ÂGEHÎ Muhammed Rıza Kimdir

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
(d.1224/1809-ö.1291/1874)
divan şairi, tarihçi, mütercim, devlet adamı


19. yüzyıl Çağatay edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Muhammed Rızâ Âgehî, 1224/1809’da Hive yakınlarındaki Kıyat köyünde doğdu. O, mîrâb bir aile olan Erniyazbeg ailesindendir. Şair, tarihçi, tercüman ve devlet adamı gibi birçok özelliğe sahiptir. Üç yaşında babası ölünce şair ve tarihçi olan amcası Mûnis Harezmî (1191/1778-1244/1829) tarafından yetiştirildi. 1244/1829’da Mûnis’in vefatından sonra Âgehî, Harezm hanlığında Başmîrâblık görevine getirildi. 1273/1857’de bu görevden istifa etti. 1291/1874 yılında vefat etti.

Âgehî, tercüme ve telif olmak üzere birçok eser kaleme almıştır:

1. Dîvân: Şairin “Ta’vizü’l-âşıkîn”(Aşıklar Muskası) adını verdiği eserinde on sekiz bin mısra bulunmaktadır. Bunların bin üç yüzü Farsçadır.Dîvân’da yirmiye yakın nazım şekli kullanılmıştır. Dîvân üzerine birçok çalışma yapılmıştır (bk. Tekin 2001).
Tarihî konularda yazdığı eserler şunlardır: (Bu eserlerde Hive hanları Allahkulu Han (1240/1825-1257/1842), Rahimkulu Han (1258/1843-1262/1846), Muhammed Emin Han II (1262/1846-1271/1855), Seyid Muhammed Han (1272/1856-1281/1865), Muhammed Rahim Han II (1281/1865-1288/1872) devrindeki olayları kaleme aldı. Âgehî, Mirhand ve Handemir’in tarihî eserlerini de Türkçeye tercüme etti. Bu tercümeler hakkında ayrıntılı bilgi Kamilov (1970)'da bulunmaktadır.)

2. Riyâzü’d-Devle.
3. Zübdetü’t-Tevârih.
4. Câmîü’l-Vakıât-i Sultânî.
5. Gülşen-i Devlet
6. Şâhidü’l-İkbâl.
Tercüme eserleri ise şunlardır: (Bu tercümeler hakkında ayrıntılı bilgi Kâmilov (1970)’da bulunmaktadır.)
7. Heft Peyker-i Nizâmî (Nizâmî)
8. Gülistân (Sâdî)
9. Kâbusnâme (Keykâvus)
10. Ravzatu’s-Safâ ( Mirhand)
11. Târih-i Cihânküşâ-yi Nâdirî (Muhammed Mihrî Astrabâdî)
12. Bâde’ül-Vakıâ (Zeyneddin Vâsıfî’nin)
13. Miftahü’t-tTlibîn (Mahmûd Gijdüvânî)
14. Tabâkât-i Ekberşâhî (Muhammed Mukîm Hırâtî)
15. Tezkire-i Mukîmhânî (Muhammed Yûsuf Münşî)
16. Ravzatu’s-Safâ-yı Nâdirî (Rızâkulu Han Hidâyet)
17. Ahlâk-ı Muhsinî (Hüseyin Vâiz Kâşifî)
18. Şerh-i Delâilü’l-Hayret (Muhammed Vâris)
19. Yûsuf ve Züleyhâ (Câmî)
20. Şâh ve Gedâ (Bedreddin Hilâlî)

Türk edebiyatı tarihi içinde “Çağatay edebiyatı” terimi ile isimlendirilen Orta Asya'da gelişip büyük âlimler yetiştiren bu edebî muhitin Nevâyî'den sonra en fazla ve orijinal eser kaleme alan sanatçısı Âgehî'dir. Âgehî, aynı çağda yaşadığı Mûnis Harezmî ve bu devirdeki meşhur şair, âlim ve edipler ile yakın ilişkilerde bulundu. Yaşadığı çağdan önceki devirlerde eserler veren sanatçıları da çok iyi öğrenen Âgehî, özellikle Nevâyî'yi çok iyi etüt etti. Farsçayı çok iyi bilmesi, bu edebiyatın ürünlerini de tanımasına yardımcı oldu. Bu durum Âgehî’nin şairlik yönünün gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Âgehî'nin sanatının oluşumunda şairin hayata bakış açısı oldukça önemlidir. Şairin perspektifinin boyutları birçok sosyal ve psikolojik özellikleri yansıtmaktadır. Bu özelliklerin en belirleyici unsuru şairin yaşadığı devirdeki sosyal hayatın sınırlarını çizen, ona şekil veren feodalizm olmuştur. Âgehî’nin şiirlerinin büyük bir kısmında aşk-sevgi teması, âşık ve maşuka ilişkileri, bunlar aracılığı ile kişinin tabii duygusu, sevgi hakkındaki fikirleri ve o devirdeki bu meseleye ait bakış açıları yer almaktadır. Âgehî poetikasında şairin dünya lezzetleri hakkındaki fikirlerini yaratıcı faktörlerin başında, “rindlik” duygusu gelmektedir. Dîvân'daki şiirlerin birçoğunda bu mazmuna yer verilmiştir.
Âgehî, klasik edebiyatın şiir jarnlarını üstün bir maharet ile kullanmış ve divan edebiyatındaki şiir geleneğini devam ettirmiştir. Bu yüzyıldaki sanatçıların eserlerini incelediğimizde şiirin üstün bir durumda olduğunu görmekteyiz. Çünkü Çağatay edebiyatında Nevâyî, Bâbür ve Sekkâkî gibi büyük şahsiyetler yetişmiş ve bu şahsiyetler kendilerinden sonra gelen bütün sanatçıları etkilemişlerdir. Âgehî, ömrünün neredeyse tamamını ilim ve sanat yolunda harcamış ve gerek tercüme gerek kaleme almış olduğu orijinal eserleri ile Çağatay edebiyatının son devrine adeta damgasını vurmuştur.


