Zülbicadeyn (İki Çul Sahibi)

  • Konuyu başlatan Ze'Mahşer
  • Başlangıç tarihi
Z

Ze'Mahşer

Ziyaretçi
Rasulullah sefer hazırlığı yapıyor.O bir yere gideceği zaman söylemezdi.Bu defa Tebük ü işaret buyurdular.Medineden belki 1000 km uzak. Kızgın çölde yolculuk. O anda başladı aslında Mevlanın imtihanı.Nefis ,ya Nebiler Nebisiyle ölümüne git diyecek, yada nefsine uyup Medinenin gölgeliğinde otur diyecek. Kab b. Malik, Ebu Lübabe den Bahsediyorum ama ,onu sonra paylaşırız inşallah.
Ordu Tebük e doğru gidiyor.Salat Selam getirerek.Fakat yolda biri varki,o çok farklı.Sürekli Sultanlar Sultanının yanında yakınında.ona dokunuyor, dokunmaya çalışıyor.Sonra soruyoruz ;KİM BU SAHABİ ! Dedilerki o ZÜLBİCADEYN dir.Abdullah Bin Amr.onu tanıyabilmeyi.onunla dost olabilmek ,kalb kalbe olabilmek…onların her biri yaşantılarıyla örnek,rehber, kurtarıcı bizim için.
Mekkedeyken Müslüman olmuştu.Delikanlıydı daha.,ama sav i çok sevmişti.Mekke-Medine çok uzak ama kalbler o kadar yakındıki..Abdullah Bin Amr.Amcaları onu çırılçıplak soydular.güzel nura aşık olduğu için.Nebiler Nebisine gönül verdiği için.Üstünü örtecek bir bez bile yoktu.Bir çuval buldu .Hani bildiğiniz çuvallar varya ,onlardan birini aldı.O güzel delikanlı bir çuvala kaldı.Aldı çuvalı,başını kesti çuvalın, başına geçiriverdi ,sonra çuvalın iki tarafına delik açtı kollarını çıkardı.Kaçmak için fırsat kollar Sevgililer Sevgilisine ulaşmak için.bir ara fırsat buldu , kaçıverdi,YALIN AYAK Tırnakları düşe düşe kanlar içinde Medineye kadar yürümüştü.Biz onun yolunda hangi zahmete katılıyoruz…
Diyorduki: “Fahri Kainatı görmek istiyorum”.ayaklar kan revan çıplak.Lakin bu halde nasıl çıkacaktı Rasulullah ın huzuruna .”Beni çırılçıplak soydular böyle geldim;”diyemiyordu.iki büklümdü.
Sonra ne yaptı biliyormusunuz.O çuvalı ikiye böldü.Birini vücudunun alt tarafına sardı diğerini sırtına sardı.İKİ ÇUL! Sonra Medinedeki dostlarla beraber Allah Rasulünün huzuruna çıktılar. Rasulullah onu görünce şöyle bir bakıverdi.ayakları kanlar içerisinde . Sultanlar Sultanı; “Sen kimsin? Dedi.Ben Abdullah Bin Amr ım dedi ve hikayesini anlattı.Nebiler Nebisinin gözleri nemlendi, yaşlar nurlu yanağından aşağıya süzülüyordu,aşka bakın.Rasulullah “demek sen Abdullahsın ,o sensin öylemi” diyordu.”hayır hayır”diyordu,”senin adın bundan sonra Zülbicadeyn olsun” diyordu Allah Rasulü.Bunun manasını biliyormusunuz ?İKİ ÇUL SAHİBİ İNSAN DEMEK!!!Sonra dönecek sahabeye,Bu kardeşinizi giydirin.Allah size rahmet etsin diyecektir.Zülbicadeyn sevincinden Mevlana misali dönüyor uçuyor.seviniyordu.Allah Rasülü ona isim takmıştı.ne büyük şeref.Yarın Mevlanın huzurunda bu ismi bana sultanlar sultanı taktı diyebilmek. Biz dönebiliyormuyuz Mevlana misali.Bizim Peygamberimiz sav sahabesine sizler dostlarımsınız demiş ve bizlere onlar benim kardeşlerim demiş KARDEŞLERİM!!! görmeden sultanlar sultanına sevdalananlar.bu söze nekadar layık olmaya çalışıyoruz KARDEŞLERİM!!!
Giydirdiler onu ama adı hep aynı kaldı ZÜLBİCADEYN. Sevmek. Bir gece yarısı uyanmak yerinde duramamak.ona hasret olmak.gözyaşlara boğulabilmek.Onu görebilmek için dünyayı feda edebilmek.

