Vecize ve notlar

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirane iftihar etmektir.
(Lem'alar - 162)
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
“Şirk öyle bir cürümdür ki, herbir mahlûkun hakkına ve şerefine ve haysiyetine bir tecâvüzdür. Onu ancak cehennem temizler.” şualar
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
:450674: hem alan Bismillah demeli. Eğer o Bismillah demiyor fakat sen de almaya muhtaç isen; sen Bismillah de, onun başı üstünde rahmet-i İlahiyenin elini gör, şükür ile öp,:92639: ondan al. Yani nimetten in'ama bak, in'amdan Mün'im-i Hakikî'yi düşün. Bu düşünmek bir şükürdür. Sonra o zahirî vasıtaya istersen dua et. Çünki o nimet onun eliyle size gönderildi.:450674:
(Lem'alar - 133)

 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Zîşuura, bilhassa insana bakar. Evet sırr-ı vahdet ile insan, bütün mahlukat içinde büyük bir kemal sahibi ve kâinatın en kıymetdar meyvesi ve mahlukatın en nazenini ve en mükemmeli ve zîhayatın en bahtiyarı ve en mes'udu ve Hâlık-ı Âlem'in muhatabı ve dostu olabilir
(Şualar - 15)
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Allah'ın rahmet eserlerine bir bak: Yer yüzünü, ölümünün ardından nasıl hayatlandırıyor! Şüphesiz O, ölülere de böylece hayat verecektir. O, her şeye Kadirdir"Otuzuncu Lem'a

emeklerinize sağlık ALLAHU teala razı olsun
 

Fatımatuzzehra

Kıdemli Üye
Kademeli
Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. :33439:
Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder.:33439:
İstiğfar eden, istiaze eder.:33439:
İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. :33439:
Kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur.:33439:
Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. :33439:
Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstehak olur.:33439:
(Lem'alar - 88)

ne güzel ifadeler bunalr elhamdülillah


Allah c.c. razı olsun
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Kazâ ve kaderine i‘tirâzı işmâm eder bir tarzda “Ah!” “Of!” deyip şekvâ etmek, bir nevi‘ kaderi tenkîddir,
rahmeti ithâmdır.

Kaderi tenkîd eden, başını örse vurur, kırar.
Rahmeti ithâm eden, rahmetten mahrum kalır.
Kırılmış el ile intikam almak için o eli isti‘mâl etmek, nasıl kırılmasını tezyîd ediyor, öyle de, musibete giriftâr olan adam, i‘tirâzkârâne şekvâ ve merak ile onu karşılasa, musibetini ikileştirir.
lemalar
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Bu vatanın ve bu milletin hayat-ı ictimâiyesi (toplum hayatı) bu acîb zamanda anarşilikten kurtulmak için beş esas lâzım ve zarûrîdir.
Birincisi hürmet,
ikincisi merhamet,
üçüncüsü haramdan çekinmek,
dördüncüsü emniyet,
beşincisi serseriliği bırakıp itâat etmektir.

:gula:Şuâ‘lar :gula:
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Yani, içinde işleyen hikmeti bir ve inayeti bir
ve tanzimatı bir
ve iaşesi bir
ve muhtaçlarının imdadlarına koşan rahmet bir
ve o rahmetin bir şerbetçisi olan yağmur bir
ve hâkeza bir bir bir
tâ binler bir birler...
Hem bu kâinatın sobası olan Güneş bir,
lâmbası olan Kamer bir,
aşçısı olan ateş bir,
levazımat deposu ve hazineli direği olan dağ bir,
sakacı ve sucusu bir
ve bağları sulayan süngeri bir
ve hâkeza bir bir bir tâ binbir birler kadar...

Hem kâinat unsurlarının ve nevilerinin herbirisi bir olmasıyla beraber, zeminin yüzünü ihata etmesi ve birbirinin içine girmesi ve münasebetdarane ve belki muavenetkârane birleşmesi, elbette mâlik ve sahib ve sâni'lerinin bir olmasına bir alâmet-i zahiredir.
(Şualar - 29)


(Şualar - 28)
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
İnsana hakîkî ma‘bûd (ibâdete lâyık hakîkî ilâh) olacak,
yalnız her şeyin dizgini elinde,
her şeyin hazînesi yanında,
her şeyin yanında nâzır,
her mekânda hazır,
mekândan münezzeh,
aczden müberrâ (berî),
kusurdan mukaddes,
naksdan (noksânlıktan) muallâ (yüce)
bir Kadîr-i Zülcelâl,
bir Rahîm-i Zülcemâl,
bir Hakîm-i Zülkemâl (sonsuz kudret, merhamet, hikmet sâhibi olan Allah) olabilir.
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
her şeyiniz muhafaza ediliyor. her ameliniz yazılmıştır. her hizmetiniz kaydedilmiştir.

hizmet ve muhabbete en ziyade layık ve müstehak bulunan akrabalar; ve akrabaların içinde dahi en hakiki dost ve en sadık muhib olan peder ve validedir.

mektubat yirminci mektup
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim te*vekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.
(Sözler sh: 315)

Sultan-ı Kainat Birdir. Herşeyin Anahtarı O'nun Yanında, Herşeyin Dizgini O'nun Elindedir.

Dergah-ı İzzete İltica Eden Kurtuluyor. Sual Eden Saillerin İstekleri Veriliyor. En Adi Bir Zihayatın Sesi İşitiliyor ve Haceti Kabul Ediliyor.

İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.
(Sözler sh: 315)

Kur'an kalblere kuvvet ve gıdadır, ruhlara şifadır. gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır...
Mesnevi i Nuriye_habbe

Eğer aklın varsa, kanaata alış ve rızaya çalış...
24.mektub

Yeis manî-i her-kemaldir...
Hutbe i Şamiye
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
"[FONT=&quot]Ö[/FONT]lmüş yeri ihyâ edip, yüz binler ölmüş tâifeleri ihyâ eden kimdir? Hak'tan başka ve bütün kâinatın Hâlıkından başka şu işi kim yapabilir? Elbette O yapar, O ihyâ eder. Mâdem Hak'tır; hukuku zâyi etmeyecektir, sizi bir mahkeme-i kübrâya gönderecektir. Yeri ihyâ ettiği gibi, sizi de ihyâ edecektir."
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.


mektubat | yirmi üçüncü mektup | 263
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
size=18]Her nefis ölümü tadıcıdır’


İhtiyarlığın alâmeti olan beyaz kıllar saçıma düştüğü bir zamanda, gençliğin derin uykusunu daha ziyade kalınlaştıran Harb-i Umumînin dağdağaları ve esaretimin keşmekeşlikleri ve sonra İstanbul’a geldiğim vakit, ehemmiyetli bir şan ve şeref vaziyeti, hattâ Halifeden, Şeyhülislâmdan, Başkumandandan tut, tâ medrese talebelerine kadar, haddimden çok ziyade bir hüsn-ü teveccüh ve iltifat gösterdikleri cihetle, gençlik sarhoşluğu ve o vaziyetin verdiği hâlet-i ruhiye, o uykuyu o derece kalınlaştırmıştı ki, adeta dünyayı daimî, kendimi de lâyemûtâne dünyaya yapışmış bir vaziyet-i acibede görüyordum.

İşte o zamanda, İstanbul’un Bayezid Cami-i mübarekine, Ramazan-ı Şerifte ihlâslı hafızları dinlemeye gittim. Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, semâvî yüksek hitabıyla beşerin fenâsını ve zîhayatın vefatını haber veren gayet kuvvetli bir surette “Her nefis ölümü tadıcıdır.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3:185.) fermanını, hafızların lisanıyla ilân etti. Kulağıma girip, tâ kalbimin içine yerleşip, o pek kalın gaflet ve uyku ve sarhoşluk tabakalarını parça parça etti. Camiden çıktım. Daha çoktan beri başımda yerleşen o eski uykunun sersemliğiyle birkaç gün başımda bir fırtına, dumanlı bir ateş ve pusulasını şaşırmış gemi gibi kendimi gördüm. Aynada saçıma baktıkça, beyaz kıllar bana diyorlar: “Dikkat et!”

İşte o beyaz kılların ihtarıyla vaziyet tavazzuh etti. Baktım ki, çok güvendiğim ve ezvâkına meftun olduğum gençlik elveda diyor. Ve muhabbetiyle pek çok alâkadar olduğum hayat-ı dünyeviye sönmeye başlıyor ve pek çok alâkadar ve adeta âşık olduğum dünya bana uğurlar olsun deyip, misafirhaneden gideceğimi ihtar ediyor. Kendisi de Allahaısmarladık deyip, o da gitmeye hazırlanıyor. Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan “Her nefis ölümü tadıcıdır.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3:185.) âyetinin külliyetinde, “Nev-i insanî bir nefistir; dirilmek üzere ölecek. Ve küre-i arz dahi bir nefistir; bâki bir surete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir; âhiret sûretine girmek için o da ölecek” mânâsı, âyetin işaretinden kalbe açılıyordu.

İşte bu hâlette vaziyetime baktım ki, medar-ı ezvak olan gençlik gidiyor; menşe-i ahzân olan ihtiyarlık, yerine geliyor. Ve gayet parlak ve nuranî hayat gidiyor; zâhirî karanlıklı, dehşetli ölüm, yerine gelmeye hazırlanıyor. Ve o çok sevimli ve daimî zannedilen ve gafillerin mâşukası olan dünya, pek sür’atle zevâle kavuşuyor gördüm. Kendi kendimi aldatmak ve yine başımı gaflete sokmak için, İstanbul’da haddimden çok fazla gördüğüm makam-ı içtimaînin ezvâkına baktım, hiçbir faydası olmadı. Bütün onların teveccühü, iltifatı, tesellileri, yakınımda olan kabir kapısına kadar gelebilir, orada söner. Ve şöhretperestlerin bir gaye-i hayali olan şan ve şerefin süslü perdesi altında sakîl bir riyâ, soğuk bir hodfuruşluk, muvakkat bir sersemlik suretinde gördüğümden, anladım ki, beni şimdiye kadar aldatan bu işler, hiçbir teselli veremez ve onlarda hiçbir nur yok.


Lem’alar, 26. Lem’a, 8. Rica, s. 231

Bediüzzaman Said NURSÎ


 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
kendini beğenen belayı bulur, zahmete düşer; kendini beğenmeyen safayı bulur, rahmete gider.

dost istersen allah yeter. evet, o dost ise herşey dosttur

kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden, bereket bulur.

düşman istersen nefis yeter.

mal istersen kanaat yeter.

ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.

mektubat 23 mektup
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Fıtrat-ı zîşuur olan vicdandaki incizab ve cezbe, bir hakikat-ı cazibedarın cezbesiyledir.
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Bir matlûb ki, gurûbda gaybûbet etmeye mahkûmdur;
kalbin alâkasına,
fikrin merakına değmiyor,
âmâle mercî olamıyor, arkasında gam ve kederle teessüf etmeye lâyık değildir.
Nerede kaldı ki, kalb, ona perestiş etsin ve ona bağlansın kalsın
(17. söz)
 
Üst