Kaynakça

Kamilov, N. (1970). Muhammed Rıza Âgehiyning Tercimanlık Mahareti. Doktora Tezi. Taşkent.
Kerimov, E. (hzl). (1999). Ma’neviyat Yulduzları. Taşkent: Abdulla Kadirî Nâmidegi Halk Neşriyatı.
Mecidiy, R. (1970). Âgehiy Lirikası. Taşkent: Özbekistan Fenler Akademiyası Neşriyatı.
Münirov, K. (1959). Âgehiy (İlmi ve Edebi Faaliyeti). Taşkent: Özbekistan SSR Fenler Akademiyası Neşriyatı.
Münirov, K. (1959). Munis, Âgehiy ve Beyânining Tarihiy Eserleri. Taşkent: Özbekistan Fenler Akademiyası Neşriyatı.
Özbek Edebiyatı (1959). III. Tom. Taşkent: Özbekistan SSR Devlet Bediî Edebiyat Neşriyatı.
Özbek Edebiyatı Tarihi (1978). IV. Tom. Taşkent: Özbekistan SSR “Fen” Neşriyatı
Özbek Edebiyatı Tarihi Hrestomiyası (1945). II. Tom.Taşkent: Özbekistan Devlet Neşriyatı.
Tekin, Feridun (2000). “Muhammed Rıza Âgehî ve Ta’vizü’l-Âşıkîn Divanı”. Türk Kültürü. (446): 370-375.
Tekin, Feridun (2001). Âgehî Divanı (Ta’vizü’Âşıkîn)’nın Dil Özellikleri (Ses ve Şekil Bilgisi). Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Tekin, Feridun (2002). “Hive Hanlığı”. Türkler Ansiklopedisi. C. 8. Ankara: Yeni Türkiye Yay. 634-640.
Tekin, Feridun (2009). “Muhammed Rıza Âgehî ve “Çay” Redifli Bir Gazeli”. Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi. (21): 87-92.
Tekin, Feridun (2011). “Hanlıklar Dönemi Çağatay Edebiyatı”. Turkish Studies. 6 (1): 1843-1850.

DOÇ. DR. FERİDUN TEKİN
Madde Yazım Tarihi: 28.11.2014
Güncelleme Tarihi:

Eserlerinden Örnekler

Gazel
Bugün iy dostlar, hâlim harâb olganga yıglarmen
Ki ya’ni derd ü dâgım bî-hesâb olganga yıglarmen

Barıp ahbâb bir-bir min kalıp bir gûşede yalguz
İşim mahbus kuş dik ızdırâb olganga yıglarmen

Bakıp etrâfge bir hemdem olgu dik kişi tapmay
Tahassür otıga bagrım kebâb olganga yıglarmen

Yatıp bir gûşede tenhâ, batıp gam içre ser tâpâ
Melâlet eşkidin çeşmim pür-âb olganga yıglarmen

Körüp hâlim cebînide melâl ü külfet âsârını
Kılıp nefret iş ilge içtinâb olganga yıglarmen

Tamug dik tîre külbem içre körgeç şûm şeklimni
Ulusga kaçgalı mindin şitâb olganga yıglarmen

Karılıg za’fı vü bî-kesligim derd ü belâsıdın
İşim çikmek kiçe kündüz azâb olganga yıglarmen

Bu vâdîde bolup deryâ taleb bir katre suv tapmay
Nasîbim âkibet mühlik serâb olganga yıglarmen

Ötüb avkât-ı’ömrim fikr-i fâsıd birle ser-tâ-ser
Henüz ul işge minde irtikâb olganga yıglarmen

Edâ kılmay huzûr-ı dil bilen bir kün namâzımnı
Sezâvâr-ı ukûbet hem itâb olganga yıglarmen

Söz içre Âgehî bülbül dik eylep hûş edâlıglar
Mekânım çugz dik dâim harâb olganga yıglarmen

Özbek Edebiyatı (1959). III. Tom. Taşkent: Özbekistan SSR Devlet Bediî Edebiyat Neşriyatı. 60.

Gazel
Bilmen ni derd ü gamga irür mübtelâ könül
Kim ot urar figânıdın eflâk ara könül

Şerşâr-ı kâm bolgan ulus hâlini körüp
Bahr-ı teessüf içre batar dâimâ könül

Her lahzâ yüz tefekkür ile bî-karâr olup
Mecnûn misâl zûr ile yırtar yaka könül

Min her niçe ki yalbarıban sabr kıl disem
Salmay kulak sitezeler eyler mana könül

Her yerde bolsa derd ile gam ahtarıp tapıp
Başımga keltürüp ögedür bârhâ könül

Yitmey murâdıga tün ü kün çüst ü cû kılıp
Bî-hûde çekküsi niçe renc ü enâ könül

Derdiga çâre tapmak üçün südreben mini
Yüz min işikke iltiben itdi gedâ könül

Bî-âbrû bolmadı yalguz özi anın
Kıldı mini hem il ara yüzi kara könül

Men’ iylesem eger min anın ızdırâbını
Deşnâm itip mana yitürür köp izâ könül

Min râzı irdim âlem ara barça hâlga
Veh niyleyin ki birmegüsidür rızâ könül

Bâis könüldür Âgehî hâl-i harâbıma
İy kaş halk kılmagay irdi hudâ könül

Özbek Edebiyatı (1959). III. Tom. Taşkent: Özbekistan SSR Devlet Bediî Edebiyat Neşriyatı. 61.
 
Üst