Ali Haydar Ahıskavi (K.S.) Hazretleri

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Ali Haydar Efendi, Çağımıza ışık tutan ve maneviyat dünyamızda çok derin iz bırakan Tasavvufbüyüklerinden Ali Haydar Efendi’nin (Kuddise sirrahu) Başlatmış olan irşad hizmeti, günümüzde tüm İnsanlığı aydınlatmaya devam ediyor. 1870 yılında Batu’mun Ahıska kazasında dünyayı şereflendiren Ali Haydar Efendi (K.S.) 20. yüzyılda maneviyat dünyamızı Aydınlatan en büyük tasavvuf âlimlerindendir. İki yaşında annesini, dört yaşında babasını kaybetti.

Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) ilk tahsiline Ahıska’da başlamıştır. Gençlik zamanlarında Erzurum’a yerleşen Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) Bakırcı Medresesi’nde derslerine devam etmiştir. Bakırcı Medresesi’ndeki eğitimini tamamlayan Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) 1901 yılında Fatih Cami’nin ünlü hocalarından Çarşambalı Hoca Ahmet Hamdi Efendi’den icazet almıştır. Hocasının derslerine devam ederken o dönemde kadı yetiştiren Medrese-i Kuzat’a giderek şahadetnamesini almıştır. 1902 yılında Fatih Camii’nde hocalık yaptıAli Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) Fatih Dersiamları arasında yerini aldı.
1914 yılında Fıkıh Müderrisliği’ne, 1915 yılında Şeyhulİslamlık’ta kurulan Telif Mesail Heyeti Reisliği’ne, 1916 yılında Huzur Dersleri Baş muhataplığı’na tayin edilmiştir.

Ali Haydar Efendi’nin İlmi
Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) derin ilim sahibi bir zattı. Ayrıca dört mezhebin fıkıh konularına hâkimdi ve her ilimde fetva verecek konumdaydı. Nakşibendî Tarikatı’nın Halidi koluna mensuptu. Şeyhi ise Bandırma’da yaşayan Mevlana Ali Rıza el-Bezzaz (Kuddise sirrahu) idi.

1919 yılında Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu)’nin postnişinliği bizzat Padişah tarafından tasdik edilmiştir. Dört padişah döneminde vazife yapmış olan ve özellikle Sultan 2. Abdulhamid Han’ın iltifatına mazhar olan Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu), cumhuriyet yıllarında da din eğitimi ve öğretimi ile meşgul olmuştur.Kuran’ı kerimin bazı ayetlerini tefsir etmiş, önemli olarak gördüğü notlarını kendi el yazısıyla Kuran-ı Kerim’in kenarlarına yazmıştır. Bu Kuran şu anda Mahmut Efendi Hazretleri’ndedir. Mahmut Efendi tarafından kaleme alınan “Ruh-ul’ Furkan” tefsirinde Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu)’nin bu notlarından da faydalanılmıştır.

Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu)’nin oğlu Halil Gürbüzlerin, babası hakkındaki güzel düşünceleriSahabe’den Günümüze ALLAH Dostları” adlı kitapta şöyle anlatılıyor: “Babam, kimseyle kötü olmamamızı söylerdi… Devamlı ilimle meşgul olurdu. Erzurum’dan Alvarlı Mehmet Efendi Hazretleri, Ramazan Sami Efendi Hazretleri sürekli ziyaretine gelirlerdi.Hasip Efendi Hazretleri ile Mehmet Zahid Kotku Hazretleri de gelirlerdi. Devrin bütün âlimleri ziyaretine gelir ve sohbet ederlerdi.”İbadete çok düşkün olan Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu), talebelerinin ve sevenlerinin ilmi yönden daima ileri derecede olmalarını ister, “soyumdan değil, yolumdan gelen benim evlatlarımdır” buyururdu.

