Ahirette Yapılacak Mazeret ve Pişmanlık

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Ölüm, içinde yaşadığımız şu hayat için bir son, ebedi hayat olan ahiret için ise bir başlangıçtır. Ölüme ve sonrasında ahirete göçeceğimize inancımız olmasına rağmen çoğu kes ölüme adım adım, an be an yaklaştığımızın şuurunda gaflete düşenlerimiz olmaktadır.

Ahiret hayatının inanmayanlar için dehşet verici korkuları ve azapları, inananlar için ise ümitleri ve nimetleri bize hiç uzak görünmesin. Çünkü hepimiz için hayat takviminin son yaprağı her an son bulabilir, hayat filmimiz bir anda bitebilir.

Televizyonda seyrediyoruz ve görüyoruz ki, her bir filmin bir başlangıcı ve bir de bitişi vardır. İşte hayatımızda böyle bir filmi andırmaktadır. Hem de aktörlüğünü bizzat kendimiz yapıyoruz, melekler de kayıt işini gerçekleştirmekte. Bu kaydın yarın kıyamette bizlere takdim edileceğini ve kendi filmimizi seyredeceğimizi Yüce Rabbimiz şöyle haber veriyor:

“İşte kitabımız, size karşı gerçeği söylüyor. Çünkü biz yapmakta olduklarımızı kaydediyorduk.” (Câsiye, 45/29)

Şu gerçeğe inanmaktayız ki, dünya hayatımızın tamamı, hiçbir eksik ve atlama olmadan Allah’ın melekleri tarafından kayda geçirilmektedir. Bu gerçek, ayette şöyle bildirilmektedir:

“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. Üstelik biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir.” (Kaf, 50/16-17)

Bugün, geçmişte neler yaptığımızı tam olarak her şeyiyle hatırlayamamaktayız. Bu yüzden hayat filmimiz çok hassas bir şekilde kaydedilmektedir ve bu film yarın bize izlettirilecektir. Ta ki dünyada yaptıklarımızı inkar etmeye ve kötülüklere mazeret bulmaya imkan kalmasın. İşte bu gerçek, ayette şöyle ifade ediliyor:

“Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. ‘Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter’, denilecektir.” (İsrâ, 17/13-14)

O ahiret sahnesini şöyle gözümüzün önünde canlandıralım ve insanların hangi durumda olacaklarını düşünmeye çalışalım.

Bir yanda büyük pişmanlık duyan ve dehşetten çıldıracak vaziyete gelenler olacak, bir yanda da mutluluk yurduna ulaşmaktan dolayı sevinç duyanlar olacaktır. Pişman olanlar; “Keşke toprak olsaydık!” (Nebe, 78/40) diye yalvaracaklar. “Ateşin karşısında durdurulup da, ‘Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak’ dedikleri vakit (hallerini) bir görsen!” (En’âm, 6/27). “Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, ‘Keşke Allah’a ve Resul’e itaat edeydik’, diyecekler.” (Ahzâb, 33/66) “Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım, der.” (Fecr, 89/24) “Hesabımın ne olduğunu da bilseydim. Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.” (Hakka, 69/26-27) şeklinde pişmanlıklarını söyleyecekler ve yeniden dünyaya gönderilmelerini isteyecekler. Ancak bu tür mazeretlerin hiçbiri fayda vermeyecek ve hiçbir kimse yediden dünyaya gönderilmeyecek.

Dünya hayatında yapılan onca kötülükler bir bir ortaya dökülüp kişiye bunların hesabı sorulduğunda günahkâr insan şu talepte bulunacak:

“Suçlular Rabb’lerinin huzurunda boyunlarını büküp, ‘Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız’, dedikleri vakit (onları) bir görsen!” (Secde, 32/12)

Bir başka ayette bu pişmanlık ve yalvarış şöyle dile getirilir:

“Onlar cehennemde: ‘Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim’, diye bağrışırlar. Allah, onlara şöyle der: ‘Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.‘” (Fatır, 35/37)

Gördüğünüz gibi ahiretteki pişmanlık fayda sağlamayacaktır. Çünkü Yüce Allah, iyiyi ve tüm güzellikleri insanlara öğreten peygamberleri ve beraberlerinde kitapları insanlara göndermiştir. Böylece neyin iyi, neyin de kötü olduğunu haber vererek ahirette bazı insanlara mazeret bulma imkanını bırakmamıştır. Nitekim bu durum ayette şöyle dile getirilmektedir:

“İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle der: ‘Size içinizden, Rabbinizin ayetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?‘ Onlar da, ‘Evet geldi. Fakat inkarcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir‘, derler.” (Zümer, 39/71)

Şunu asla unutmayalım ki, öldükten sonra tekrar diriltileceğiz ve bu dünya hayatımızın hesabını vereceğiz. Bu, imanın şartlarından biridir ve her Müslüman buna inanmalıdır. Ahirette pişman olmak istemiyorsak, yüce kitabımız Kur’an’ın ve sevgili Peygamberimizin emir ve tavsiyelerini daima yerine getirelim. Aksi takdirde, ahirette pişmanlık hiçbir fayda sağlamayacaktır.

Yazan: Dr. Zafer Koç
 
Üst