Yalnızlık Hüküm Sürüyor Cümlelerimde

  • Konuyu başlatan AhDe_VeFaLi
  • Başlangıç tarihi
A

AhDe_VeFaLi

Ziyaretçi
Bu kadar aydınlığı hak etmiyor gece’m. Kalemin selameti için yakıyorum lambayı. Kâğıdın ve hayatın selametinden, gölgesi kalemi yutacak olan ellerim sorumlu. Biri çıksa dese; ‘ellerinden belli olur bir kadın’… Bende desem ki; hayat payı olacakmış gibi… Hayat payı bir çentik atıyorum öyküye… Rüzgârın bu durumda, nereden estiği çokta önemli değil. Setlerle dolu yüreğim. Kurşungeçirmez yalnızlıklarıma rağmen aralıyor ruhumu rüzgâr… Rüzgâr gıcırtı sebebi oluyor. Yarın ilk iş şu kapıyı yağlamalı… Balkon kapısı, ona yaklaşma ihtimalimden huzursuz. Öne doğru bir titreme, arkaya doğru bir sığınış… Üşüyor mu ne? Huzur, en fazla ne kadar tasvir edecek ki hüznümün gizini?


Gizimin saçlarını tutuyorum. Yetişmemiş zamanlar ırgalıyorum kendime. Bir metresi kalbimin, bir şefkatle seni yokluyor, habersiz… Kalbim metre karelerle anılıyor. Ve sen çıka-gelme diye ah! Nice susuşlarım bundandır… Şunun şurasında, balkabağı olmana ne kaldı?

Kalk yat, diyor, çok konuşuyor! Bir masal esiyor içimde diyorum, olmaz uyumalısın, diyor… Ama benim içim, herkese verilmeyen hüzünlerle örülü, gecemi uykulara veremem, diyorum. Gece seni çoktan aydınlıklara sattı bile, diyor… Sızlıyorum, yanıyorum, aldırmıyor! Düşler seni bekler, diyor… Beklesin be!


Ne yazsam olmuyor, içime bir bataklık hissi çöktü. Yıldızlarımı da alıp gök değiştirme vakti. İçimde ütopyalar dans ediyor, içim dünyanın gözyaşı ihtiyacını gideriyor. İçim dışıma çıksa n’apardım? İçimi boşaltmam için emrini veriyor! Yağmurun hükmü geçerliymiş göçtüğüm gökte… İçini dök bir şiirin cenazesi kılınana kadar, diyorlar… Zaman yetmiyor… Bir metresi içimde kalıyor hüznümün…


O çalan ne? Değişik bir inilti olduğu söyleniyor. Bir ağıt/ bin âşık için… Bin yalnızlık biçmiş gök benim için. Aman Allah’ım! Sürgündeyim… Kelimelerin dizi kırılmış önümde… Kelimeler sürüyor hükmümü, bir bahçe kapısı görüyorum uzak bir bulutun eteğinde… Saçlarını eğiyor yıldızlar, -kopar bizi bitsin!
Bunu yapamam gündüze…


Bunu kendime yapamam, bu yalnızlık senin için, biraz dünya kalıyor benden içeri bakılan kısmına… Bende hala bir ben olması hatrı sayılacak bir keder. Bunun için sofra kurulsun, nisan taslarını çıkarın, kırkikindiler veriyorum şerefime!


Bakma ardıma, ardım tanımıyor henüz gözlerini… Yarım yamalak kalmama izin ver lütfen… Sabah oluyor, biri dese ki; ‘uyu da turnalar gelsin rüyana’ bende desem ki ‘yol uzun, yolluk yapayım sesini…’ emir veriyor hüzünlü peçeteler, bir aşkın kırıklığı yansıyor dizlerime. Ah! Kalabilsem, iniltisi dünyayı saran sürgün gök ve ben saygıyla selamlıyoruz seni…

Fonda kapı gıcırtısı var azizim… Bu öykü senin için…

asude zeynep toprak
 
Üst