için O'nun eşi ve benzeri olmadığını, bir başkasını yönüyle Zât-ı akdes'ine mahsus bir birlik oldugunu ortaya koymuş, Allah-u Teâlâ'nın birliği inancına, O'nun bu yüceliği demek olan "Tenzih" vasfını eklemiştir.

Resulullah Aleyhisselâm'ın İslâm'a dâvet ettiği Arap müşrikleri de Allah'ın varlığına dalmışlardı, fakat putları O'na ortak koşarak okuyacaklardı. Bu ise makbul bir iman değildir. Tapılacak, ibadet yapılacak, kulluk elde edilecek, mabud tanınacak başka hiçbir mâbud yoktur, yalnız ilâhlık kendisinin hakkı olan Allah vardır.

Nitekim diğer bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurur: "Yoksa onların Allah'tan başka bir ilâhı mı var? Allah onların ortak koştukları şeylerden uzaktır." (Tûr: 43)

Allah-u Teâlâ müşriklerin söylediklerinden, iftiralarından ve şirk koşmalarından kerîm zâtını tenzih etmektedir.

Satın alınmıştır.

Allah bakımdan, durumdan, koşuldan, her zaman ve mekandna, geçmişten geleceğe, ezelen ve ebeden, sonsuza kadar tek ve birdir. Kendisine varis olunamayandır. O ise herşeye varis ve vekildir. Hiçbir eksiği, kusuru, hatası, yanılması olamayan pak, temiz olan Allah Alemlerden müstağni ve ganidir. Onu tüm noksanlıklardan tenzih ederiz. Tüm hamd ve övgüler zatınadır.
 
Üst