Zülbicadeyn şimdi Tebükte.yolculuk esnasında bir ara sav e yaklaştı ve” ey Allahın Rasulü bir sey diyebilirmiyim” diyordu.Nurlu yüz ;”söyle Zülbicadeyn “diyordu.”Yarasülallah ben şehid olabilirmiyim” diyordu.garip bir istekti bu.Ben şehid olabilirmiyim.Halbuki tebükte savaş olmayacaktı.hiristiyan orduları kaçacaktır.Ama o bundan habersiz şehid olabilirmiyim diyordu.Allah Rasulü sukut buyurdular ve dua ettiler” Zülbicadeynin kanını cehennem ateşine haram kıl ey Rabbim” .Ama o bunu istemiyordu ,o şehadet istiyorum diyordu.Ertesi gün yeniden”şehid olurmuyum burada… Allah beni cennetine kormu nasib olurmu ?” Diyordu. Nebiler Nebisi, gene sukut ettiler.

Tebüke gelindi.Çadırlar kuruldu.Zülbicadeyn mekanları aşa aşa Rasulün çadırına ulaştı ve dediki “Ey Allah ın Rasulü bir şey konuşabilirmiyim? “Buyur dedi Allah Rasulü.”Anam babam sana feda olsun, şehadetim için dua edermisiniz .”Bu ne büyük aşktı.Allah ve Rasulünün yolunda şehit olmak için can atmak.Fahri kainat sav bakıyordu ve şöyle diyordu.”in esabetkel humma vegateletke feinneke şehid.Nedersin humma hastalığına yakalansan sonra ölsen şehid olursun diyordu”.Zülbicadeyn” olurmuyum Yarasulallah” diyordu “olursun olursun “diyordu.zülbicadeyn susuyordu.Tebük susuyordu ve ertesi gün Abdullah b.Amr ı gördüler
Alnında ter vardı.halsiz görünüyordu genç yiğit.
Sahabeden biri yaklaştı ve sordu”neyin var zülbicadeyn?Ateşim var hastayım dedi.Titriyordu.Allah Rasulünün dediği olmuştu,Humma hastalığına yakalanmıştı.gece olmuştu.kulaklarda onun sözü Ey Allah ın Rasulü şehid olabilirmiyim?Sabah vaktiydi diyor ibn Mesud, bakıyor ileride küçük bir ışık var bir fener BİR NUR sanki. Dikkatlice bakınca Ebu Eekr i Ömer ve sav i gördüm diyor. Meğer o aydınlık merhametliler merhametlisi Allah Rasulünden geliyormuş. İbn Mesud anlatmaya devam ediyor.Baktım yerde kefenlenmiş bir cesed var. Sahabe mezar kazıyordu.” Bu kim?”dedim. Zülbicadeyn humma dan öldü dediler.Seher vakti öldü dediler.Kavuştu mevlasına dediler.Yarasul Tebükte kalırmıyım şehid olurmuyum diyen Zülbicadeyn
Allah Rasulü bizzat mezara iniyor. İbn Mesud hüzünleniyor. Rasul sav “onu bana iletin! Sarkıtın! diyordu.Hz Ömer ve Ebu Bekir denileni yaptı. İbn Mesud ağlamaya başladı.Rasul sonra başını kaldırdı semaya , duların merkezine doğru ve şöyle diyordu.
“Allahım şu mezarda yatandan ben razıyım . Allahım sende razı ol.”.İbn Mesund dizlerinin üstüne çökmüştü ve hiçkırıklarla ağlıyordu artık.Sonra İbn Mesud un sesi yükselecek semayı titretecek.o kadarki yıllar sonra anlatılacak bu.Şöyle haykıracaktır
”KEŞKE BU MEZARDA ZÜLBİCADEYN YERİNE BEN YATAYDIM !!
“KEŞKE KUCAKLANAN! KUCAKLANAN BEN OLAYDIM!!
“KEŞKE ALLAH RASULÜ NÜN,BEN ONDAN RAZIYIM SENDE OL YARAB DEDİĞİ KİŞİ BEN OLAYDIM !! DER
Ölümü yenmek ,ölüme gülümseyebilmek, belki ölümü arzulamak , buymuş meğer.Sahabe Zülbicadeyni orada bıraktı ve döndü Medineye.Dönerken de kulaklarda o ses;
”ŞEHİD OLURMUYUM YARASULALLAH”!!!
 
Üst