Alfabe

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Bir dildeki sesleri karşılamak üzere kullanılan ve belli bir sıraya göre dizilen harflerden meydana gelen sistem. Bugün bu şekliyle kullandığımız alfabe kelimesi Yunan alfabesinin ilk iki harfi olan "alfa-beta" harfleri ve kelimelerinden oluşmuştur. Daha önceleri kullanılan Arapça alfabenin ilk iki harfi olan "Elif" ve "Be" harflerinden oluşturulun "Elifba" kelimesi kullanılıyordu. Her dilin kendine has bir alfabesi vardır. Dolayısıyla o dil ancak en güzel şekilde sadece o alfabe ile yazılabilir.

Kur'an-ı Kerîm bugün Arap alfabesi dediğimiz alfabe ile yazılmaktadır. Kur'an-ı Kerîm de Arapça olduğuna göre en iyi bir şekilde ancak bu harflerle yazılabilir. Bunun dışında bir alfabe asla Kur'an dilini gereği gibi seslendiremez ve okutamaz. Kur'an başka harflerle yazılmağa kalkışılırsa mutlaka anlam kaymalarına sebep olunur. Meselâ Kur'an, Batılılar tarafından okunsun diye, Lâtin alfabesi ile yazıldığı takdirde ilâhî kelâm olarak anlamı tamamen değişir ve aslından uzaklaştırılmış olur. Zîra Arap alfabesinde çok değişik sesleri veren ayrı ayrı harfler vardır. Sözgelimi Arapça'da üç tane "h" vardır. Bunlardan"yaratıcı" anlamına gelen hâlık kelimesini Lâtin harfleriyle yazdığımızda "Hallâk" şeklinde yazacağız. Fakat "berber" anlamına gelen hallâk kelimesini de yazmak istersek yine aynı harflerle yazmak zorundayız. "Hallâk" (yaratıcı) olan Allah kelimesi ile "berber" kelimesi aynı harflerle yazıldığında bunları birbirinden ayırmak özellikle alfabeyi yeni öğrenen bir öğrenci için, bir hayli zor olacaktır. Aynı şekilde Arapça'da Kâf ve Kef harfleri vardır; bunlarla yazılan kelimeler her zaman birbirleriyle karıştırılabilir. Bunun dışında iki ayrı "T" harfi ve Lâtin alfabesindeki "Z" karşılığı yazılan üç tane harf vardır. "S" şeklinde yazılır. Bunlar da sürekli birbirleriyle karıştırılmaya mahkûmdur. Meselâ (sündüs) kelimesiyle (selâse) kelimesini ancak "S" harfiyle "Sündüs" ve "Selâse" şeklinde yazmak zorundayız. Dolayısıyla Kur'an, indiği ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bize okuduğu şekilde değil de çok daha değişik telâffuz edilen ve birçok anlamını da kaybeden bir metin olarak karşımıza çıkar .

Buna göre bir dili en iyi okutanın o dildeki seslerin karşılığı olan harfler ve o harflerden meydana gelmiş bulunan alfabe olduğu gayet açıktır. O halde en açık, kolay ve kolaylaştırılmış bir dil olan Arapça olarak nazil olan Kur'an-ı Kerîm de Arapça'dan başka bir dilin alfabesi ile doğru ve kolay okunup anlaşılamaz.

Bütün bunların yanı sıra optik olarak göze daha kolay gelen ve daha kolay okunabilen alfabe, sağdan sola yazılan alfabedir. Çünkü ışık sol yandan geldiğinde kalemin önü aydınlık olacaktır. Dolayısıyla yazı yazan kişi optik olarak daha rahat bir yazı ortamı bulabilecektir. Ayrıca Arap alfabesi ile oluşturulan kelimeler el kaldırılmadan yazıldığı için yazarken diğer alfabelere nazaran daha sür'atle yazılır ve bundan da büyük bir vakit ve yer tasarrufu sağlanır. Kullanılan kâğıt ve diğer malzemelerden de aynı tasarruflar temin edilir. Örneğin bir Muhammed kelimesini yazmak istersek (muhammed) şeklinde el hiç kalkmadan ve tam bir saniyede yazılırken, aynı kelimeyi Lâtin veya bir uzak doğu alfabesiyle yazdığımızda bunun iki hatta üç katı kadar vakit harcamış olacağız.

Türkler tarih boyunca dört ayrı alfabe kullanmışlardır: Göktürk, Uygur, Arap ve Lâtin alfabeleri. Bu dört alfabe arasında en çok Arap alfabesiyle eser vermişlerdir. Ayrıca Kur'an-ı Kerîm ile çok meşgul olup sürekli olarak mushaf yazmışlar ve bütün İslâm âleminde Kur'an-ı en güzel yazan millet olmuşlardır. Bununla da gayet güzel, sanatkârâne yazı stilleri ve fevkalâde yazı eserleri bırakmışlardır.

Bugün dünyada en çok kullanılan ve yaygın olan alfabeler; başta Lâtin alfabesi olmak üzere, Arap alfabesi, Çin alfabesi, bu alfabenin diğer Doğu ülkelerinde kullanılan daha basit ve değişik şekilleri, Grek ve İbrânî alfabeleridir. Bunlar arasında büyük bir insan kitlesinin kullandığı Çin alfabesi yaklaşık olarak ikibin harften oluşmasına rağmen asla değiştirilmemektedir. Zîra uzun asırlardır kullanılan bu zor alfabe ile sayısız eserler vücûda getirilmiş ve bununla büyük bir kültür oluşturulmuştur.

Uzak doğu alfabelerinden Çin alfabesi ve bundan geliştirilen benzer alfabeler yukarıdan aşağıya doğru; Lâtin ve Grek alfabesi, soldan sağa doğru; İbrânî ve Arap alfabesi ise sağdan sola doğru yazılmaktadır.

Ahmed AĞIRAKÇA
 
Üst