Bandırma’da askerlik hizmetini yerine getirirken, bir rüyanın ardından sevk-i İlahi vesilesiyle Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) ile tanışan Mahmut Efendi Hazretleri istihareden sonra kendisine intisap etmiştir. Temel askerlik eğitimini tamamlayan Mahmut Efendi Hazretleri’nin en verimli yılları, İstanbul’daki askerlik hizmetine devam ettiği yıllar olmuştur.İstanbul’da kaldığı bu dönemde, şeyhinin sohbetlerine katılma imkânı bulan Mahmut Efendi Hazretleri askerlikten sonra memleketine gelir. Uzun bir süre Trabzon’da kalan Mahmut Efendi’nin yazmış olduğu uzun mektuba Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu)’nin şu cevabı, gerçekten dikkat çekicidir: “…

Mahmudum. Mektubunuzda selamlarını, muhabbetlerini yazdığınız zevatı kirama ve bilcümle İslam kardeşlerine selam dünya ve ahiret dualarımızı ve kendilerinden de hüsnü hatimemize dualarını talep ve temennamızı arz ve tebliğ buyurursanız.Kardeşim, yoldaşım. Gözümün nuru evladım. İman edip de iyi ameller yapanlar (yok mu?) çok esirgeyici olan (ALLAH) onlar için (gönüllerde) bir sevgi verecektir. (Meryem, 97) bir şey ki O’nun bir ikramı, ihsanı kabul ola. O’ndan daha âli ve kıymetli acaba ne olabilir?

Evladım Yusuf’um. Biliyorsunuz ki ellerim raşesi günden güne artmaktadır. Cevabı kendi yazınızla arzu ediyorum, yazınız beni gayrete getirdi. Bunu iki günde ara ara yazabildim. Hele çabuk gel de dil ile anlaşalım.”Askerlik görevini tamamlayan Mahmut Efendi Hazretleri İstanbul’a gelir. Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) ona “İsmail Ağa’ya imam olacaksın”buyurur. O sırada Mahmut Efendi Hazretleri’nin yakınlarından biri rüyasında kabirden bir kol çıktığını, bu kolun İsmail Ağa Camii’ni göstererek: “Bu camiyi tamir ettirin” dediğini söyler. Mahmut Efendi Hazretleri ve talebeleri hemen işe başlarlar ve harabe halindeki İsmail Ağa Camii’ni Türkiye’nin en önemli irşad merkezlerinden biri haline getirirler.

Ali Haydar Efendinin Vefatı
Müderrislik görevinden uzaklaştırıldıktan sonra, ömrünü dini yaymaya adayan Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) tasavvuf yolunda binlerce talebe yetiştirmiştir. Onun derin ilmi ve güzel ahlakı “Silsileyi Aliye Gönül Dostları” adlı eserde şu şekilde anlatılmıştır:

“O, gözlerin nuru, kalplerin süruru idi. Marifet deryası ve sırlar hazinesiydi. Pek az kimselere nasip olabilen makamların sahibiydi. Aşk ile muhabbet ile yanan kalplerin doktoru idi. Ömrü, dini ihya etmeye çalışmakla geçti. Kuran’ı çok okurdu. Bir edebin bile terkine rızası göstermezdi. Nefse güvenmemeyi çokca söylerdi. O nefsi tatmin derecesine çıkarabilmek için zikir ehli olmanın gerektiğini söylerdi.”1 Ağustos 1960 yılında Hakkın rahmetine kavuşan Ali Haydar Efendi, (Kuddise sirrahu) vasiyeti üzerine Fatih Camii’ne defnedilmek istenir. Ancak yasal izin alınamadığı için bu mümkün olmaz.

Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu)’nin irşad makamı bugün İstanbul Fatih semtindeki İsmail Ağa Camii’nde Mahmut Efendi Hazretleri tarafından sürdürülmektedir. Ali Haydar Efendi (Kuddise sirrahu) geçtiğimiz yüzyılda maneviyat dünyamıza iz bırakan çok kıymetli bir mütefekkirdir.Bu büyük İslam âlimi ve mutasavvıf, hizmetleri, ALLAH yolundaki büyük çabası, yetiştirmiş olduğu tasavvuf ehli binlerce mümin ile bugün tüm dünya Müslümanlarına güzel bir örnek olmuştur. Ali Haydar Efendiyi Rahmetle anıyoruz…
 

okuryazar

Uzman Üye
1914 te 1. dunya savası icin Fatih camiinde cihad fetvasını okuyan Ali Haydar Efendi bu zat mıdır?
 
Üst