Utandım, Utandın, Utandı. Peki Kim Kazandı?

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
"]Utandım, Utandın, Utandı. Peki Kim Kazandı?

Utanmak, güç bir duruma düşüp mahçup olmak, davranışları ile mahcubiyetini belli etmek şeklinde açıklanabilir. Kimi fakirlikten, kimi şişmanlıktan, kimisi mahallesinden bir başkası da köylü olmaktan utanmaktadır. Haklı haksız insanlar bir şeylerden utanır durur. Utanmak insani bir duygudur. Yerine göre insanı hata yapmaktan korur. Yerine göre de elde edebileceği başarılardan mahrum eder. Bu duygunun alt yapısını oluşturan temel madde kişiden kişiye farklılık arz edebilir de diyebiliriz.
Beni bu konuda bir şeyler demeye sürükleyen şey de toplumumuzdaki bir çeşit utanç duygusu/düşüncesidir. Belki de utanmanın en kötü, en anlamsız çeşididir. İnsanlar inançlarından utanıyor. Müslümanım demek, dinini iyi bir şekilde yaşıyor olmak sanki fena bir şeymiş gibi başkalarının bunu fark etmesinden utanıyorlar. Biraz maneviyatı olanlara, hani diğer insanlar sofi, hoca diyecekler, gerici yobaz diye düşünecekler ya, öyle oldukları halde öyle görünmekten utanıyorlar. 'ım nasıl bir zamanda yaşıyoruz ki Sen'in izzet ve şerefi kendine, Resulüne ve inananlara has kılmanın sanki hiçbir önemi kalmamış. İnsanların o izzet ve şerefe eyvallahları yok sanki. Nereye gidiyoruz ey müslümanım diyenler. Bu yolun sonu nereye varır neden düşünmeyiz. İslam'ın öz değerleri neden garip karşılanır hale geldi. Mümin olmak yetmiyor mu bize. Yoksa İslam artık geçer akçe değil midir? Belki haykırışımı abartılı bulanlar olabilir. Ama, aşkına kendimize, yakın çevremize, yaşadığımız topluma şöyle bir göz atalım. Kendimize tek tek itiraf edelim utandıklarımızı.

Aksiyon filmlerini izlemek dururken, sizden istediği bisikleti almanız için asrı saadeti okumayı şart koştuğunuz oğlunuz mu utanmalı. Yoksa bunu pazarlık konusu yapan siz mi utanmalısınız. Yazları diğer arkadaşları bale, resim kurslarına giderken Kur'an kursuna gitmeye utanan 13 yaşındaki kızınız mı, yoksa bunu utanılacak bir şey olmadığını ona veremeyen siz mi utanmalısınız? Ya da mesela Filistin davasına sahip çıkma adına düzenlenen mitinglerin tanıtım afişlerini size getirip dükkanınızın camına asmanızı isteyen arkadaşınız mı utanmalı, yoksa ticaretinizi düşünerek o arkadaşınız gider gitmez camdan o afişi indiren siz mi utanmalısınız. İki gündür çocuklarına ekmek götüremediği için çocuklarından mı ya da yardım isteyeceği sizden mi utanacağına karar veremeyen komşunuz mu, yoksa iki gündür aç olan komşunuzdan haberi olmayan sizmi utanmalısınız?
Yanlış olduğunu bildiğimiz halde geri kafalı diye nitelendirilmekten utandığınız için bayanlarla tokalaşma durumunda olan siz mi, bunu modernlik belirtisi sayan toplum mu utanmalı?
Toplum olarak bugünkü geldiğimiz hali ortaya koyan acı bir örneği aktaralım:

Mahallenizin eski toprağı Ahmet amca oyun oynayan çocukları etrafına toplar ve tek tek adlarını, kimin çocukları olduklarını ve daha bir çok soru sorar.
- Cem, oğlum büyüyünce ne olacaksın?
- Bilgisayar mühendisti olacağım Ahmet amca, der.
- Servet sen ne olmak istersin oğlum?
- Ben patyon olcem, sengin olcem hi hi, der.
- Ahu kızım sen ne olmak istersin der, Ahmet amca.
- Ben de popstar olacam, sana bir şarkı söylim mi, der.
- Hakan ya sen?
- Ben zaten Hakan Şükür gibi futbolcu olarak yaratılmışım, der.

Ahmet amca tek bir çocuğun bile manevi bir tercih belirtmemiş olmasına çok üzülür ama neden böyle cevaplar aldığını da düşünmeden edemez. Bu çocukları kimler ve nasıl bir mantıkla yetiştiriyorlar ki, hiçbir tanesi dini bir ideale sahip değiller ve bu yönde bir teşvikte bulunan kimseleri de yok. Bu çocuklar hiç duymuş mudur acaba din alimi nedir ya da İslam fıkhı profesörü diye bir akademik kimliğin de olduğunu. Hadi biraz daha ileri gidelim içtihat nedir müçtehit ne işe yarar. Bunlardan bir tanesi olsak elimize ne geçecek aynı zamanda zengin de olacak mıyız; katlar, yatlar da alınabilir mi diye sorduklarını duyar gibi oluyorum.

Görüldüğü üzere yetişen nesil için neyin güzel ve övünülecek bir şey olduğu da, neyin kötü ve utanılacak bir şey olduğu ortada. Şimdi bu çocuklar mı utanmalı, onları maneviyattan yoksun yetiştiren ebeveynler mi? Sözü çok fazla uzatmaya gerek yok aslında. Toplum olarak öylesine bir manevi çöküntüye uğramışız ki neyin doğru, neyin yanlış olduğu birbirine karışmış durumda. Doğruları belirleyici ölçü din olmaktan çıkmış, yerine iyinin-kötünün adını koyucu olarak nefsimiz, gelecek korkumuz, maddi çıkarlarımız çevremizdeki diğer insanlar ve onların nefisleri ve onların gelecek korkuları ve onların maddi tüm çıkarları olmuş. Bu belirleyicibaşı'larının iyi-güzel dedikleri doğru, kötü-çirkin dedikleri utanılacak şeyler olmuş.

Velhasılı kelam din ve dinden olanlar artık demode oldu(!) Yeni moda olan şeylere ayak-uyduramayanlar horlanır oldu. Çağdaş(!) olmak adına dinine/özdeğerlerine/kendine yabancılaşıp nerede ise (dille değil de) hareketleri ile inkar etme durumuna gelen halkım bizi kahredip yerimize kendisine daha iyi kulluk edebilecek bir topluluk getirmeden ya da kıyamet kopmadan ya da kişisel kıyametimiz olan ölüm gelip bizi bulmadan aklımızı başımıza alalım. .


Utanılacak o kadar şey varken..
Utanmayalım Müslümanım demekten ve inancımızı yaşamaktan.
alintI
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Utanılacak o kadar şey varken..
Utanmayalım Müslümanım demekten ve inancımızı yaşamaktan

:(:(:(:(:(:(:(:(:(
emeğinize sağlık ALLAHU teala razı olsun​
 
Üst